TANITIM
Yazım kurallarını dikkate almanıza gerek yok. Hikaye Azra nın ağızından anlatılacak.
Azra: 17 yaşında. Sorunlu bir aileden geliyor, 14 yaşındayken Anne ve babası yangında ölüyor ve teyzesi yanına alıyor ama eniştesinden cinsel tacize uğruyor eniştesi amacına ulaşamıyor. Azra o evden gitmek istiyor zaten teyzeside dünden razı...Sonuç olarak 14 yaşındaki bir kızı sokağın karanlık yüzüne doğru yavaşça itiyorlar.
Anıl: 20 yaşında. Babası İstanbul un önde gelen mafyalarından annesi geçen sene kanserden öldü, fazla arkadaşı yok takıldığı bir erkek kuzeni var Çınar iki şımarık velet gününü gün ediyor.
Çınar: 20 yaşında. Anıl ile kuzen yakışıklı ve biraz çatlak (cesur anlamında)
Yine her zamanki gibi klasik bir gün, şu pis kokulu gecekondudan çıkıp bişeyler yemeliyim karnım zil çalıyor. Bakkala gidip bişeyler almalıyım ama iki kuruş paramı da harcayamam kimsede hayrına bişey vermediğine göre geriye kalan seçenek çalmak. Çalarken utanıyor musun? diyenlere "bakkalcı kazıklerken utanmıyo" demek istiyorum ve işte başlıyorum. Önce avanak genç bir erkek ya da yaşlı bir bakkalcı bulmalıyım. Bugün ki avımız avanak bir genç iki cilveye tapan aç gözlü yarı sarhoş biri. Yanına gidip korkmuş gibi yapıyorum sonra istediklerimi söyleyip poşete koymasını istiyorum parayı vermeden öncede iki cilve yapıp " ya senden bi şey istesem" (kıvranıyorum burada)
Salak bakkalcı : tabii buyur
Ben: buraya gelirken birileri beni takip ediyordu ama sokağı dönerken durdular sen bi gidip bakar mısın benim yerime?
Salak bakkalcı: bakarım sen merak etme
Gerizekalı ne olcak arkasından bakar gibi yapıp az ilerleyince poşetleri ve kasadan alabildiğim paraları alıp diğer taraftan tüyüyorum. İşte bu kadar bu yöntem hep işe yarar yapabilirseniz kameryıda kırın kaçarken. Geriye kalan tek şey evde bunları afiyetle yemek bu arada çalışmıyorum çünkü reşit olmadığım için kimse işe almıyor kuaförde çalışmayı düşündüm ama sevemedim hem serbest meslek daha güzel. Neyse şimdi bi avm ye gitmem lazım çünkü bu boktan gece konduda tuvalet yok o yüzden hergün böyle yerlere gidiyorum...pıhhh ne uğraştırıcı ama 3-5 yolumuda bulabiliyorum şans işte. Şimdi bir kuyumcu önüne pusu kurmalıyım ya da şu ayak üstü döviz bozdurulan yer mi? İlk karşıma hangisi çıkarsa o olsun o zaman.
Ve kuyumcu çıkıyor karşı caddesinden içeri bakıyorum zaten camlardan her şey ap açık ortada sıra zengin birini bulmakta bulunduğum konumda zenginler çok ama dediğim gibi şans ve bugün şansım yaver gitmiyor, olsun yarın yine gelirim şimdi akşam yemeği zamanı iki seçenek var birincisi kapkaççılık yapıp cüzdandan çıkan üç beş lirayla yemek yemek ikinci saf birini bulup yedikten sonra cüzdanımı unutmuş gibi yapıp vicdanından yararlanmak ama etrafta pek saf gibi görünen biri yok dur bir dakika kuyumcuya biri girdi hoy maşallah poşetee deste deste para koydu şimdi ne yapıcak acaba ara yola girdi markete mi gidicek acaba peşine düşsem mi amaaan o kadar parası var birazda biz harcıyalım değil mi? Dümdüz nereye gidiyo sokak çok sakin ve telefonu çaldı parayı almak için tam zamanı ve parayı alıp kaçıyorum kafasına vurdum yere yığıldı bu onu biraz oyalar koştur koştur kaçma zamanı ama kaçış çok uzun sürmüyor çıkmaz sokak hadi hayırlısı ve çocuk arkamda o zaman savaş başlasın. Çakımı çıkarıyorum ama çocuk çıkardı böyle bir şey beklememiştim. Bir iki bıçak darbesi sallıyor bu çocuk acemi değil ama benim kadar iyi mi orası tartışılır savunmasında açıklık var bıçağı sallar gibi yapıp geri gitmesini sağlıyorum ve o anda tekmeyi özeline vurmam lazım ve başarılı bıçağı saplayıp saplamamakla arada kalıyorum ama sonuç saplıyorum çok derine değil şimdi topuklama zamanı ki bir araba geldi adamlar birden inip silah çektiler boku yedim ama anlayamadımda bıçakladığım "durun" dedi . Ben şok "onunla ben ilgilenicem gidelim dedi. Şimdi bi salaklık yapıp bu kuytu yerde bağırmaya başlayıp mermilerin kurbanı olmak mı yoksa uslu uslu arabaya binip sonra bir plan yapmak mı? İkinci seçenem daha makul en fazla öldürür atarlar bende kurtulmuş olurum polise vericeklerini sanmıyorum çünkü çok temiz tipler değiller ben yanarsam bir şekilde onlarıda yakarım hadi bakalım bizi neler bekliyor...
