"Neredeymiş Daniel'ın amcası?"
Taehyung'un Daniel'ı kucağına alarak oynadığı oyun gülümsememe neden olmuş, o ellerini açıp "Cee." diye bağırırken sesli bir şekilde gülmeme engel olamamıştım. Bacaklarımın üstünde yatan ve arada ellerimi ısıran Yeontan'ı seviyor, bir yandan da karşımdaki ikiliyi izliyordum. Daniel da kahkahalar atarak cevapladı Taehyung'u.
Pekala, onların birbirine alışacağını düşünmemiştim.
Taehyung'u lisenin başından beri tanıyordum ve en belirgin huyu tamamen agresif ve huysuz bir kişiliğinin oluşuydu. Uyumsuzdu kesinlikle, çocuklara gram tahammülü yoktu ama kucağındaki Daniel'ı severken hiç de düşündüğüm gibi olmadıklarını fark etmiştim.
"Ba-Ba!" dedi Daniel, sanırım bildiği tek kelime baba ve mamaydı. Gördüğü herkese baba diyor, acıktığında ise mama diyerek tepiniyordu. En azından onunla iletişim kurabiliyorduk. "Geçen bir dergide okumuştum." dedim, Taehyung'un olduğu tarafa değil de kucağımdaki köpeğe bakıyordum. "Bebeklerle konuşmak onların dil gelişimlerine çok yardımcı oluyormuş, biliyor musun?"
Taehyung'un bakışlarını üzerimde hissettiğimde ben de kafamı kaldırdım ve göz göze gelmemize sebep oldum. Düz beyaz tişörtünün yakası Daniel'ın küçük yumruklarıyla çekiştiriyor oluşu yüzünden açılmıştı. Siyah saçları dağınıktı ve boynundaki minik, kırmızı tırnak izlerini görebiliyordum. "Ne konuşacağım ben şimdi bununla?" dedi çatık kaşlarıyla. "Sus desem anlamaz, kalk desem anlamaz."
"Öyle bir konuşmadan bahsetmiyorum." dedim gülerek, gerçekten çocuklar hakkında bu kadar bilgisiz oluşu tuhaftı. "Komut verirsen anlamaması normal, sadece onunla iletişim kurmaya çalış işte."
Daniel'a baktı, ne yapması gerektiğini bilmediği anlaşılıyordu yüzündeki ifadeden. Gülümsememe engel olamadım, cidden tuhaf bir varlığa bakıyor gibi gözüküyordu. "Normal bir şekilde muhabbet eder gibi konuşsana." dedim ona destek olmak için ama Taehyung omuz silkti. Bebekle bir iki cümle konuşmak hakkında bile bir fikri yoktu.
Daniel bir süredir oynadıkları oyundan sıkılmış olacak ki mızmızlandı ve Taehyung'un bacaklarının arasından kayarak yere indi. Düşeceğini sanmıştım ama Daniel büyük bir ustalıkla önce iki ayağının üstünde dengede durdu, ardından emekleme pozisyonuna geçti. Yeontan kucağımdan kalkıp koşarak odadan çıkarken Daniel da hareketlenmiş, Yeontan'ı takip edeceğini sansam da gelip bacaklarıma tutunmuştu. Onu kırmayıp kollarının altından tutmuş, kucağıma almıştım ufak bedenini. "Sevdin mi sen Yeontan'ı?" dedim tombul yanaklarına öpücükler bırakmadan önce. "Babana söylemeliyiz, sana minik bir köpek alsınlar."
"Yeontan'ımı götürmek gibi bir düşünceleri yoktur umarım." dedi Taehyung, cümlesi bittikten sonra göz devirmeyi ihmal etmemişti. Güldüm bu dediğine, ardından bakışlarımı Daniel'a çevirdim. Dudaklarının arasındaki yeşil emziğini arada bir sesli bir şekilde emiyor, bakışlarını yüzümden çekmiyordu. "Minik bebeğim!" dedim dudaklarımı büzüp, ne diyeceğimi bilmiyordum ama dikkatini çektiğim için konuşmaya devam ettim. "Köpeklerin dört ayağı olur, biliyor musun? Ama bak, senin iki tane."
Oturuyordu, ayaklarından tutarak kaldırdığım için arkasına düşeceğini sandı, ardından minik parmakları benim bileklerime tutundu. Sevmişti sanırım bunu, kahkahalar atarak gülerken ben de gülümsememe engel olamamış, eğilip yanaklarına ufak öpücükler bırakmaya başlamıştım. "Taehyung." dedim Daniel'ı kollarının altından tutarak doğrulturken. "Mutfakta, tezgahın üstünde Daniel'ın maması vardı. Onu bize getirebilir misin?"
Dizlerime basmasını sağladığım minik bebek mama lafını duyunca tepinmeye başladı, tatlı tekmelerin hedefi olan bacağımın ağrımasıyla yüzümü buruşturdum. Taehyung ise ikiletmedi beni, sessiz bir şekilde odadan çıktı. Fazla ruhsuzdu bugün, Daniel mamasını yeyip uyduktan sonra onu bu sessizliği ve ruhsuzluğu konusunda sıkıştırmayı kafamın bir kenarına yazdım. "Acıktın mı sen?" diyordum Daniel'ı dizimin üstüne oturturken. "Ne tepiniyorsun, hm?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
homemate : taekook✓
Fanfictiontaehyung: jeongguk bu bebek losyonu fazla beyaz ve şey bana hiç de hoş olmayan şeyleri anımsatıyor -mia☆