2.8. Babamın emaneti

103 6 23
                                    

"Babamı özlemek mi?
Gölgesini görsem sarılırım."

"Ben babamı çok seviyorum. Ben hayatta en çok babamı seviyorum. Annemi de seviyorum, tamam ama, en çok babamı seviyorum. Babam benim kahramanım. Hani çocukken masallarda bize anlatılan kahramanlar var ya öyle. Babam da benim kahramanım. Ama gerçek. Kanlı canlı. Çocukken babamın tüm zorlukları aşabileceğini ve tüm sorunları çözebileceğini sanardım. Babamın hiç tuvalete gitmediğini, bir oturuma bir kazan yemeği yiyebileceğini veya bir ordu insanı yenebileceğini düşünürdüm. Babamın hiç uykuya ihtiyacı yoktu. O sadece güç toplamak için uyur sanardım. Ama büyüyünce ve babamı daha yakından tanıyınca, anladım ki, babam hiç da sandığım kadar güçlü biri değilmiş. Babam sadece büyüyememiş bir çocuk. Ve bunların suçlusu sensin, yaşlı bunak."- İdris önünde oturan yaşlı adama bakıp söyledi.

Kasım Helvacı artık bir kaç senedir Alzheimer hastalığına yakalanmış ve çocuklarının, torunlarının ismini dahi hatırlamıyordu. Kendisi yardıma muhtaç hala gelmişti. Ama İdris bugün onun senelerdir tam burunlarının ucunda Çukur'da yaşadığını öğrenmiş ve onu evinden kaçırmıştı.

 Ama İdris bugün onun senelerdir tam burunlarının ucunda Çukur'da yaşadığını öğrenmiş ve onu evinden kaçırmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senin herşeyi unutmuş olman, benim bunları unutmuş olabileceğim anlamına gelmiyor. Babamın yaşadığı acıları yok etmiyor. Sen ailenle mutlu mesut yaşarken, benim babaannem toprak altında yattı. Benim babam yetim ve öksüz büyüdü. Senin yüzünden. Benim adım İdris Koçovalı ve ben intikamımı alırım."- İdris bunu söyleyip, silahını çıkartıp Kasım'ın göğsüne üç el ateş etti.

Adam yerindece ruhunu teslim etti.

***

Sultan hanımı tekerlekli sandalyede bahçeye hava almaya çıkartmıştılar. İdris balkonda durup bu manzarayı seyrediyordu ve aklında Ogeday'ın söylediği sözler vardı.

"Birisi sırf kadın diye, işlediği suçlar göz ardı edilemez. Yoksa kadın hapisaneleri olmazdı. Cehenneme de sadece erkekleri alırdılar."

Babasının yaşadığı acıların üç büyük sorumlusu vardı: Paşa, Sultan ve Kasım.

Kasım'ı sessiz bir şekilde öldürmüştü. Paşa yıllar önce ölmüştü. Geriye tek bir suçlu kalıyordu.

İdris bahçeye inip çevreye göz attı. Kimseler yoktu ortalıkta. Gizlice arkadan yaklaşıp korumanı bayıltıp, Sultan hanımın tekerlekli sandalyesiyle birlikte sürüp kendi arabasına soktu. Sultan'ı onu aş evine götüreceğiyle kandırdı.

Ama arabayı ormanlık alana sürdü.

"Ne oluyor? İdris oğlum, nereye gidiyoruz? Burası aş evinin yolu değil."- diye Sultan arka koltukta isyan etse de İdris onu sanki duymuyordu.

Bugün tüm hesapları kapatma kararı almıştı. Sonuçta kimse ondan şüphelenmeyecekti bile. Herkes bunu "Kulkan" yaptı sanacaktı.

Arabanı ormanlık arazide durdurup Sultan'ı tekerlekli sandalyesiyle birlikte arabadan indirdi.

ParamparçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin