Sabah kaltığımda evdeki bağrışlar beni uyandırdı.Annem ve babam kavga ediyorlardı sanırım. Hemen pijamalarımla yataktan fırladım ve salona doğru koşarak indim. Babamla gözgöze geldik. Anneme baktığımda dudağı patlamış kanıyordu.
Babama doğru ilerledim ve
- Ne yaptığını sanıyorsun sen! diye bağırdım.Annemi o halde görünce içim yandı diyebilirim. Babam tepki vermeyince;
-Hala burada durabiliyor musun?Git burdan tamam mı? dedim. O sırada babam;
- Hiçbişey bilmiyorsun Güneş anlamıyorsun. babama;
-Neyi anlamam gerekiyor baba? dedim sinirle babam bir anda durgunlaştı ve biz annenle boşanıcaz .dedi. Sert ve kaskatı bir ifadesiyle. Onu ilk defa böyle görüyordum.Beni hiçse sayıp nerden geldi bu boşanma mevzunu anlam verememiştim.
İlk kavgaları değildi ama kendimi çok kötü hissetim.En azından artık kavgalarına şahit olmayacaktım.
Babam evden sert bir şekilde çıktı.Annem bana kendisi suçluymuş gibi bakıyordu.Ahh cidden ne oluyordu?
boşanmalarını bile umursamıyordu annem.
Anneme doğru yaklaşarak;
- anne dudagın kanıyor bekle! dedim ve banyodan pamuk aldım ve sildim.
Annemin gözyaşları kurumuştu.Duygularını ve düşüncesini okumaya çalışıyordum gerçekten çok iyi gizliyordu.Tek anladığım beni izlediği. Anneme ;
- Anne pijamalarımı değiştiricem.dedim. annem ise olumlu şekilde kafasını salladı.
Pijamalarımı tam değiştirecekken annem kapıyı çalarak;
-Güneşçim kahvalıyı dışarıda yapalım hem gezip alışverişte yapalım biraz kafa dağıtmaya var mısın bakalım?. dedi. Annemde yine bir durgunluk vardı ama anlam veremedim.
-Ellerimi birbirine çarparak VARIM!!! dedim. Annemle dışarı çaıkacagım için hafif kabarmış saçlarıma şekil verdim ve saçlarımı topladım.Birazcık da renkli nemlendiricim ve maskaramdan sürdüm.Evet hazırdım.
İçimde ayrı bir huzusursuzluk vardı.Annemle çok güzel bir kafede kahvaltımızı ederken annem bana fazla bakıyordu.Acaba karşısındayım diye mi ?Sabahki olaydan sonra böyle bu tür konular açmak istemedim eeee kafa dağıtmaya geldik değil mi?
Annemle alışverişe gittik ve çiçekli bir elbise ve ikimize anahtar ve kilit sembollü bileklik aldık. Benimkinde anahtar sembolü vardı.Annem bana doğru geldi ve;
- Sonsuza kadar çıkarmıycaz tamam mı? söz ver bakıyım. Ben ise bilekiğe kaptırmıştım
-Söz asla çıkartmayacağım. Hem çok begendim. Annem biraz garip davanıyordu noldu? acaba sabahki kavgadandır heralde.
Annem bana doğru durgunca baktı ve ;
- Güneşçim ben bir lavaboya gidicem az sonra gelicem
-Tamam anne hadi.dedim o sırada telefonla uğraştım.Annem sanırım gecikti.Ahh bu kadar süslü olmak zorunda mısın anne. Beklemekten bi hayli canım sıkıldı ve bir anda yağmur bastırdı.Etrafta yağmurdan kaçan insanlar o sırada telefonumun saatine terkar baktım 20 dk filan olmuştu.
Başına bir iş gelmemiştir umarım.Korkuyordum.Kafenin WC sine gittim ve yoktu. Anlamıyordum. neredeydi? Görevlinin yanına giderek ;
-20 dk filan önce burada mavi gözlü kumral saçlı orta boylu bir bayan gördünüz mü? Görevlilerden bir başkası söze atıldı ve;
- O hanım bana arka kapıyı kullanmak istediğini söyledi ve ordan gitti. Aglayarak bir adamın arabasına binmişti.Duyduklarım karşısında ayakta mıydım belli değildi. Görevliye başımı sallayarak sağolun dedim.
Dışarı çıktım ve Hayır bunu yapamaz. Bana neden? ben onun kızıyım? Bilmediğim bir yöne doğru koşuyordum.Hayır ya olamaz bana bunu yapamaz. Bagırarak aglamıştım. Etraftaki insanlar bana bakıp meraklı bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
Evet bu sefer ıslandım.Yoldan taksi çevirdim ve evin adresini verdim. Eve geldim ve babam elinde bi kağıda bakıyordu. Babam beni görünce korku dolu gözleriyle halime bakıp ne olduğunu anlamaya çalıyordu babama dedim ki;
- baba taksinin parasını ödesene dedim güçlük çekerek. Babam olumlu şekilde kafasını sallayarak bekle dedi. kapının kapanmasıyla babamın geldiğini anladım.Babam;
-Güneş bu ne hal?korku dolu ve meraklı bakışıyla. ;
-Baba annem seni aldatıyor muydu? Babam gözlerini kapatarak derin nefes aldı.
- O senin annen bunu unutma yeter ki. babama doğru
- baba sen ne dediğinin farkında mısın? bugün ben ve sen bir tekme yedik hala bana onu savunma.Bugün noldu biliyor musun? bana bir yalan uydurarak kaçıp gitmiş. dedim artık gözümden yaş gelmiyordu.Beni öylece Aptal küçük kız gibi bırakıp gitti. ben ise aptalca ona ve etraa gülücükler saçıyordum. babam gözlerime bakarak;
-Onun annen olduğunu değiştiremezsin ama unutma burada bi baban var dedi.En samimi hailyle.babama zorlukla tebessüm ettim ve odama çıkacağımı söyledim.
Biraz duş almalıydım bugün öyle çok şey yaşadım ki şuan darmadağınım. Ne yapacağımı bilmiyordum.Ama bu ev bana o kadını hatırlatıyordu.o kadının bana bugün saçtığı gülümseme duş alıcakken dikkatimi bileğimde duran bileklik çekti.çıkaracaktım.ama söz vermiştim.Ben sözümü tutmalıydım.Kafam o kadar karışıktı ki o küçücük bilekliğin bende önemi yoktu.Aynaya baktığımda maskaram akmıştı berbat görünüyordum. Su beni rahatlattı.
Yatagıma girdim ve üşüyordum titriyordum.Kapım çalındı babam olmalıydı.zayıf ses tonumla
-GEL. dedim babam bana baktı ve Güneş iyimisin kızım titriyorsun.dedi.
duymuyordum.hiçbirşey.babam beni kucağına aldı ve o anda gözüm karardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mevsim Soluklu
ChickLitkalbim yazın çıkan orman yangını gibi her seferinde ihanetlerle dolu. kalbim kendi sonunu peki seçer mi ? Eğer düşersem kim kaldıracak kimden medet umacağım. karanlıgım içersinde bogulmak isterken kime ışık tutabilirim ki? karanlığımı aydınlatan so...