Son ders edebiyattı.Ahh cidden hiçbirşey kavrayamıyordum. Yanımda oturan buz gibi bakışlara sahipti. İsmi neydi acaba? Bir kaç kere göz göze geldik fakat gözleri boş ve donuktu. Ben ise onun yüzüne bakarak aklından ne geçtigini ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordum. Garipti. Ve oldukça fazla sigara kokuyordu.
Ben bu düşüncelerime için derste defterimin arasına bir anime çizdim.
Çizimde iyiydim ama fazla olduğum söylenemezdi.
Üzerimde bir çift koyu gözlerin dolandığını hissedebiliyordum.
Neden ismimi sormuyordu en azından bir tebessüm.
Zilin çalması beni bu andan kurtardı.
Hızlıca defteri çantama atıp taksi çevirerek eve gelmiştim.
Yorgundum.
Hafif bir baş ağrısı beni yormuştu.Ders çalışmak gibi bir niyetim yoktu.Evde tek olmak gerçekten sıkıcıydı. Bu düşüncelerimden arınmak istiyordum. Uyumak istiyordum deliksizce. Bedenim uykuyu arzuluyordu. Daha fazla dayanamayarak kendimi yatağa attım.
Kafamda binlerce soru vardı.Annem.
Beni bırakması sonrası atlatmış gibi duruyordum.
Nedense her aklıma geldiginde inanmak istemiyordum. Kendi yalnızlığımda kavrulmak istiyordum. Babam iyi niyetli ve hak etmemesi gereken şeyler yaşamıştı. Bu güne kadar bana saygı duymuştu. Ama ondan bugüne kadar sevgi bulamamıştım. Uzaktan severdi. Artık darmaduman olmuştum.
Düşüncelerim arasında boğulmuştum. Ve uyku beni yine hapsetti.Bir süre sonra telefonumun çalmasıyla telefondaki isime baktım. Babamdı.
"Efendim baba"
"Evdesin değil mi?"
"Evet. Evdeyim bir sorun mu oldu?"
"Güneşçim hazırlan ve yeni komşularımız bizi yemeğe davet etti. Hazırlanmalısın".
"Peki baba" dedim.
Evde pineklemek varken neden gitmek zorundaydım ki.
Uykudan tamamen ayrılmak için banyoya ilerledim ve yüzüme su çarptım. Gözlerimde sadece boş bir ifade vardı.Aynayla bakışmama son verip dolabımı açtığımda birşeyler karıştırdım. Siyah giymek istemiştim ama siyaha dair birşeyler bulamamıştım. Bir an önce siyahla doldurmalıydım dolabımı en azından kasvetli halim bunu istiyordu.
Bordo bir bluz altına beyaz etek giymiştim. Aynadaki yansımam hoştu. Bu kıyafetle ruh halim ters düşmüştü.
Bir an bileğimi boş hissettim ve birşeyler karıştırdım ve onu buldum.
Anahtar sembole sahip bilekliğimi
"Annemin çıkarma"dedigi bağ gibiydi.
O beni hiç saydı ve gitti. Oynanmış ve aptalca hissetmiştim kendimi. Etrafa gülücüklerimi saçarken aslında gitmeyi düşünmüştü bile. Ben onun yaptığını yapmayacagım verdiğim sözü tutmalıydım. Tersi benim kurallarıma aykırıydı. Neden bilmiyorum ama bir gariplik olduğunu da sezmiştim.
Bilegime takarak düşüncemden çıktım.
Hafif bir allık ve rimel ardından parlatıcımdan sürdüm.
O kadının herşeyi bana benziyordu. Aynayla yine bakıştım. Kapının açılma sesini duymuştum.Babam odama tıklatarak girdi.
"Güneş çok güzel olmuşsun. Benim kızım gerçekten büyümüş."
Babam bazen samimi olabiliyordu sevgisini az da olsa dışa itiyordu.
"Saol baba hazır mısın sen?" diyiverdim.
"Ehh senin gibi olmaz ama bizde bişeyler yapı verdik"
"Hadi baba gidelim bir an önce" Kendimi güzel bulmuyordum.Siyah noktalar ,sivilceler , donuk bakışlarım. Sadece yüzümde farkedilmiyordu.
Babam önden gitti. Ve çantamı alarak çıktım.
Ve bir kez daha lanet ettim.
Hemen yanımızda olan eve gidiyormuşuz.
Kapıyı açan güleryüz vardı. Bana gülen gözlerle bakarken sadece hafif bir tebessümle geçiştirmeye çaba harcadım. Evin agırlık tonu beyazdı. Ters düşmüştüm bu renkle. Oysaki rahatsız etmemişti.
Komşumuzun ismini ögrenmem bir şok geçirmeme neden olmuştu.
Annemin ismi.
"Fulya"dedi.
Babamın suratından etkilendigini görebiliyordum. Adının Fulya oldugunu ögrendiğim kadın elini uzatarak babam afallamasının sonucunda Fulya ablanın elini sıkarak
"Bende Halil ve kızım Güneş"dedi.
Fulya abla elini bana doğrulttu ve bende sıkarak tebessüm ettim.
Ardından fulya abla
"Senin yaşlarında da benim oğlum var" niye bana söylemişti ki sadece yemek yiyip evime gitmek varken illa konuşmam mı gerekiyordu. Anlamayan gözlerle ona baktım ve aşağıya inen renkli gözlü tam Ela nın tipi olan bir çocuk indi.
Fulya abla
"Akın oğlum yeni komşularımız"dedi. Benimle aynı durumda oldugunu anlamıştım. Fakat bana bakmaya başlamıştı ve babam tanışmak için elini uzattığında ismini ögrendiğim kişi babamın elini sıkarak
"Akın"dedi.
"Halil bende dedi ve kızım Güneş" dedi. Ve "Sahi hangi lisede okuyorsun?"
"Sancak koleji"dedi.
"Babam şaşırarak Güneş te o lisede"dedi.
Babamın bu kadar tepki vermesini gerek bulmuyordum. Çocuk sakin uysal birine benziyordu. Fakat rahat degildim burda.
" ya hangi şube"dedi bulut
"12 -A" dedim
"Aras 'ın sınıfındasın"dedi. Sessiz söylemişti ama duyabilmiştim.Bi o kadar sinir bozucu ifadeyle.
Aras kimdi? Ondan bahsedince neden ifadesi bu kadar yabancı bir ifade aldı yerini anlayamadım.Fulya abla "hadi yemeğe geçelim"dedi.
Sonunda o bölüme geçmiştik. Sofrada dizilmiş bir kaç yemek vardı. Ve yemeğe başlamıştık. Bir an önce eve gitmek istiyordum.Gerilmiştim başka birinin yanında nasıl davranacağımı hemde annemin ismiyle aynı olan kadınla nasıl bir ilişki kuracağımı bilemiyordum. Evet susacaktım.
Yemekleri mideme indirirken Funda abla "sakıncası yoksa buraya neden geldiniz?"dedi. SANANE!
Babam"ailevi bir meseleden dolayı"dedi.
Sonunda Fulya abla anlamış olacak ki Yemekleri begenip begenmediğimizi sordu.
Ve lezzetli olduğunu söyledim.Evet güzeldi yemekler.
Yemek bitince funda abla itiraz etse de ona yardım etmek istemiştim. Salona geçmeden funda abla "Akın sen evi odanı göstersene Güneş'e"dedi.
Ve bana bakınca bende olumlu yönde tebessüm ettim. Bir dakka ya niye bana evi gösteriyor ki ne alaka!
Akın olumlu yönde başını salladı ve üst kata çıkalım. dedi
Ben ise onu takip ettim.
"Sınıfta birileriyle tanıştın mı?"dedi
"Evet".dedim "Esinle"
Tanımadığı yüz ifadesinden anlaşılıyordu. Sanki ağzımda bişey arıyordu. Ahh şuan sağlıklı düşünemezken.
"Seni bir gün Ankarayı gezdiriyim" dedi. Ve gülümsedi.
"Olabilir"dedim.aynı sevecenlikle. Samimi ve sevecen olduğunu bu konuşmamızda çözdüm. Bana odasını gösterirken lacivert ve beyazın siyahın hakim olduğu taraftı penceresi güneşe dönüktü. Ders kitapları dolabın raflarında sergileniyordu sanki.
"Güzel mi?"dedi.
"Evet,güzelmiş."dedim Yüzündeki gülümseme dahada genişlemişti.
Salona indiğimizde Fulya abla ile babam bir konuşma içindeydi. Babam üzülmüş gibi birşey dedi. "Allah rahmet eylesin".diye. Akın konuyu anlamış olacak ki onun da suratı düştü. Sanırım konu Akın'nın babasıylaydı.
Babamlar bizim geldigimizi fark edince saati arar oldular.
"Saat geç olmuş gidelim biz" dedi babam.
Fulya abla "Tekrar beklerim" dedi.
Kapıya ben yönelirken Akınla el sıkıştık ve anlayamadığım şekilde bana gözlerini dikti. Umursamayarak "Görüşmek üzere"dedim.
Akın durumu fark edince "E Evet görüşürüz"dedi.
Babamla Fulya abla da el sıkışarak "iyi geceler"dediler.
Sonra eve gelir gelmez babama "iyi geceler" dedim. Ve odama geçerek kendimi yatağa attım.
Ne yorulmuştum ve bugün o kadının ismi bir kez daha karşıma çıkmıştı.
Fulya abla iyi biriydi hoşgörülü ve sevecendi. Yüzümdeki rimeli silme isteği duydum ve pijamalarımı giyerek kendimi yatağa attım.Çalar saatin tiz sesi bütün odamı doldurmuştu. Direk lavaboya yöneldim ve yüzüme su çarptım. Aynadaki yansımam bana öylece bakıyordu. Yüzümü kuruladım ve formamı giydim. Sanırım babam bırakmıştı.
Hızlıca saçlarımı taradıktan sonra babamı omlet yaparken buldum.
"Güneş günaydın yok mu?"
"Günaydın baba"
"Formaların oldu mu bakalım?"
"Evet tam oldular. Ben neyle gidicem okula?"
"Şey sana sormadım ama bugünlük
Akınla gitsen?"
"Tamam bugünlük olur." dedim ve anlayışla kafamı sallamakla yetindim.
Kahvaltıyı babam pek etmeden "kızım ben çıkıyorum acil halletmem gereken işler var"dedi.
"Tamam baba buraları ben hallederim".dedim.
Babam "saol kızım" dedi. ve yanaklarımı sıktı ve gitti.Tam peynir tabağını mutafağa götürürken zilin çalmasıyla irkildim.
Kapıya yöneldim ve Akın nın şaşkın bakışıyla "daha hazır değil misin?"dedi.
Göz devirmekle yetindim.
"Merak etme şurayı toplamam hazırlanmam 20 dakikamı alır".
"Bende yardım edeyim mi?" sevecen haliyle
"Geç sen otur hallederim ben" dedim. Ve koltuğu çenemle göstererek hepsini mutfağa tıktım.
Ve odama çıkarak formaları üzerime geçirdim. Saçlarımı hızlı bir şekilde topladım ve rimel ve nemlendiricimden hafifçe sürdüm. Dudaklarım kurumuştu.
Hızlıca çantama bi kaç defter kitap atarak merdivenden indim.
Akın gözlerini bana çevirdi ve "ne hızlısın tam 20 dakika bile olmadı."
Bu sefer göz devirmek yerine tebessüm ettim. Ve evi kilitleyerek çıktım.
Akın bir arabaya yöneldi. Kırmızı renkteydi ve üstü açıktı.
Akının olduğunu tahmin etmiştim. Akın binerken bende vakit kaybetmeden bindim.Ben yolu izliyordum ve canım gerçekten sıkılmıştı. Elim radyoya vardı ve hızla geri çekildi.
Klasik bir müzikti. Hoştu bazen sözler yerine tınılar da iyi anlatabiliyor.Okula giriş yapmıştık. Bir kaç gözler bize dönsede sonradan gözler üzerimizden çekilmişti.
"Ben sınıfa gidiyorum sonra görüşürüz." dedim.
Akın duraksadı.
"Çıkışta Esinle bişeyler yapıcaz beni bekleme" dedim.
Akın anlamışçasına gülümsedi ve yanağımdan makas aldı.
Bende ona tebessüm ettim ve "saol" dedim.
Akın ın gülümsemesi genişledi ve ben sınıfa yönelecekken bir anda arkamdan bana yabancı ve soğuk bir ses işitildi.
"Sen bekle"dediEvettt okunma sayısı bence ilke göre daha iyi fakat vote sayısı gerçekten çok düşük. Yorum sayısı yok.
Yeni bölümü yayınlamam size bağlı bir durum. Okunma sayısı evet var ama vote ve yorum nerde???
♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mevsim Soluklu
ChickLitkalbim yazın çıkan orman yangını gibi her seferinde ihanetlerle dolu. kalbim kendi sonunu peki seçer mi ? Eğer düşersem kim kaldıracak kimden medet umacağım. karanlıgım içersinde bogulmak isterken kime ışık tutabilirim ki? karanlığımı aydınlatan so...