MULTİ; ZACK
Aniden zihnime ulaşan sesle irkildim. Zack '' Herzamanki yere gel.'' demişti. Kimseye görünmemeye çalışarak Büyük Kapı'nın ardındaki bahçeye gittim. Zack görünürde yoktu. büyük ihtimalle ortalığı kolaçan ediyordu. Yasaklı Yer' e doğru yürüdüm. Aslında buraya gitmek yasak falan değildi. Bu ismi aşkımız yasak olduğu için vermiştik. Bir aşk neden yasak olurdu ki? İki meleğin aşkı kime zarar verirdi?
- Hey! Sen!
Sessizliğin içinde yankılanan ses ile irkildim. Kim olduğumu görmemeleri gerekiyordu. Ya da kiminle olduğumu. Ama istemeden arkamı döndüm. Gelen intikam meleği Dora idi. Kahretsin! Yanıma gelip;
- Ashel! Burada ne arıyorsun?
diye sordu. Aklıma gelen ilk şeyi söyledim.
- Geçen dolunayda sizin kanatlarını koparıp yeryüzüne gönderdiğiniz Carl'ın tüylerini topluyorum. Bahçeyi kötü gösteriyor.
- Tamam. Dilal'i gördün mü?
-En son baş melek onu çağırmıştı.
- Tamam teşekkür ederim.
Dora'nın nereye gittiğine hiç bakmadım. 20 dakikaya yakın bir süreden beri Zack'i bekliyordum. Belki de Dora'yı gördüğü için gelmemişti. Ya da Baş Melek' e de yakalanmış olamaz mı? '' Ashel.'' Beynimde yankılanan sesle irkildim. Hala alışamamıştım buna. '' Etrafa iyi bak bir kaç dakikaya oradayım. Kimse görmesin.'' Zack'in sesi beynimde yankılanmayı bıraktığında etrafa baktım. Görünürde kimse yoktu. Bir kaç dakika sonra karanlığın içinde Zack'in sarı saçlarını gördüm. Aramızdaki mesafe ne kadar olursa olsun onu gördüğümde kalp atışlarım hızlanıyordu. Geldiğinde ona kızmayı planlıyordum fakat bir bakışı beni susturmaya yetti.
- Seni kaç saattir beklediğimi biliyor musun Zack?
demekle yetindim.
- Biliyorum. Özür dilerim. Şu melekler çok meraklılar. Geçen dolundayda kovulan meleğin tüylerini toplamaya çıkmışlar ama Baş Melek'in onları çağırdığını öğrenmişler.
- Ah! Başın belaya girecek! Anlamaları çok zaman almaz.
- Onlar anlayana kadar ben seni yeterince görmüş olurum.Bu bana 1 hafta yeter.
- Keşke daha fazla zamanımız olsaydı.
-Galiba var. Çünkü intikam meleği Dora ortalarda yok.
- Tanrım! En son buradaydı. Meydana geri döndü sanmıştım.
- Ashel! Hemen buradan gitmeliyiz!
- Yakalandık! Bizde kovulacağız, kanatlarımız koparılacak. Sonsuzluk diye birşey kalmayacak!
- Ashel. Kes zırlamayı. Bir şekilde kurtulacağız.
- Ayıracaklar bizi! Kavuşamayacağız.
kıpırdamadan onu dinledim. Kıpırdayamıyordum. Kendimi kontrol de edemiyordum.
- Ashel, ne olursa olsun ben senin yanındayım. Bizi asla ayıramazlar. Anlıyor musun? Artık gidelim Ashel, hadi.
dedikleri bir kulağımdan girip öbür kulağımdan çıkıyordu. Algılayamıyordum.
- Seni çok seviyorum, Zack. Eğer kavuşamazsak...
sözümü keserek;
- Unutma, ben seni herşeyden, herkesten, herzaman çok seviyorum. Hayatlarımızın sonsuz olduğu gibi aşkımız da sonsuz olacak. İnan bana. Ama artık gitmeliyiz. Lütfen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAFE
Teen FictionÖlümsüzlüğü avuçlarının içinde sanan iki beden, iki melek kadar masum, bir şeytan kadar gizemli bir aşka düşer. Ölüm değil, sonsuzluk baş rolde. Ya aşk uğruna yapılan fedakarlıklar boşa çıkarsa? Peki aşk, istediklerimize engel mi? Mesela, ölümlü olm...