Karlı bir kış sabahıydı.Nazlı tüm gece boyunca uykusuz kalmış, içtiği kahvelerle ayakta durmaya çalışıyordu.O bir mimarlık öğrencisiydi. Projesinin teslim tarihi yaklaşmıştı. En iyi maketi yapmak için uğraşıyordu.Nazlı hayatı boyunca hep elinden gelenin en iyisini yapmak için çalışmıştı zaten.Çocukluğundan beri hep mimar olmak istiyordu ve bunu çok çalışıp Türkiye'nin en iyi mimarlık fakültelerinden birine girip başardı.Şimdiki hedefi ise okulu iyi bir dereceyle bitirip ilerde adından söz edilen bir mimar olmak.Yıllardır kendini başarılı olmaya adadığı için çok fazla erkek arkadaşı olmamıştı.Ancak flört ettiği erkeklerden de tam anlamıyla hoşlandığı kimse olmamıştı.Yani hiç aşık olmamıştı...
Okula gitmek için hazırlanıyordu.Üstüne kırmızı kareli bir gömlek,kot pantolon giydi.Doğuştan sarı olan saçlarını tarayıp, en sevdiği parfümü sıktı.Nazlı fazla makyajdan hoşlanmazdı ama dudağına pembe dudak parlatıcısını sürmeden çıkmazdı.Ve artık çıkmak için hazırdı.
Metroya istasyonuna geldi.Sabahın en kalabalık saatleriydi.Lise öğrencileri ve çalışan insanlar treni doldurmuştu.Nazlı treni yakalamak için koşmuştu ancak makinist kapıları çoktan kapatmıştı.Bir sonraki treni bekledi. Tren geldi, boş bulduğu bir koltuğa oturdu.Tren hareket etti.Bir sonraki istasyona geldi.Kapılar açıldı,içeri uzun boylu,buğday tenli ,iri kahverengi gözleri olan kumral bir erkek girdi , Nazlı'nın tam karşısına oturdu.Nazlı kafasını kaldırdı ve ona baktı.İlk bakışta sadece yakışıklı buldu.Ama daha sonra ona bakmaktan kendini alamadı.Karnı ağrımaya başladı, kalp atışları hızlanmış ve terlemeye başlamıştı."Ne oluyor bana?"diye sordu icinden .Bu AŞKTI.Nazlı hayatında ilk defa birine aşık olmuştu.
Tren ilerlemeye devam ediyordu.Nazlı çocuğa göz ucuyla bakmaya devam ediyordu.İlk defa trende zaman bu kadar hızlı geçmişti .Son durağa yaklaşılıyordu.Nazlı son durağa hiç gelmek istemiyordu onu birdaha göremeyecekti çünkü o çıkıp gidecekti onu tanımıyordu konuşmak istiyor ama bunu yapamıyordu.
Son durağa geldi tren.Kitaplarını alıp trenden çıktı.İstasyondan çıkarken bir ses geldi:
"Durun, cüzdanınızı düşürdünüz"
Bu oydu.İlk görüşte aşık olduğu çocuk.
-Aaa , çantam açık kalmış ordan düşmüş olmalı çok teşekkür ederim
-Rica ederim, ama birdahakine daha dikkatli olun.
Diyerek ordan uzaklaştı.Onunla konusmustu.Gözlerinin içine bakmıştı.İçi kıpır kıpırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akıp Giden Pişmanlık
ChickLitMimarlık öğrencisi olan Nazlı'nın idealistlik ve aşk arasında gidip gelen hayatını anlatıyor bu hikaye.Bakalım Nazlı sonunda verdiği kararlardan istediği sonucu alabilecek mi?