ZİKO (bxb)

3- Mekan

Selamün aleyküm

·

Mekandan içeri girdiğimde temiz olması ilk dikkatimi çeken şey olmuştu. Köşede duran adamlardan bir tanesi beni görünce koşarak yanıma geldi.

"Hoş geldiniz, buyrun Ziko bey." Dedi gergin bir sesle. Lan adam yemiyordum, görende ne sanacak.

Ellerimi spor ceketimin ceplerine sokup adamın beni yönlendirdiği yere doğru ilerledim. Büyük bar mekanına giriş yaptığımda eliyle buyrun der gibi yapmış ve kenara çekilmişti.

Yönlendirdiği yere baktığımda Affan'ı bir koltukta, artık yüzüne yapıştığından emin olduğum o gülümsemeyle bacak bacak üstüne atmış, rahatça otururken gördüm.

Masanın başına geldiğimde keskin bakışlarımı, Saltan'ın ayakta dikilmiş küçük koruma ordusunda gezdirdim.

Malum kişi bu kadar korumayla gezmiyor amına koduğum.

"Hoş geldiniz Ziko bey." Sinir bozucu gülümsemesiyle konuşurken bakışlarımı ona yönlendirdim ve arkamda beni takip eden elemanlarıma işaret verip, köşelere dağılmalarını sağladım.

"Saltan, gereksiz kibarlığını benim üzerimde kullanma."

Üzerimdeki ceketi çıkartıp masaya öylesine fırlattım. Altına giyindiğim, vücuduma yapışan siyak tişörtü düzeltirken Saltan'ın bakışlarının göğüs bölgemde gezindiğini görmek kaşlarımı çatmamı sağlamıştı.

Karşısındaki koltuğa oturdum rahat bir şekilde. Bize satın aldırdığı mekana imza atmak için gelmiştim, o ise mekanı görmek istediği için peşime takılmıştı.

"Şunlara söyle başımda dikilmesinler zebellah gibi." Dedim adamlarını kast ederek.

Gülümsemesi genişledi. Elini kaldırdırmasıyla, hızlı bir şekilde dağıldı adamları.

Sessiz geçen bir kaç saniyenin ardından bacaklarını düzelterek eliyle milyarlık olduğundan emin olduğum takımının ceketinin önünü açtı.

"Spora gidiyor musun?"

Sorduğu soruyla anlamsızca suratına baktım.

"Gerçi bu kaslı ve büyük göğsünün başka açıklaması olamaz." Konuşurken 1 saniye olsun bakışlarını göğsümden çekmemişti.

Bana bile yabancı gelecek şekilde ne diyeceğimi şaşırmıştım ve bunu belli etmemek için "Ne sokuk bir muhabbet bu ya." Dedim.

"Halbuki basit bir soru sormuştum Çakır." Aynı benim gibi soyadımı kullanarak hitap etmesi garip bir şekilde hoşuma gitmişti.

İsmim ve soyismim yerine lakabımla bir bütün olduğum için soyadımı ben bile unutmuştum. 

"Evimin depo kısmında bir spor alanı var akşamları orada çalışıyorum." Neden bu kadar detay verdiğimi de bilmiyordum. Sadece evet demem yeterliydi.

"Kıskandım şimdi bak." Derken elinin tersiyle çenesini kaşıdı. "Uzun zamandır spor yapmıyorum, paslandım."

Yalancı. "Bu hayvan gibi vücudunu sadece ofisinde bacak bacak üstüne atarak yapmadığına bir imza daha atabilirim." Dedim alayla.

"Hayvan." Diyerek dediğimi tekrarladı ve sesli bir şekilde güldü. "Hoşuma gitti."

Onu eğlendirmek hoşuma gitmediği için araya girip "Bir spor salonuna para veremeyecek kadar fakir olduğunu düşünmüyorum Saltan." Dedim alayla.

"O kadar fakir değilim evet." Diye karşılık verdi.

Sonrasında mekanın sahibi gelmiş imzalar atılmıştı. Bu sırada Affan etrafı gezmiş ve memnun bir şekilde bana bakarak gülümsemişti.

Devamlı göğsüme bakması ise mekandan çıkana kadar beni sinir eden başka bir ayrıntıydı.

•

Meme gören Affan kanahssdjshah

İnstagram: ekimdiyelim