4.Bölüm

2 0 0
                                    

Efsun tam da o günden itibaren bütün doğum günlerinden ve doğumundan nefret etmişti. Nefret ettiği bir sürü şey vardı zaten. Nefret ettiği şeylerin arasına yeni bir şey girmiş olmuştu böylelikle sadece, bu kadar. Her şeyden nefret ettiği gibi doğum günlerinden de nefret etmeye başlamıştı o günden itibaren elbette. İnsanların doğumu zaten Efsun'u neden dolayı mutlu edebilirdi ki? İnsanlar doğmuş veya doğmamış... Efsun için ne değişirdi ki? Hiçbir şey... Hiçbir şey değişmezdi Efsun için. Bu dünyada insanların olmasını dahi dilemezdi ki Efsun. Çocukluk hayali tam olarak da buydu zaten. İnsanların olmadığı bir dünya...Hayvanları sevmekten başka çaresi yoktu ne de olsa. İnsanları sevemezdi, kalbinde aşılamayacak bir büyüklükte olan bir bariyer vardı. O bariyeri bugüne kadar aşan olmamıştı ki. Başka insanların onun kalbindeki bariyerleri kaldırmaya cüret dahi edemeyeceğini çok iyi biliyordu. Denemişti çünkü... Çokça defa denemişti. İnsanları çok oynatmıştı parmağının ucunda koca burunlu Efsun. Oynatmıştı da. Çokça defa oynatmıştı onları avcunda, insanlara istediği her şeyi yaptırabilme gücüne sahip olmuştu tam da bu yüzden. İnsanları belli bir noktadan sonra çok iyi manipüle etme gücüne sahip olmuştu ama tabii kalbi iyilikten vaz geçmediği dönemlerde onda bu tarz şeyler yoktu. Ama yaşadığı her şey her geçen gün burnunu daha da büyütmüştü ve Efsun'un burnu sonunda Kaf Dağına ulaşmıştı, bu da bir başarıydı ne de olsa, değil mi? Herkesin burnu Kaf Dağına çıkamıyordu ne de olsa. Efsun da büyük burunlu bir insan olmayı ailesinden öğrenmişti, ailesi sağ olsun. Zaten Efsun'a ailesi ona kötü bir insan olmanın nasıl bir şey olduğunu öğretmek dışında hiçbir şey öğretmemişti ki. Efsun bu hayatta öğrendiği güzel şeyleri sadece ama kendi kendine öğrenmişti. Bir zamanlar dünyanın bütün kötülüklerden yakasını sıyırmıştı ama belli bir süreden sonra kötülük Efsun'un yakasını bir defa yakalayınca kötülük Efsun'un yakasını bir daha asla ama asla bırakmamıştı. Çünkü kötülük denen şereften yoksun duyguların bileşeni, Efsun'un kötülükler kraliçesi olmasını istiyordu. Efsun da istemişti tabii bunu. Efsun hayatında ilk defa kötülük yapmaya başladığında işe yarar bir insan olduğunu anlamıştı. ''İşe yarar bir insanım ben, kötülük yapmaya devam edeceğim bu yüzden. Eğer işe yaramazın teki olsaydım iyi bir insan olurdum. Ama insanlar anlamıyor mu beni bir türlü? Kötü bir insanım ben! Kötü! Bu dünyada bundan daha iyi bir şey olur mu yahu? İnsanlar kendilerini tozpembe hayallere inandırıyor. Hayallerden nefret ediyorum. Hayal kurmanın sonucu topu birlik gelen hayal kırıklıklarıdır. Ben öyleyse neden hayaller kurmaya devam edeyim ki? Hayaller kurmayacağım. Hayaller benim için değil aklı bir karış havada olan insanlar için var. Ben aklı bir karış havada olan insanlardan biri miyim? Hayır, elbette değilim! Doğum günlerimde yaşadığım tüm hayal kırklıkları... Doğum günümde yaşadığım bütün hayal kırklıklarının sorumlusu benim hayallerim değil mi! Bunu neden daha önce fark edemedim ki. Tam otuz yaşına bastıktan sonra fark ediyorum her şeyi. Bir rüzgâr sanki beni aldı ve savurdu dünyanın bir köşesinden öbür köşesine. Kendime yeni geliyorum işte! Kimliğimi inşa ettim ben. Artık kimse zarar veremez. Eğer insanlar bana zarar verecek olmaya cüret edecek olsa ve bana zarar verseler dâhi benim onların canını acıttığım kadar onlar da benim canımı acıtamaz. İzin vermeyeceğim. İzin vermeyeceğim...'' diye düşünmüştü Efsun 2030 yılında. Ama konunun derinliklerine girdiğimiz ve asıl konumuz olan 2005 yılında Efsun aslında kalbi paramparça olsa da kalbi iyileşebilecek durumdaydı o zamanlarda. Kalbine dokunmaya başladığı anda, kalbiyle temasa geçmeye başladığı anda kalbi iyileşmeye başlayacaktı ki öyle de olmuştu. Kalbine dokunmaya başladığı andan itibaren kalbi yüzde yüz performans göstererek iyileşmişti. O zamanlar... Efsun için çoktan mazi olmuş zamanlar... Efsun kendine sadece bir defa iyileşme şansını vermişti. Hayatı boyunca sadece ama sadece gerçek anlamda bir defa iyileşmeyi denemişti. Hayatında iyileşmeyi denediği ve umduğu başka bir zaman, başka bir an olmamıştı. Efsun tam olarak o gün karar vermişti iyi bir insan olmaya. 7 Ocak 2006... Hayatının dönüm günüydü! Doğum günü olmasa da dönüm günüydü... Kalbi sonradan doğacaktı her ne kadar kalbi yıllar sonra tekrardan hezimete uğrayacak olsa da. Efsun her şeyi göze almıştı. Veya öyle zannetmişti... Efsun hayatında yaptığı şeylerin ne zaman doğru ne zaman yanlış olduğunun ayırdını yapabilecek bir durumda olmamıştı ki zaten. Efsun'a hiçbir zaman bu şansı vermemişlerdi çünkü. Vermeyeceklerdi de hiçbir zaman. Efsun da insanların ona vermediği şansı kendisine hiçbir zaman vermeyecekti çünkü Efsun nefes alıp verdiği anda her ne kadar hayatının ilerleyen yıllarında güçlü görünse de diğer insanların ağzının içine bakmadan bir karar alamazdı. Çünkü Efsun üstünlük sağlamak isteyen, güçlü olmak isteyen; üstünlük sağladığı hâlde çok güçsüz olan bir dişi olmuştu. Hayatının her anında... İçinde kalbi delik deşik edilmiş bir kız çocuğu vardı. Kalbi sevgiye çok açtı. Köpeğin su arayışı gibi Efsun'un da huzur arayışı, mutluluk arayışı olmuştu. Efsun'un yaşadığı hayattan çoğu zaman çok fazla şey bekleme huyu olmuştu 2030 senesine kadar. Hayata kafa tutar gibi hayattan hayatın ve kendi kalbinin kaldıramayacağı kadar beklenti içerisine girmişti. ''Hayat bana ver! Hayat bana ver! Hayat bana istediğim hayatı, yaşamı ver artık! Yoruldum bana. Benim hayallerimi ne zaman gerçekleştireceksin be zalim dünya? Be zalim insanlar? Ne zaman bana zarar vermekten vaz geçeceksiniz. Elimi uzattığım insanlar beni köpek gibi ısırdı hep. Köpekler bile sizden daha az zalim. Neler yapmaya çalışıyorsunuz bana öyle? Üzerimde deneyler mi deniyorsunuz? Ben bu dünyanın bir deneği miyim? Sizler de bilim insanları mısınız? Ne yapıyorsunuz bana böyle? Sizler bana neler yapmaya çalıştığınızın farkında mısınız? Ama... Ama benim suçum ne ki? Ben ne yaptım sizlere.'' demişti yine Efsun'un 2030'daki iç sesi. Efsun'un içindeki yaralı çocuk hiç susmuyordu ki. Efsun bu duruma alışmıştı...

SchadenfreudeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin