1: i can't stop me

5 1 0
                                    

Öğle arasına girmiş olmamızı fırsat bilmiş kendime bir bardak çay ve sıcak bir simit almış, keyif yapıyordum.
Diyorum ya -dum kapıda gördüğüm iri bedenle derin bir nefes aldım. Arkasından gelen Hoseok hyunga "ne iş?" der gibi baktığımda kafasını iki yana sallayıp yanıma adımlamıştı. Tabii arkasından o da. Hoseok hyung saçlarımı karıştırmış ardından eklemişti:
"Taehee noonanın kurabiyelerini çalmış, Taehee noona polisi arayınca da kurabiyelerin parasını vermiş, buraya gelmek için bahane yaratmış yine kolay gelsin sana." kıkırdayarak bitirdiği cümlesiyle yanımızdan ayrılmıştı.

Oflayarak karşıma baktığımda bana bakarken yakalamıştım onu. Sanki onu yakalamamışım gibi pişkin pişkin sırıtmış yanıma gelmişti.
"Nasılsın bakalım hyung?" Gözlerimi devirmekle yetinmiştim.
Beni o kadar sinir ediyordu ki. Onu-onu boğmak istiyordum.

Polisle ortak çalışan Kim mafyasının en küçük oğlu Kim Taehyung. En büyük eğlencesi de ben Jeon Jeongguk. Her hafta en az 3 kere saçma sapan bahanelerle buraya gelip, sözde benden hoşlandığını iddia edip, beni delirtip gidiyordu.

O kadar sinir bozucuydu ki benden sadece 2 yaş küçüktü ve burda benden daha çok saygı görüyordu. Bu beni o kadar sinirlendiriyordu ki onu gerçekten boğmak istiyordum. Bir de gevşek gevşek hareketleri, sözleri vardı. Ona onu boğmak istediğimi söylediğimde bana bilmiş bilmiş sırıtmış ve "Tabii ki o kalın uyluklarınla ben senin deliğini yerken boğabilirsin jeon" demişti. Tanrım o kadar uslanmaz ve arsızdı ki cümlelerine ne cevap vereceğimi bilemiyor ya onu bir şekilde kovuyordum ya da ben bir yerlere saklanıyordum.

Yine o günlerden birindeydik. İşleri bitmiş olmalı ki gelmiş bana sarmıştı. Derin bir nefes aldım.
"Ne istiyorsun yine?" demiştim bıkkınlıkla. Yavaşça oturduğum masaya yaklaşmış, tam karşımda durmuştu. İş arkadaşlarımın bir çoğu öğle arasında olduğu için koca alanda sadece ikimiz vardık. Bunu sevmiyordum. Yalnız kaldığımızda cümleleri daha da sansürsüz oluyordu. Ve bu beni utandırıyor, kızdırıyordu. Masama ellerini yaslayıp bana doğru eğildi. "Hiç, seni görmek istedim."

Suratına yumruğumu çakmak istiyordum. Ailesinin göz bebeği olduğu için ona vuramıyordum. Ailesi  her ne kadar polisle işbirliği içinde çalışsa da mafyaydılar sonuçta. Başıma bela almak istemiyordum. Bu ofiste çalışmaya başlayalı hemen hemen bir sene olmuştu. Babamın zoruyla okuduğum polis lisesi sonrası burda çalışmaya başlamıştım ve amirlerim işimi sevmediğimi bildikleri için masa başı işler veriyorlardı. Böyle bir ofis bulabilceğimi zannetmiyordum, burdan kovulmamak için elimden gelenin en iyisini yaparken Taehyung yüzünden başıma bela alıp rahatımı bozmak istemiyordum. Derin bir nefes alıp dik dik yüzüne bakmaya başladım. "Beni gerçekten yoruyorsun." cümlem ile kaşları havalandı, yüzünde yine o sinsi gülümsemesi oluştu. Masanın üzerinden biraz daha eğildi yüzüme "Seni dinlendirebilicek çok iyi yöntemlerim var, biliyorsun." göz kırparak cümlesini bitirdiğinde derin bir nefes aldım. Gerçekten beni çok yoruyordu.







yks'nin bitmesi şerefine yeni fic
yb bekleyen vardır belki diğer kitaplara ama inanın hiç ilhamım yok. Tatile çıkmış gibi bile hissetmiyorum.
neyse bu kitapta öyle kaos olmaz mafya polis diye endişelenmeyin. Zaten kaos yazmak istemediğim için Jeongguk'u masa başı yaptım .

sizi seviyorum

Vlanie
03.07.2023

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SOS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin