Dışarıda Mallory iki valizi bir düdüklü tencere kabının üstüne koymuştu. Kardeşine
"Duyduğuma göre kadıncağız açlıktan ölmek üzereymiş. " diye anlatıyordu. Simon "Lucinda Teyze mi? Yok canım hepsi yaşlılıktandır. "Diye cevap verdi." Yaşlı ve bunak işte." Mallory başını iki yana salladı."Annemin telefonda söylediklerini duydum. Terrence Dayıya anlattığına bakılırsa Luxy teyze ufak adamların kendisine yemek getirdiğini sanıyor."
" Ne bekliyordun ki? Bir akıl hastanesine kapatılmış" dedi Jared. Mallory sanki onu duymamış gibi sözlerini sürdürdü" Doktord kendisine verilen yiyeceklerin hiç tanımadığı bir lezzette olduğunu söylüyormuş. Simon kıvrılıp arka koltuğa uzanarak bir valizi açarken
"Kafadan uyduruyorsun bunları."dedi. Mallory omuz silkti. "Eğer ölecek olursa burası birilerine miras kalacak ve biz de yeniden taşınmak zorunda kalacağız."
"Belki o zaman kente geri dönebiliriz." .dedi Jared.
"Bunu unutsan iyi olur kardeşim." .dedi Simon. Bir kadın çorabı tomarını çekip çıkardı. " Hay aksi! Jeffrey ve Lemondrop bir ucu kemirip dışarı kaçmışlar. "Annem sana o fareleri getirmemeni söylemişti " dedi Mallory. "Burada artık normal hayvanlar edinilebilceğini anlatmıştı. "
Simon tersyüz ettiği çorabı delikten parmağını dışarıya uzattı ve " Onları kendi başlarına bıraksaydım bir tutkal kapanına veya benzer bir şeye sıkışıp kalırlardı." Dedi. " Üstelik sen de bütün o eskrim takımı döküntülerini getirdin."
"Onlar döküntü değil." diye homurdandı Mallory. " Üstelik canlı da değiller. "
"Karışma ona " dedi Jared.
" Bir gözün morardı diye, diğerin bir şey olmayacağını sanma sakın." Mallory kardeşine doğru dönerken hışımla saçını savurdu. Ağır bir valizi kakarcasına ellerine tutuşturdu. " Haydi yaylan. Madem o kadar sertsin bunu taşı da görelim."
On dört yaşındaki Jared on yedi yaşındaki ablasına göre günün birinde daha iriyarı ve daha güçlü olabileceğini bilmesine biliyordu ama gözünde pek canlandıramıyordu.
Kapının girişine kadar büyük güçlükle taşıdığı valizi hemen yere bıraktı. Yolun geri kalan kısmındamecbur kalsa valizi sürükleyebileceğini ve hiç kimsenin durumu çakmayacağını hesapladı. Ne var ki koridorda tek başına olduğu için yemek odasına giden yolu bir türlü çıkaramadı. Ana koridorun yan tarafına açılan iki ayrı koridor evin iç kısmına doğru dolanıp gidiyordu.
"Anne?" Yüksek sesle bağırmak gibi bir niyeti olmasa da Jared in sesi kendi kulağına bile çok alçakmış gibi geldi. Hiç çıt çıkmadı. Jared çekinerek bir adım daha attı. Ayaklarının altındaki bir tahta kalastan gelen gıcırtı üzerine durdu. Tam yürümeyi kestiği anda duvarın içindeki bir şey hışırdayarak ilerledi. Bu şeyin yukarıya tırmandığını işitti ve hışırtı sesi tavanın ötesine geçerek kayboluverdi. Jared in gümbürtüyle çarpan kalbi göğsünden fırlayıp çıkacak gibi oldu. İçinden belki de sadece bir sincap bu diye geçirdi.
Ne de olsa ev her an dökülüp yıkılacak gibi görünüyordu. Böyle bir yerde her türlü şey yaşayabilirdi. Bodrum katına bir ayının, soba borularının içinde kuşların bulunmaması onlar için büyük bir şanstı. Buranın ısıtma düzeni olsa bile böyle bir durumda karşılaşabilrlerdi. Jared iyice ölgünleşen sesi ile bir kez daha anne diye seslendi. Derken arkasındaki kapı açıldı ve patlak gözlü iki külrengi farenin bulunduğu bir kavanozu taşımakta olan Simon içeri girdi. Mallory de hemen onun arkasındaki ekşi bir suratla duruyordu. "Bir şey duydum" dedi Jared. "Duvarın içindeydi."
"Nasıl bir şey?" diye sordu Simon.
"Bilmem..." Jared bir an için bunu bir hortlak sandığını itiraf etmek istemedi. "Galiba bir sincaptı."
Simon merakla duvara baktı. Yer yer soyulmuş ve çatlamış olan kabartma yaldız işlemeli duvar kağıtları gevşekçe sarkıyordu. "Demek öyle sanıyorun? Evin içinde ha? Hep bir sincabım olsun isterdim.
Hiçbiri duvarların içinde endişe verici bir şeyin bulunabileceğini düşünmek istemiyordu. Bu yüzden Jared konuyla ilgili başka bir şey söylemedi. Ama valizi yemek odasına taşırken, New York taki ufacık apartman dairelerini düşünmekten, bütün bu yaşadıklarının gerçek değil, bir tür kandırmaca tatil olmasını dilemekten kendini alamdı. (Multimedia Simon, Jared ve Mallory)
Yeni bir hikayenin sonuna daha geldik. İnşallah beğenmişsinizdir. Ama şu anda baya bir okuyan var ama oy vermiyosunuz. Bu da beni üzüyor. Lütfen ama lütfen oy verin ayrıca hikaye hakkındaki düşünceleri yorum olarak yazın. Sizleri seviyorum. Yorum ve oy vermeyi unutmayınnnn...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
esrarengiz köşk
Mystery / Thriller3 sıradan çocuk: jared, Simon ve Mallory Grace... onların maceralarını okumak ister misin NOT: ONLARIN DÜNYASI SANDIĞINIZDAN DAHA YAKIN!!!