1. Bölüm

72 8 9
                                    

Sana sadece bana yaklaştı. Başka hiçbir şeyi düşünmüyordu sanki. sadece bana odaklanmıştı.

Kafasını hafifçe kaldırarak bana baktı ve "s-seni seviyorum Chou Tzuyu."

(...)

"Senden nefret ediyorum Chou!" Arkamdan bağırıyordu. Anlamsızca. Onu umursamamı istercesine...

Bir savaş meydanında aşk itirafı. Karşımızda hangi canlının olduğunu dahi bilmeden. Sadece bir çeşit dış canlı olduğunu bilerek.

Peki bu aptal kimdi? Onun adı jeon jungkook.

(...)

"U-unnie... Sen ciddi misin?" Kafasını saklamakla yetindi.

"Unnie b-bende seni...

(...)

Gözlerimi bilmediğim bir yerde açtım. Ne zaman uyumuştum ki?

Karşımda bana endişe ile bakan bir adet- dur Jungkook! Gözlerimi kapatıp tekrar açtım. Ama hala karsimda bana bakıyordu.

Gözleri dolu olan adam şaşkınlığını üzerinden atarak bana yaklaştı ve beni zeminden kaldırarak sarıldı.

Ne dur bir dakika. BTS üyesi jungkook hiç kimseye aldırmadan bana mı sarılıyor? Fanlar yüzünden birbirimize bile yaklasamayan iki insan olan biz birbirimize mı sarılıyoruz!?

"Tzuyu ben seni çok seviyorum. Lütfen beni bırakma."

Ne oluyor lan burda?

"Jungkook bunun nasıl bir skandal olacağını biliyor musun?"

Beni kendinden uzaklaştırdı ve "Skandal? Biz kimiz de skandala karışalım?" Dedi.

"B-biz Kore'nin en büyük kız ve erkek gurubunun manaeleriyiz. Farkında mısın?"

Hafifca kıkırdadı ve "biz? Sen ve ben?" Dedi. Gülmesi daha da artarken.

Yerlere ve etrafa bakındım. Burası da neresi?

"Biz neredeyiz?" Asvalttaki bedenimi düzelttim ve oturur bir pozisyon aldım.

"Biz bir savaş meydanındayız..."

(...)

Dudaklarımda ki baskı ile gözlerimi açtım.

Ne? Sana unnie!?

Onu hemen kendimden uzaklaştırdım. Bana hayal kırıklığı ile bakan unnie "hani beni seviyordun Tzuyu?" Dedi dudaklarını büzerek.

"Büyük bir savaştayız! Nasıl bu kadar pervasız olabilirsiniz?"

"Tzuyu sen iyi misin?"

"N-neden iyi olmayayım ki?"

"Çünkü bu topraklarda ki en son savaş 68 yıl önceydi."

-kore savaşı-

"Ne?! Jungkook nerde?" Dedim ve kapıya yöneldim. Kolumda bir baskı hissedince kafamı çevirdim.

"Tzuyu dur! Jeon Jungkook'dan mı bahsediyorsun?"

"Evet..."

"Onun yanına dahi ulaşamazsın. Onun adını ağzına alamazsın. Onunla ilgili bir şeyi beğensen bile söyleyemezsin."

Hâlâ kolumu tutan kıza döndüm ve "neden?" diye sordum.

"Çünkü biz idolüz."

"Ne? İdol? O da ne?"

Sana şaşkınlıkla bana baktı ve ekini anlıma koydu. "Ahh hasta mısın acaba?"

(...)

"S-savaş! Yok artık! Benim savaşta ne işim olur?"

Şaşkınlıkla bağırmaya başlamıştım.

"Savaşta ne işin olur mu? Mesela bir süper asker olarak bize yardım edebilirsin!"

Ne oluyor hiç bir şey anlamadığım bu dünyada sıkışıp kalmıştım. Aklımda milyon tane soru vardı.

Sana'nın dudaklarından ne ara buraya gelmiştim?

Gözlerimden bir damla yaş aktı ve "Ben Sana unniemi istiyorum." dedim.

Jungkook derin bir iç çekti ve "Tamam." Dedi.

Elini bana uzattı. Elini tutarak ayağa kalkmaya çalıştım ama bacaklarım kesinlikle bu isteğimi yerine getirmiyordu.

Jungkook "Otur. Bir bacaklarina bakalım." dedi. Ben de dediğini yaparak yerime geri oturdum.

Uzun, askeri, bol pantolonu biraz sıyırdı ve bacağıma baktı. Bende gözlerimi bacağıma çevirdiğimde bacağımın mosmor olduğunu görmüştüm.

"Bu kırılmış!" dedi bağırarak yüzünü bana döndü ve "Sen bu acıya nasıl dayandın!?" Diye bağırmaya devam etti.

Cidden hic bir şey hissetmiyordum.

Beni bir anda kucağıma aldı ve koşmaya başladı.

(...)

"Ahhhh!" dedim bacağımdan gelen acıyla.

"Ne oldu? Bir yerin mı acıyor." Dedi sesi alçak ama endiseliydi.

"B-bilmiyorum... Ama çok acıyor."

Masanın üzerinden telefonunu aldı ve "Ambulans çağıracağım." Dedi.

(...)

Çadır benzeri bir yere girdik ve jungkook beni sedyeye yatırdı.

"Nuna! Bir hastamız var! Acele et!"

"Geldim geldim!" Bu sesi kesinlikle tanıyordum. Bu ses Sana unnienin sesiydi.

"Unnie seni çok özledim."

"Jungkook kafasını bir yere falan mı çarptın bu kızın?" dedi unnie bacağıma ilgilenirken.

"Hayır. Şu uzaylilar yüzünden bayıldı uyandığından beri böyle."

"Tzuyu biz seninle çok kavga ederdik. Bu yüzden garipsedim. Bu haline alışmak biraz uzun sürecek." dedi ve hafifçe kıkırdadı.

Gülüşüne öldüğüm kadın benim olur musunuz acaba?

Arkadan başka biri daha yaklaştı ve Sana'ya sarıldı.

Kim benim kadınıma sarılıyor! Kendini ne sanıyor!?

"Bu keçiyi yine mi tedavi ediyorsun?"

Yüzünü görmeme rağmen ses tonundan hemen bu kişinin Kim Taehyung olduğunu anlamıştım.

Sana Taehyung'a aldirmadan "Şimdi senden bir öpücük alabilir miyim?" dedi.

"Evet öpebilirsin." Dedim kalbim hızlanirken.

Yüzüme yaklaştı ve yanağıma bir öpücük bırakmak istedi. Tabii ki ben kafamı çevirmiş ve dudaklarınızı birleştirmiştim.

Tuhaf kaçmayacağını bilsem ellerimle kafasını kendime yaklaştırırdım.

Sana hemen kafasını kaldırdı ve kıpkırmızı bir halde çadırdan dışarı koştu. Bense Taekookla baş başa kaldım. Taehyung beni öldürecek gibi bakıyordu. Korkmadım değil yani.

674 kelime

Umarım kurguyu beğenirsiniz!

Hate or LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin