Azra son bir yıldır her gün yaptığı gibi yine Yıldırım'ın mezarındaydı, hava yağmurluydu. Azra başını kaldırıp gökyüzüne baktı.
Azra:Ben yolumu çok fena kaybettim sevgilim, sensiz geçen her gün daha da fazla acı veriyor bana
Azra Yıldırım'ın mezar taşını okşadı, toprağından eline bir avuç aldı.
Azra:Seni ben öldürdüm Yıldırım (ağlamaya başlar) sen benim tek damla gözyaşıma dayanamazken ben sana hiç acımadan kırdım kalbini
Azra gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı, arkasında hiç yabancı gelmeyen bir koku hissetti.
Azra:(titrek bir sesle) Yıldırım
Azra arkasını döndüğünde Yıldırım'ı göreceğini asla düşünmemişti.
Yıldırım:(gözünden bir damla yaş süzülür) Sevgilim
Azra:Y-Yıldırım sen gerçek misin yoksa yine dokunduğum zaman kaybolacak bir hayal misin?
Yıldırım hiç bir şey söyleyemiyordu, sadece gözyaşı döküyordu. Azra sanki sonsuza kadar kaybedecekmiş edasıyla temkinli bir şekilde Yıldırım'ın gözyaşlarına uzandı. Adam kaybolmamıştı, gerçekti. Azra gözyaşları içinde sımsıkı sarıldı Yıldırım'a.
Yıldırım:(ağlayarak) Çok özür dilerim sevgilim
Yıldırım günlerdir hasret kaldığı kokuyu içine çekti. Azra hızlıca ayrıldı adamdan.
Azra:Sen bir senedir neredeydin? Ben senin için ağlarken sen neredeydin Yıldırım
Yıldırım:Azra'm bilmediğin şeyler var
Azra sakinliğinden ödün vermiyordu.
Azra:Neymiş o bilmediğim gerçekler? Söyle Yıldırım
Yıldırım:Söyleyeceğim, söz veriyorum ama önce eve gidelim sen çok ıslandın üşüteceksin burada
Azra ve Yıldırım arabaya binmişti, ikiside ses çıkarmıyordu, adeta fırtına öncesi sessizlik edasıyla susuyorlardı. Azra'nın evine varmışlardı. Yıldırım derin bir nefes aldı ve başladı içindekileri dökmeye.
Yıldırım:Sordun ya bana sen neredeydin bir senedir diye, ben senden hiç ayrılmadım aslında
Azra:N-nasıl yani?
Yıldırım:Sen her gün mezarlığa geliyordun ben seni uzaktan hep izliyordum (gözünden bir damla yaş süzülür) ben senin üzüldüğünü görüyordum ama yanına gelip de sana sarılamıyordum
Azra ve Yıldırım ağlamaya başlamıştı.
Azra:Neden yaptın bunu bana Yıldırım, ne yaptım ki ben sana
Yıldırım:Azra inan bana bende o arabadan sağ çıkmayı beklemiyordum, kendi kendime dedim ki; yolun sonuna geldin artık. Ben daha sonra göğsümde keskin bir acı hissettim, zar zor açtım gözlerimi böyle depo gibi bir yerdeyim, depo dediğime de bakma adamlar bildiğin merdiven altı hastane kurmuşlar oraya
Azra:Kim yapmış bunu?
Yıldırım:Bu seninle birlikte baktığımız son dava dosyası var ya
Azra:Haluk Güçlü
Yıldırım:Evet, gözümü bir açtım karşımda o, boş boş konuşuyor karşımda yok Azra benim olacak vesaire vesaire takıntı haline getirmiş seni, eğer Azra'nın yanına yaklaşırsan gözlerinin önünde öldürürüm onu dedi, ben blöf yaptığını düşündüm, tam çıkıyordum önüme kocaman perdede senin mezarlıkta görüntünü gösterdiler, o an içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim
Ne Azra ne de Yıldırım gözlerinden akan yaşlara engel olamıyorlardı.
Yıldırım:Sözde beni serbest bıraktılar ama her adımımı takip ediyorlardı, bir gün işte nasıl olduysa adamlara izimi kaybettirmeyi başardım, ilk fırsatta savcılığa suç duyurusunda bulundum, daha sonra aynı Nedim davası gibi gizliden gizliye yürüttük bu davayı. En nihayetinde de iki gün önce Haluk hem karısını öldürme suçundan hemde bana yaptıklarından dolayı tutuklu yargılandı, bende güvenliğinden emin olduğum anda vakit kaybetmeden sana geldim. Uzun lafın kısası ben tüm bunları senin saçının tek bir teline zarar gelmesin diye yaptım. Çok üzdüm seni biliyorum, ama çok özür dilerim sevgilim
Azra Yıldırım'ın ellerini tuttu.
Azra:Sen döndün ya, gerisi hiç önemli değil benim için
(rahatsız olacaklar bu kısmı atlayabilir)
Yıldırım'ın bakışları Azra'nın dudaklarına kaydı, Azra onaylar şekilde gözlerini kırptı. Yıldırım büyük bir hasret ve tutkuyla öpmeye başladı Azra'yı. Azra Yıldırım'ın gömleğinden kurtulmaya başlamıştı. Yıldırım Azra'yı kucağına alıp öpmeye devam etti.
Azra ve Yıldırım 15 senenin sonunda tekrar kavuşmuştu birbirine, ölüm bile ayıramamıştı onları. Aşk en büyük yanlışları bile tebessüme çevirmişti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AzYıl One Shots
Short Storyelimden geldiğince yarım kalanları tamamlamaya çalışacağım..