Yağmur şiddetini arttırırken şemsiyemi almadığım için kendime lanet ettim.Elimdeki kitaplarla kafamı korumaya çalıştım.Düzleştirdiğim saçlarımın şimdiden kabardığını hissedebiliyordum.Neden kabarık saçlara sahiptim ki? Bu çileyi çekenler bilir.Her sabah kalktığımda kabarmış ve gür saçlarla uğraşmaya halim kalmadı.Bu yüzdende çözümü düzleştirmekte buldum.Kafamdaki düşünceleri yok edip kütüphaneye girdim.Kapıyı açtığım an burnuma yeni basılmış kitapların kokusu geldi.Huzur kokan kütüphanede yapacak öyle çok iş vardı ki ! Annem okul ihtiyaçlarımı karşılamamı gerektiğini düşündüğü için en yakın arkadaşı Jale Hanım'la (kütüphanenin sahibi) konuşup bana iş ayarlamıştı.Okuldan geldiğim gibi buraya gelmek pek iyi bir fikir gelmiyordu ama başka çaremde yoktu.Yeni gelen kitapları kutularından çıkarıp kitaplığa dizmeye başladım.Bir süre sonra omzuma dokunulan elle yerimden sıçradım.Kafamı kaldırıp omzuma dokunan kişiye baktım.Gözlerim şaşkınlıkla açıldı.Karşımda ki kişi siyah dağınık saçları,mavi gözleri ve beyaz teniyle yunan tanrılarını andırıyordu.Sigarasını dudaklarına yerleştirdi ve bir nefes çekti.Ben hala çocuğu incelerken elini gözüme sokup salladı. ''Beni incelemen bitti mi ?'' Alaylı konuşmasıyla yüzümü buruşturdum.
'' Teyzem nerede ?''
Anlamaz gözlerle ona baktım
''Teyze ?''
''Jale teyzem yani çalıştığın yerin sahibi olan teyzem.''
''Jale hanım daha gelmedi ukala şey,yandaki koltuklara oturmayı dene.''
Homurdanarak arkasını döndü ve koltuklara doğru yürümeye başladı.
Poposuda baya güzelmiş.
Yere oturup son kolideki kitapları yerleştirdiğim sırada birden kafamda kırmızı alarmlar çalmaya başladı.Çocuk, sigara içiyordu.Kapalı alanda hemde kütüphanede ! Yerden kalktığım gibi oturduğu yere koştum.Elindeki sigarayı alıp çöpe attım.Sessizce tısladım '' Burası bir kütüphane burada sigara içemezsin.'' İncelediği kitabı yavaşça masanın üstüne bıraktı.Gözlerimin içine meydan okurcasına baktı.Gözlerimi kaçırdım.Mavi gözleri öyle güzel ve derin bakıyordu ki yaptığımın yanlış olduğunu bile düşünmüştüm.Elini dar,siyah kotunun cebine soktu ve sigarasını çıkardı.''Burada benim sözüm geçer porsuk.'' Ne porsuk mu ? Hadi ama bunu zaten biliyordum,sadece yüzüme vurması canımı sıkmıştı.Tam cevap vermek için ağzımı açtığım sırada kütüphanenin ihtişamlı kapısı açıldı.İkimizde kafamızı kapıya doğru çevirdiğimizde Jale hanımın geldiğini gördük.Hah ! ne güzel,bir de sen eksiktin.
''Teyze yeni çalışanın canımı çok fazla sıktı.''
Sinirli bakışlarımı ona çevirdim.Bu işe ihtiyacım vardı ve böyle zengin züppelerin buna engel olmasına izin vermeyecektim.
''Jale Hanım,yiğeniniz kütüphane içerisinde sigara içti.Bu müşterilerimizi rahatsız edebilir bu yüzden onu uyardım.''
Şuan kendimi arkadaşlarını hocaya ispiyonlayan çocuk gibi hissediyordum.Jale Hanım bize bakıp gülümedi.
''Ah çocuklar kavga etmenin sırası değil,sonuçta ikinizde artık aynı yerde çalışacaksınız.İyi anlaşmanız gerekiyor.''
Bir dakika bir dakika ! Az önce Jale hanım ne dedi ? Bu serseriyle aynı yerde çalışmak mı ?