angel in disguise あ park sunghoon

2

merhaba millet!
okumadan önce bugün 1 litre su içtiğinizden emin olun!
sueri iyi okumalar diler. ^^

jiyeon'un yüzü aldığı darbe yüzünden sola kaydı.

"benimle böyle konuşamazsın." kadın tehditkar bir şekilde konuştu.

"mina! derdin ne senin?" sunghoon, kadının ani davranışına karşı şaşkınlıkla bağırdı.

"sunghoon-ah." mina gülümseyerek gencin elini tuttu.

"hadi gidelim buradan."

"hayır, olmaz. özür dile ve git. artık çift değiliz, senden ayrılıyorum." sunghoon, jiyeon'a doğru yürürken belirtti.

"n-ne? doğru mu duydum?"

"vay canına, cidden kulak doktoruna gitmelisin. az önce, o, sana kafeyi terket demesine rağmen duymadın." jiyeon'u işaret etti. "duyma da zorluk mu yaşıyorsun yoksa?"

sunghoon'un söylediği sözlerden sonra sinirlenip kafeyi terkeden mina, arkasında onun gidişini izleyen iki çift göz bıraktı.

sunghoon mahcup bir şekilde jiyeon'a dönerek, "onun adına çok üzgünüm. bunu demek istememişti, o sadece biraz fazla... kıskanç?" dedi.

jiyeon gülümsedi. "haha, lütfen özür dileme. ayrıca ilişkinizin benim yüzünden bölünmesini istemem."

genç, jiyeon'na karşılık veremeden telefonu çalmaya başladı. hattın öbür ucundan bağırma sesleri geliyordu.

telefonu kapattı ve iç çekti.
"gitmem gerekiyor. ama yeniden, kahve için teşekkür zahmet verdiğim için de özür dilerim."

"iyi günler!" kafeden koşarak çıkmadan önce konuştu.

"oh- ah! sana da!" jiyeon gencin arkasından bağırdı, duymasını dileyerek, ve temizliğine devam etti.

*♡*

iş hayatının dışında okul hayatı da olan jiyeon, bu yıl lise sondaydı.

"jiyeoon!~" jiyeon okul dolabını kapadı ve yanına gelen chaerim'i -jiyeon'un 4'lü arkadaş grubundaki bala alerjisi olan arkadaş-  gülümsemeyle karşıladı.

"selam chaerim, neden bu kadar heyecanlısın? yoksa hoşlandığın çocuk sana mı açıldı? hahaha." jiyeon şakayla chaerim'in omzuna vurdu.

"keşke... ama hayır! okul çıkışı hep beraber buz patenine gitmeye karar verdik. sen de bize katıl, 'hayır' kelimesini bir seçenek olarak görmüyorum."

"chaerim, be-"

"red edemezsin." jiyeon azimli song chaerim'i yıldıramayacığını anlamıştı.

"uhh peki peki, geliyim bari."

"işte bu!" chaerim mutlulukla jiyeon'un boynuna asıldı.

"ah ve ayrıca," chaerim ekledi. "erkekleri de çağırdım. jongseong, jaeyun ve sunghoon geliyor." sırıtarak sınıfa, erkeklerin ve diğer kız arkadaşlarının olduğu gruba doğru yürüdü.

jiyeon 3 kız arkadaşı dışında kimseyle pek iletişim de bulunmazdı, özellikle erkeklerle.

chaerim'i takip edip gruba katıldığında tanıdık bir yüzle karşılaştı.

"kaç gibi buluşuyorduk?" jongseong sordu.

"hmm," jungkyun -jiyeon'un 4'lü arkadaş grubundaki en uzun boylu arkadaş- düşündü. "saat altı herkese uygun mu?"

"bana uyar." chaerim ve seorim -jiyeon'un 4'lü arkadaş grubundaki bir numaralı elma&soğan izleyicisi olan arkadaş- cevapladı.

"jiyeon, her şey yolunda mı?" jungkyun tüm ilgisini arkadaşına verdi.

jiyeon sunghoon'dan gözlerini çekip gerçekliğe dönerek, "ha? evet evet her şey iyi, bana da uyar." dedi.

bir kez daha sunghoon'a göz attığında onun da kendisine baktığını fark etti. utanarak kafasını çevirdi ve sırasına oturdu.

___________________________________

a/n ; elma&soğan taraftarları burada mı?
(. ❛ ᴗ ❛.)
sueri için küçük bir yıldız lütfen millet! <3