🤍

40 6 0
                                    

koşuyordu felix. arkasına bile bakmadan koşuyordu.

babasının kumarda ortaya koyacak birşeyi olmadığı için felix' i ortaya koymuştu ve her zamanki gibi kaybetmişti.

felix, henüz lise 3. sınıf olan, annesini henüz 9 yaşında iken kaybetmiş ve 14 yaşından beri yarı zamanlı birçok işte çalışıp, hem kendi ihtiyaçları için hemde babasının kumar borçları için para yetiştirmeye çalışan 17 yaşında bir gençti.

şimdi ise babası yüzünden ona sahip olmak isteyen adamlardan kaçıyordu.

iliklerine kadar korku,nefret ve yorulma hissini yaşıyordu.
felix, yorulma hissini iki şekilde de yaşıyordu.

ilk olarak, yorulmuştu herşeyden. babası yüzünden çabalamaktan, okulda gördüğü zorbalıktan ve daha birçok şeyden.
ikincisi ise, şuanda lanet adam sürüsünden tam bir saatir koşarak kaçmasıydı.

koşarken daha fazla dayanamayacağını hissedip saklanmaya karar verdi ve hemen,
kapatılmış bir bar arkası olan sokağa girdi ve etrafa bakınıp saklanacak yer aradı.

sonra düşünecek çok zamanı olmadığından hemen boş bara doğru adımlarını hızlandırdı.
hızla içeriye girdi fakat içeride birini görmesiyle sesli bir siktir çekti.

bununla beraber eski malzeme odasının kapağına yaslanmış olan bedenle göz göze geldi ve tekrardan hızlı adımlarla çocuğun olduğu yere adımladı ve bir eliye kapı kolunu çevirirken, diğer eliyle de çocuğu içeri itti.

çocuk neler olduğunu anlamış olacak ki sesini çıkarmadan şaşkın ve sorgulayıcı bakışlarını onu içeri itip kapının önünde ses dinlemeye çalışan ve kendine odanın darlığı sebebiyle fazla yakın duran sarışın ve yüzünde yıldızları taşıyan oldukça zarif çocuğa yöneltmeye devam etti.

ona göre hayatında gördüğü en güzel erkekti bu çocuk.

felix zaten kendine yakın olan bedenin kulağına yanaşıp derin sesiyle fısıldadı.

"seni aniden çekiştirdiğim için gerçekten üzgünüm ama yerimi söylemeyeceğini bilemezdim"
dedi nefes nefese kalmış sesiyle.

siyah saçlı beden yıldızlı çocuktan o kadar etkilenmişti ki, cevap bile vermeden 'sorun yok' dercesine kafasını sallamıştı.

bir süre sonra felix o korktuğu sesleri duymasıyla tirtemeye başlamıştı. onlar buradaydı ve heryeri arıyorlardı.

changbin, yıldızlı çocuğun endişesini şimdi anlamıştı.
ve dolabın kapısını tutup dışardan bir kuvvet açamasın diye kendine çekmişti. tabiki bunu yaparken ses çıkarmamıştı.

adamlardan birisi sessiz adımlarla dolaba yanaşıp birden kapıyı çekmeye çalışmıştı fakat onlar çektikçe changbin tüm gücüyle geriye çekiyordu.

sonunda kapının arkasındaki kişinin 'burası kilitli hadi gidelim' dediğini duyup derin bir nefes çektiler.

tamamen uzaklaşırlarından emin olduktan sonra kapının kolunu bıraktı sonunda siyah saçlı beden.

o sırada yıldızlı çocuğun başını, onun boynuna koyup sessizce ağladığını yeni fark etmişti.

tek elini gevşekçe tuttugu kapının kolunu bıraktı ve elini sarışın gencin oldukça ince olan beline koydu ve güven verici bir şekilde sıvazlamaya başladı.

felix, adını bile bilmediği bu gence hissettiği tuhaf şeye anlam verememişti. çokta üstünde durmasına gerek yoktu zaten, bir daha görmeyeceğini düşünüyordu.

ama oldukça yanılmıştı tabikii.

şoku atlattıktan sonra korkarak yavaşça kapıyı açtı felix.
yavaşça etrafa bakındı. heryer oldukça sessizdi. derin bir nefes verdi. sonra hala elini tuttuğu yabancı bedenle dışarı çıktı.

yıldızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin