Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
• Siz ikiniz bir araya gelebilmek için çooooook zaman harcadınız, her zaman herkese (kendiniz dahil) sadece arkadaş olduğunuzu söylediniz. Aslında, Hogwarts'taki ilk günlerden beri yakınlaştınız ve kısa sürede birbirinizin en iyi arkadaşı oldunuz. HERKES (ikiniz hariç) daha fazlası olduğunu biliyordu.
• Yakın arkadaşlardan aşıklara, gerçekten GERÇEKTEN yavaş bir yanmayla.
• Profesör Sprout (ki Cedric en sevdiği öğrencisidir) SONUNDA bir araya geldiğinizde ÇOK HEYECANLANDI.
• Kaleyi dolaşırken hep el ele tutuşursunuz.
• Kabul etmekten NEFRET ediyorsun ama bazen Cedric'le ilişkin hakkında biraz güvensiz oluyor ve onu kıskanıyorsun. Kızlar (ve erkekler de!) arasında o kadar popüler ki bu sizi rahatsız ediyor. Bunu ne zaman gündeme getirsen, sadece gülüyor, alnını öpüyor ve onun için tek kişi olduğunu sana hatırlatıyor. Bunu söyleme şekli tüm şüphelerinizi siliyor.
• Sadece kahkahasının sesini seviyorsunuz, özellikle de söylediğiniz aptalca bir şeye gülüyorsa, gözleri sulanana kadar.
• Bazen ikiniz gece geç saatlere kadar oturup Hufflepuff ortak salonunda şöminenin önünde, neredeyse kendinize ait olduğunu iddia ettiğiniz bir kanepede oturup konuşuyorsunuz. Ne zaman böyle bir şey olsa, geceleri birbirinize sarılarak orada uyuyakalırsınız.
• Aslında uyuyakalan SENSİN. Cedric olması gerektiği gibi seni uyandırmaz ve erkek yurduna geri dönmemeye karar verir.
• Yaz tatili boyunca birbirinize HER GÜN mektup gönderiyorsunuz ve her zaman ailenizi Diggory'de bir iki hafta kalmanıza izin vermeye ikna etmeye çalışıyorsunuz. Bazen işe yarıyor.
• Cedric'in babası sonunda seninle tanıştığında çok mutlu oldu. Siz ikiniz Amos'un OTP*'sisiniz ve o şimdiden düğününüzü planlıyor.
• Cedric her zaman sana iltifat ediyor, ne kadar güzel göründüğünü, ne kadar özel olduğunu ve seni ne kadar sevdiğini söylüyor.
• Ayrıca Honeydukes'dan** aldığı tatlılar, şatonun çevresinden topladığı çiçekler veya derslerde canı sıkılınca yazdığı büyülü notlar gibi küçük şeyleri size hediye etmeyi de çok seviyor.
• Onun kız arkadaşı olduğun için dünyadaki en şanslı cadı olduğunu hissediyorsun. Çok az şey biliyorsun, senin 'önemli kişin' olma konusunda tam olarak aynı şekilde hissediyor.
• • •
*otp: one true pairing, gerçek aşkın aralarında varolduğu düşünülen tek çifti desteklemek.
**burayı nasıl çevireceğimi bilemedim. 'he also loves to gift you little things like some sweets he buys and honeydukes' ben bu kısmı hogsmeade'deki şeker dükkanı olarak düşündüm. yanlışım varsa yazabilirsiniz.
