"Süt ister misin?"
"Hmm ben süt sevmem."
"Ama bu çilekli."
"Ben-"
Kız sütün pipetini çocuğun ağzına soktu ve kutuyu hafiften sıktı. Çocuk ağzına gelen sıvıyı otomatik olarak yutmak zorunda kaldı. Aslında tadı hoşuna gitmişti. kendi isteği ile bir yu...
"Çünkü Hanae, sen bir kızsın. Ev işlerini yapmalı ve bana yardım etmelisin."
Hanae sinirle konuştu.
"Sadece kız olduğum için mi yani? Nerede benim özgürlüğüm?"
...
Hanae uyandığı gibi bir çığlık atmış ve sevinçten havalara uçmuştu. Çünkü bu gün yani 10 Ekim. Hanae sonunda 18 yaşına varmış ve hukuksal olarak ailesinin himayesinden çıkmıştı. Okula hiç gidesi yoktu bu yüzden dışarı çıkıp evden kaçmaya karar verdi.
...
En sevdiği yere gelmişti... sonu olmayan bir çayır gibiydi burası. Bisikleti ile gelmişti. Yaklaşık 1.30 saatte falan. Şehirden 3 kilometre ötedeki bu boş alan onun özgür hissettiği tek yerdi. Her zaman yaptığı gibi etrafta ağaçların olmadığı yemyeşil sonsuzluğa uzanıyormuş gibi görünen çayırın ortasına oturdu ve sırt çantasını açıp içinden bir tane çilekli süt çıkarttı. Çilekli sütün pipetini kutuya taktı ve pipeti ağzına sokup içmeye başladı. Bu ona çocukluğunu hatırlatmıştı. Ama bu sefer çilekli sütü o değil başkası içiyordu. Hanae ona içiriyordu. Yine bu çayırdaydı. Yanındaki bir iki kutu çilekli süt ile çayıra gelmiş ve aynı yere oturmuştu. Tabii yanında başka bir çocuk vardı bu sefer. Çocuğun kim olduğunu bilmiyordu ama yine de onun yanına oturmuştu. Çocuk ona ilk başta anlamsız bir şekilde baksa da bir şey dememiş ve çayırda dalgalanan çimleri izlemeye devam etmişti.
...
Kız çocuğa dönmüş ve onu incelemişti biraz. Saçlarının alt kısımları sarı ve üst kısmı siyahtı. Şirin bir suratı vardı. Çayırın çimlerine odaklanmış ve onları dikkatle izliyordu. Kız onunla iletişim kurmaya karar verdi. Yavaşça pipetinden biraz daha çilekli süt çekti ve ağzındaki pipeti çıkartıp konuştu.
"Hey. Adın ne?"
Çocuk ona ters ters bakmaya başladı ve sonra konuştu.
"Bu seni neden ilgilendiriyor?"
Hanae kaşlarını çattı.
"Mızmızlanma da söyle."
Çocuk iç çekti ve mırıldanarak konuştu.
"Kawaki."
Hanae gülümsedi ve yerinde sallanmaya başladı. (hani Naruto'nun Kushina'nın yanında yaptığı gibi.)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Benim ki de Hanae. Memnun oldum Kawaki."
Kawaki sadece kafasını başka yöne çevirdi. Kız heyecanla konuştu.
"Süt ister misin?"
"Hmm ben süt sevmem."
"Ama bu çilekli."
"Ben-"
Kız sütün pipetini çocuğun ağzına soktu ve kutuyu hafiften sıktı. Çocuk ağzına gelen sıvıyı otomatik olarak yutmak zorunda kaldı. Aslında tadı hoşuna gitmişti. kendi isteği ile bir yudum daha aldı. Kız buna sevindi ve kutuyu çocuğun eline bırakıp konuştu.
"Bak. Çilekli sütü herkes sever. Yani çilek seven herkes."
Çocuk kaşlarını çatıp kafasını ters yöne çevirdi. Utanmıştı. Sonuçta kız bunun farkında olmasa bile çocuk dolaylı yoldan öpüştüklerinin farkındaydı. Aynı pipetten süt içmişlerdi. Hem de pipeti silmeden. Çocuk çok utanmıştı. Hızla ayağa kalktı ve şehre doğru yol almaya başladı. Hanae konuştu.
"Nereye gidiyorsun?"
Çocuk ona bir anlığına bakıp konuştu.
"Eve. Geç oluyor. Babam beni merak eder sonra."
Hanae gülümsedi ve el salladı.
"Görüşürüz o zaman yeni arkadaşım."
Kawaki bir an duraksadı. Sonra konuştu.
"Görüşürüz... arkadaşım."
Ardından hızla şehre gitti.
...
Ama bir sorun vardı... Birbirlerine görüşürüz demlerine rağmen... bir daha görüşmemişlerdi... ta ki... o zamana kadar.
Bölümleri kısa kısa yazmayı düşünüyorum. Her neyse. Umarım beğenmişsinizdir. Beğendiyseniz bir zahmet oy verin aw.
