Aylar geçmişti, sezon sonuna az bir süre kalmıştı...Bu aylarda ise bol bol Mayıslaydık... Virüs çıkmıştı korona... Zaten evden çıkamıyoduk bundan sonra hiç çıkamazdık. Ve bu yılki tatil planlarıda rafa kaldırılmıştı...
Hazır mayıs uyurken bende fotoğraf çekindim ve aylardır kullanmadığım tek tük kullandığım daha doğrusu instagramımı herkese açık yapmıştım zaten sadece arkadaşlarım, dorukhan, ailem, dorukhanın çevresindeki tek tük kişi ve bizim takım takip ediyodu... Başka yoktu takipçim.neyse fotoğrafı nihayetinde atmıştım... 6 fotoğraf atmıştım... Kaydırmalı olarak... Biri bebekliğimden biri gençliğimden biri ailemle diğeri dorukhanla diğeri hamileliğimden diğeride Şuanki halimle bir fotoğraftı...
Paylaştım ve telefonu kapatıp yukarı çıktım.yatak odasında beşiğinde parmaklıklara tutunarak ayağa kalkmaya çalışan Miniğime baktım. Günden güne evet babasının kopyası olmuştu birtek inatlığını ve mavi gözlerini benden almıştı. Yanına yaklaştım. Ve kucağıma aldım.
Sena : sen napmaya çalışıyosun acaba boncuğum. Yürümeye mi çalışıyosun ha annem..
Mayıs : ane ane ane
Mayısın boynundan ve yanağından öptüm.
Sena : çok mu tatlısın sen?
Birazcık tombişti ama oda bir bebek için ideal bir kilo olduğu için sorun yoktu. Biraz olsun artık katı gıda yiyiyodu ve en nefret ettiği yemekten hoşlanmadığı şeyde belliydi elma püresi... Yani anlıyorum gayette lezzetli dediğimde ise dorukhan yüzünü buruşturup elma püresi yencek şeymi diyip mayısa destek olmuştu. Ama kış ayında olduğumuz için ya muz yediriyodum yada elma... Bazen muzu ezip ceviz ve sütten mama hazırlıyodum ki en sevdiği de oydu...
Kucağıma gelmek istediği bariz belliydi. Kucağıma aldım ve aşağı indim. Mayısı oyun alanına koydum.sanırım temizlik yapmam lazım. İlk önce Sehpanın üstünü topladım ardından da diğer odaları. Zaten yatak odası, bebek odası ve Dorukhanın spor yaptığı oda topluydu o yüzden oraları pas geçip mutfağa çeki düzen verdim ardından giyinme odasını da toplamıştımki Mayısın aşağıdan ağlama sesleri gelince koştum hemen yanına. Gözleri yaşlı yaşlıydı... Gözyaşı akınca gözyaşından öptüm...
Sena : oyy benim kızım korkmuşmu annesini göremeyince? Kıyamam ben sana bebeğim. Uykunmu geldi bakalım senin?
Mayısı yukarı çıkarttım ve uyuttum. Kalan saatlerde ise evi temizlemiş hatta şuan mayısla yemek yapıyoduk... O bebek sandalyesinde önündeki çileği ısırmaya çalışırken ben Dorukhana ait diet listesine göre yemek hazırlıyodum.
Sena : yemekler hazır.
Zaten az sonra dorukhan gelirdi. Mayısı alıp emzirdim artık göğüs uçlarım mayısın çıkan dişleri sağolsun yara olduğu için çok acıyolardı. Mayısı oyun alanına koydum orda oyuncaklarıyla ilgilenirken ben sofrayı hazırlamıştım. Zil çalınca koştum ve açtım kapıyı. İçeri girer girmez kapıyı kapattım ve sarıldım.
Dorukhan : aşkım?
Kafamı boyun girintisine koydum.
Dorukhan : senam beni bukadar özlediğini tahmin etmezdim...ama çook açım
Kaşlarımı çatarak dorukhana tip tip bakmaya başladım.
Sena : odunsun oduuun...
Dorukhan : hadi ya. Öylemiyim hanımefendi?
Dorukhan beni duvarla arasına sıkıştırınca kaçıcak yerim kalmamıştı...
Dorukhan boynumu öptü ve geri çekildi.sonra kendi halinde oynayan hatta zeka küpüyle vakit geçiren kızımızı görünce ona yaklaştı ve kucağına aldı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY TROUBLE
RandomSizce iki insan yakınken uzak olmayı başarıp aşık olabilirmi? Sena ile Dorukhan onlar aşkı yakınken bi okadar uzakken tattılar ve onların bu anlarını yaşayan ve görende sen ol? Ne dersin? 3 abi, Beşiktaş, Üniversite, bunlarla yaşayan Sena birgün Ç...