Hoseok'un bu sözü duyması ile yüzüne gelen sırıtma bir olmuştu. Hoseok hemen onun karşısına geçip dizlerinin üzerine çöker -onun aletiyle bakışıyordu-
"Buna ne gerek var?"
"Ben kadın değilim"
Gong Yoo ona sırıtır bir şekilde bakarak;
"Bunu bana geçirirken o kadar zevk alacaksın ki..."
"Ellerimi bağladığına göre ağzımla yapacağım bu işi"
Hoseok dişleri ile prezervatifin kalan kısmını o büyük alete geçirmeye çalışır. -Bu iş onu zorluyordu- Hoseok arada bir bu alete karşı koyamayıp yalıyordu. Gong Yoo'nun bacakları karıncalanıyordu, penisinin Hoseok'un salyalarıyla ıslanması hoşuna gidiyordu.
Hoseok sonunda geçirmeyi başarmıştı. Gong Yoo Hoseok'u bileklerinden tutup kaldırarak;
"Sıra bende Hoseok"
Gong Yoo onun belinden tutup bir çırpıda arkasını döndürür. Hoseokun güzel kalçalarını bir oyun hamuru gibi sıkmaya başlar. Hoseok'un beyaz kalçasında kızarıklıklar oluşmuştu. Gong Yoo Hoseok'un omuzlarından başlayıp kalçasında kadar yalar. Aletini eline alıp Hoseok'un deliğine girdirmişti bile. Hoseok onun mükemmel erkekliğini içinde hissediyordu...
Zevkten bacaklarını tutmuyordu. Gong Yoo onun belinden tutup, kendisine daha fazla yaklaştırmıştı. Bedenleri arasında sıfır mesafe vardı. Gong Yoo hızlanıp ileri geri hareketleri yapıyordu. İlk başta o sessiz odada şimdi müzik, Gong Yoo'nun penisinin sert vuruş sesleri ve Hoseok'un inleme sesleri yankılanıyordu.
"Cidden bunu özlemişim ahh!"
Bir kaç dakika sonra Hoseok Gong Yoo'dan uzaklaşır ve yatağa oturur.
"Ağzıma almak istiyorum şunu çıkaralım"
Gong Yoo yatağa yaklaşır.
"Çıkar o zaman bakalım"
Hoseok yine dişleri ile o güzel erkeklikten o naylon parçasını çıkarmaya çalışıyordu.
O sırada eve beklenmedik saatte gelen Gong Yoo'nun oğlu Jungkook, babasının odasından gelen bu sesleri merak etmiş olacak ki birden kapıyı açmıştı. Gördünüğü manzara ise bir suçlu babasının penisini ağzına alıyordu.
Hoseok kafasını hızla kapıya yöneltip Jungkook'u görmüştü. Gong Yoo hemen kapının önünde şaşkınca duran oğlunun suratına kapıyı kapar.
"Üzerini giy Hoseok!"
Hoseok hızla hemen üzerine kıyafetlerini geçirir.
"Sen aşağı in Hoseok geliyorum ben"
Hoseok Gong Yoo'nun sözünü dinleyip beyaz teni kıpkırmızı olmuş suratı ile aşağı iner -O an ölmeyi dilerdi- Aşağı salonda öfkenden köpüren Jungkook'u görür, onunla göz göze gelmek bile istemiyordu.
Jungkook onu görmüştü bile. Öfkeden deliye dönmüş bir şekilde Hoseok'un yanına gelir.
"Sen neyin peşindesin?"
"Bana falan takıp evimemi geldin he?"
"Sonra beni göremeyince babamla mı yaptın?
"Yoksa başka bir amacın mı var, ajanlık mı yapacaksın, o kuzeninle peşinizi bırakalım diye oyun mu yapıyorsunuz!?"
Jungkook çok sinirliydi, onun bu laflarına Hoseok sadece susuyordu. Jungkook Hoseok'un omuzlarından tutarak onu sendelemeye başlar.
"Konuşsana! Demin babamı ağızlarken güzel açıyordun ağzını"
Hoseok dayanamayıp sertçe Jungkook'u iter.
"Babanla ilişkim olması benim suçum değil anladın mı?!"
"Zaten senin baban olduğunu bilsem gelmezdim"
"2 senedir görmedim seni nerden bilebilirdim senin baban olduğunu"
Jungkook sinirli bir şekilde gülerek;
"2 sene diyor birde şaka olsa keşke!"
"Hemen hemen yaşımız yakın baban yaşında adamla ilişkin olması ne kadar normal?!"
"Yada çok para kazanıyoruz demiştin orospuluk yaparak kazanıyorsunuz demek, o kuzeninde mi yapıyor?!"
"Odasındaki aletlerden belliydi"
Hoseok daha fazla bu laflara dayanamamıştı kapıdan kendini hemen dışarı atmıştı. Ve içeri doğru yüksek sesle;
"Kendini ne sanıyorsun sen alt tarafı bir polissin, biz ise yıllardır yakalayamadığınız kişi-!"
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
