20 şubat 2018
Beraber geçireceğimiz ilk gecemizdi, hatırlıyorum sırf ben seviyorum diye yaptığı mantarlı makarnayı, her şey o kadar güzeldi ki...o kadar kusursuz, hep içinde olmak isteyeceğim bir andı. Film izlemek için patlattığı mısırları alıp televizyonun karşısına geçmiş,romantizm içeren bir diziyi takmış oynatmıştım çoktan..
"ya aşkım romantizm ne ya benim gibi bir adama, sonra ne derler bana" çok sevimli onun bu halleri, "naz yapma aslanım bizde böyle gülü seven dikenine katlanır" gülmeye başladık, başımı omzuna yatırdım, elleri saçlarımın arasında dolaşıyordu bana verdiği mahoş duygu ise ona daha fazla sokulmama neden oluyordu.
"6aydır o gül hayatımı cennete çevirdi nasıl olur da dikenine katlanmam, izliyorum ama bu seferlik,hatunum seviyor diye" hatunum.. "işte böyle, yola gel yoldan çıkma, ayh iğrenç oldu sen yapınca daha iyi oluyor " gülmeye başladık ikimizde. Saçlarımda gezinen parmakları dudağımın üzerine ilişti. Uzun bir süre dudağımda dolandı, dudak içlerinde, inceledi bir süre en sonunda boynunu eğip nefesini dudağıma verdi. 6aydır onunla beraberdik ve onun sayesinde intiharlarımdan vazgeçmiştim, aşka inanmayı , birine ne pahasına olursa olsun güvenileceğini öğrenmiştim. Ve en önemlisi büyümüştüm artık, bunu zamanla sizde farkedersiniz..Verdiği nefesten sonra bende karşılık verdim öpüşüne, yemin ederim onu son öpüşüm olduğunu bilseydim, nefesim kesilene kadar durmazdım.
Yaptığımdan sonra üst dudağımı emmeye başladı ağır ağır..sanki bolca zamanımız var gibi, sadece anâ yönelik. Bu yaptığı beni de iyice yükseltirken daha da şehvete batmış bir halde alt dudağını dişledim ve aralıklı öpücükler kondurdum, bu onu daha da çıldırtmaya yetmişken bir şey oldu, evet o Nalet olay..
Elektrikler kesildi ve korktuğum için Berk direkt etrafa bakındı, diğer evlerin ışıkları hala yanıyordu, " şarteller atmış sanırım, sen bekle burda hatunum,halledip geliyorum" içimde tarifsiz bir korku ile ellerini sıkıca tuttum."hayatım niye korkuyorsun şarteli açıp gelicem hemen koridorda zaten" başıma bir öpücük daha kondurup koridora ilerledi,engel olmalıydım gitmesine, nasıl izin verirdim ki ah ahmak kafam koltukta bağdaş kurmuş onu beklerken, acı dolu çığlığını ve ardından ışıkların yanma sesini duydum..
Direkt kulaklarımı kapattım,"hayır o Berk değil Berk değil, Berk şimdi gelicek Berk gelicek, ışıkları açıp gelicek" evet ışıklar geri geldi ama Berk bir daha geri gelmedi.. Kendime çeki düzen verip dolan gözlerimle korkak adımlar dahilince koridora ilerledim. "hayır bir şey olmadı bir şey olmadı Berk değil Berk değil, hayır deği-" koridora çıkar çıkmaz gördüğüm manzara acı içinde çığlıklar atmama neden oldu, dizlerimin kontrolünü kaybettim ve yere kapandım, o yerde vücudu yanıklar içerisinde öylece duruyordu , tüm apartman başına dolmuştu çoktan, evet herkes yanındaydı ama ben gidemiyordum.. Başımı iki yana salladım ve gülmeye başladım "Berk ışıklar geldi hadi sende gel hayatım"
Yanına doğru ilerledim dizlerimin üstünde, ellerimle tuttum yarısından çoğu yanmış yüzünü, kendime yasladım, öptüm defalarca kez öptüm, o sever ki onu öpmemi, eminim şimdi kalkar "hadi ama bak çok öptüm, romantizm filmi açtım diye mi trip atıyorsun, söz söz bir daha açmıyacağım, sen ne seviyorsan onu izleyeceğim, hadi kalk şimdi, konuş benimle" ellerim yüzünün her köşesinde dolaşırken etrafımdaki insanlar beni berkten uzaklaştırmaya çalışıyorlardı,"napıyorsunuz bırakın, onun canı acıyordur, biri krem getirsin" yüzüne üflemeye başladım, yanmış yerlerine, üfledim tekrar tekrar üfledim öptüm. Gözlerimden akan yaşlar aslında kalbimin kanlarıydı, her akan damla beni yiyip bitiriyordu.. Tekrar Berk'e uzandım, göğüs kafesine koydum başımı, "hadi kalk sevgilim, istediğini izleyeceğiz" daha fazla konuşmaya halim yoktu, gözlerimdeki hissiyatı da kaybetmeye başlamıştım "hadi kalk" başımın şiddetli ağrısı da beni etkisiz bırakırken etraf karanlık kesildi, ne bir ses ne bir görüntü vardı artık, ağzımdan son kez bir şeyler çıktı, sonrası yok "ışıklar geldi"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜKSEK VOLTAJ
Romance"Bu oyunda herkes voltajdan kaçar, ben senin voltajına koşuyorum be Tavan anam" H̶a̶t̶t̶u̶ş A̶n̶ıl̶