10'

156 17 30
                                    

"When you leave, I'm beggin' you not to go.
Call your name two, three times in a row.
Such a funny thing for me to try to explain,
How I'm feeling and my pride is the one to blame?
'Cause I know I don't understand.
Just how your love can do what no one else can?"


Seungmin, gecenin bir vakti, yüzünden silemediği tebessümüyle beşikteki minik bebeğini sallıyordu.

kendi kızı olduğundan mıydı bilmiyordu ama Bang Soojin kesinlikle dünyanın en güzel kızıydı.

henüz üç aylık olmasına rağmen babasına bu kadar benzemesine de anlam veremiyordu. derin bir iç çekti, kızını izlerken.

çok yorgundu, belki de tüm yorgunluğu Chan'ın olmamasından kaynaklıydı. sarhoşken hala onları çok sevdiğini söylediği zamanı unutamıyordu.

ne gelmiş olabilirdi ki başına? hala bir nedene bağlamak istiyordu Seungmin çünkü Bang Chan hayatında gördüğü en iyi adam olabilirdi.

eskiden öyleydi en azından.

ama artık nedenlerin de bir önemi kalmamıştı. çünkü Bang Seungmin, kendini kandırmayı çoktan bırakmıştı.

o kızına dalmış bir vaziyetteyken kapının tıklatılmasıyla sıçradı korkuyla.

her kapı çaldığında Chan mı diye beklentiyle açıyordu fakat şu an aklından bile geçmemişti.

korkuyla kapıya gidip delikten baktı ve gördüğü yüzle şaşkınlıkla kalakaldı. bir süre sonra kapı tekrar tıklatıldı ve Seungmin yutkunarak açtı kapıyı. hiçbir şey söyleyemedi, bakmakla yetindi sadece.

"Seungmin..." bunca zaman sonra, tam umudunu kaybetmişken neden şimdi karşısındaydı?

söyleyeceği çok şey vardı ama sadece sustu. neredeydin, diyebilirdi. neden bizi bıraktın, diyebilirdi. tüm kırgınlığını kusabilirdi, bağırıp çağırabilirdi, bunca zaman sonra tam umudumu kaybetmişken neden geldin, diyebilirdi ama sadece baktı.

karşısındaki beden de ne diyeceğini bilmediği için sadece bakıyordu. gözlerinde bariz bir yorgunluk, özlem ve kırgınlık vardı. gördü bunları Seungmin, hep görürdü zaten.

"özür dilerim," diyebildi chan sadece. karşılığında da buruk bir tebessüm almıştı.

"bu kadar mı?"

"beni dinleyeceksen, hayır." derin bir nefes verdi. kendisini dinleyeceğini sanmıyordu, ki haklıydı da.

Seungmin kafasını sallayarak Chan'ı içeri davet etti. Chan bağırıp çağırmasını bekliyordu, bu yüzden şaşırdı.

gerçi, güzeller güzeli eşi hep zarif ve olgunca düşününebilen birisi olmuştu.

Seungmin Chan'ın mutfak - salona geçmesini söyleyip yukarı çıkarak kızını kontrol etti. bebek telsizini alarak kapısını kapattı.

ardından aşağı indi, hafif loş bir ortam hakimdi, çünkü salonun kenarındaki minik lamba açıktı ve yeterince ışık veriyordu.

önceden bu ortamda, kahve yaparlar ve bol gülüşmeli sohbetler ederlerdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

scars, seungchan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin