Katili Sevmek

283 30 33
                                    

Üçüncü bölüme hoşgeldiniz. Kitabıma devam ederek bana destek olduğunuz için teşekkür ederim. Yorumlarda sahne ve bölüm hakkında ki düşüncelerinizi belirtmeyi, bölümü oylamayı ve eksik gördüğünüz kısımları belirtmeyi unutmayın. Keyifli okumalar dilerim 🤍

Emre Aydın - Beni Vurup Yerde Bırakma

--------------------

Hayatta hepimizin zor zamanları olmuştur. Altından kalkamadığımız, anlar. Kalbimizin bile isteye sevdiğimiz kişiler tarafından parçalandığı zamanlar... Acısının ilacı olmayan, geceleri uyutmayan zamanla...

Bir de duygularımızı önemsemeyip bizi bu duruma sokanlar vardır. O insanlar bizi gerçekten sevmiş gibi yapıp kalbimizin kapısını ardına kadar açarlar ve içeriye girerler. Orada yaşarlar, kendi yaralarını sararlar ve en sonunda o kapıdan çıkıp giderler. Bunu yapmadan önce de girdikleri kalbi yakıp yok etmekten, kırıp dökmekten asla çekinmezler. 

Bu cesareti onlara veren kim peki? Yine biz değil miyiz? Katilini kalbine alan, biz değil miyiz? Zorluklarla birleştirdiğimiz o kalbi yine parçalara ayırmasına izin veren biz değil miyiz? O zaman neden onlar izin verdiklerimizi yaptığında yıkılıyoruz? Neden hala onları sevmeye devam ediyoruz? 

Katilimizi neden seviyoruz? 

Bize yaşattıkları onca acıya rağmen onların bir gülümsemesi affetmemiz için neden olabiliyor. Bir bakış, bir dokunuş, gözlerden kalbe aktarılan o yalan sevgi... Bunlar katili affetmek için en geçerli sebepler gibi... 

İnsan katilini sevmeden olgunlaşamaz. 

Elbette hepimizin birer katili var. Bazen diyoruz ki "keşke o güne, onu ilk gördüğüm güne gitsem ve kendimi onu tanımaktan kurtarsam." ama onunla geçirdiğiniz zamanlar, yaşanılan tatlı anılar gözlerimizin önüne geldiğinde bu tanışmanın gerçekleşmesi içinde can atıyoruz. 

Ona dokunmak için, sevmek için, hayatına dokunmak için ölüp bitiyoruz. Bu yaşadığımız heyecan bize duyuluyor mu peki? Hisler her zaman karşılıklı mıdır? Hayır. Bir taraf erken sıkılır ve kendisine hayatını adayan kişiye karşı olan davranışları değişmeye başlar. En ufak hareketinden, su içmesinden, yemek yemesinden bile nefret etmeye başlar.

Bunu aslında fark ederiz ama içimizde ki ona hayranlık duyan ses "yanlış anlıyorsun" diyerek bizleri ona daha da yakınlaştırmaya çalışır ve o içimizde ki ses bizi aslında katilimizin bizi daha kolay öldürmesi için yaptığı en büyük hatadır. 

Katil, beklediği adım geldiğinde harekete geçer. Kendisini içine alıp koruyan kalbi bıçak darbeleri ile kanatır, acı çektirir ve sonra o kalpten çıkıp yavaş yavaş ölüşünü izler. Ve bunu zevkle yapar... 

Kurban, ölüşünü zevkle izleyen katilinin gülüşüne bir kez daha aşık olur ve onun için ölür. Yüzü gülsün, mutlu olsun diye, ölür. 

Gerçekten seven biri kendi canını önemsemez. Tüm algıları aşık olduğu kişiye sabitlenmiştir. O üzülmesin, hayranlıkla baktıkları gözlerinden yaş akmasın, saçının teline zarar gelmesin diye çabalayıp dururlar. Aslında onlarda biliyorlar katillerinin değişmeyeceğini ama kalplerinde ki küçücük bir umut kırıntısı vardır. O umut kırıntısı her daim değişeceğini söyler. 

O umut artık tükendiğinde ruh ölmeye başlar. Emeklerinin bir şey ifade etmediğini anladığında hayat durur. Monotonlaşır günleri. Ruhuyla birlikte, duyguları da ölür. Ve bu ölüm kişiyi duygusuzluğa, duygusuzluk tahammülsüzlüğe ve öfkeye dönüşür. 

Kurban, yavaş yavaş katile dönüşür. O artık eskisi gibi biri değildir. 

Duyguları öldürmekte cinayetten sayılmalı. Bir kişinin duyguları ölürse eğer, kendisi de ölmüş sayılır. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 18, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DESTİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin