Hocalarımın ısrarıyla bir yarışmaya katıldım. Yarışma dediysem de işte zeki ve dört gözlü ineklerin bulunduğu ortam. Her dersin dalı farklıydı tabiki. Hangimizde var kimya veya fizikten proje üretecek bir beyin şahsen bizde olmadığı için tarihten giriş yaptık. 1 aylık bekleme süresinden sonra sonuçlar açıklanmıştı evet evet çağırılmıştık. Sürekli çoğunluklu yazıyorum diğer arkadaşın kim diyeceksiniz ayşe. Ayşe, kendi dünyasında itinayla çok iyi lafını sokabilen birisi. Suç ortağım, herbibokum. Ayşeden de biraz bahsettiken sonra. Bu projeye katılmamızın sebebi 1 hafta boyunca okulumuzdan ve ailemizden uzak olup kafa dinlememiz olacaktı. Ee tabi işin içinde bedava otel ve yemek de vardı. Kim tutabilirdiki bizi. Yola çıktık yol boyunca gideceğimiz otelin ne kadar güzel olduğunu , havuzu, oyun alanı falan varmı diye düşünerken Aman Allahım ne görelim bildiğiniz bu öğretmen evi. Hayallerimizin suya düşmesiyle beraber, nasıl tepki vereceğimizi bilmiyorduk. Ayşeye dediğim tek şey '' Ben okulumu istiyorum tanrım burdaki herkesin içi ölmüştür şimdi. '' Ayşede bana bakarak '' Hayata dönmeleri için burdayız'' dedi ve koluma girerek zorla beni içeri soktu. Odalarımıza çıkmadan üstümüzü bile değişmeden yemeğe indik. Zaten yol yorgunuyuz ne yemeği be hacı diye bir bakış attım. Yemekler irençti sanki kızılay çadırına gelmişiz gibi servis vardı. Yemekten çıktık ayşe sürekli kolumdaydı. Bi yandan 1 hafta boyunca vakit geçireceğimiz yere bakıyordum, bir yandan da gözü üstümüzde olan erkeklere. Allahım başka kız yok gibi sürekli gözü benim üstümde olan çocuk da neydi esmer simsiyah gözleri beni benden almıştı. Ama bu çocuğun derdi benim üzerimde şakalar yaparak yanındaki sürtüğü eylendirmekmiş. Artık öyle bakıyorduki alttan alacak sabırım kalmamıştı. Kro bir tavırla '' hayırdır birader birinemi benzettin'' dememle beraber herkesin gözü üzerimdeydi. Hayır yapmayın bakmayın diye çığlık atasım geldi hiç sevmem herkesin tek bir odak noktası olmak. Çocuğun kahkaha atan yüzü bir anda asıldı. Ama belli etmeden alaycı bir tavırla ''Senin gibi keko bir kızı kime benzetebilirim'' dedi. Yanındaki kıza hava atacak ya amına koyduğum. Bunu bu derece yakışıklı bir çocuktan duymak oldukça kötü hissetmeme neden olsada hiç istifimi bozmadan lafımı soktum ''Anana veya kendinede olabilir'' Derken odalara yavaş yavaş odalara çıkmaya başladık. Onlardan önce odamıza çıktığımızı sanıyordumki iki tane asansör olduğu için aynı anda 4. Kattaydık. Aman Allahım bütün tatilim bu kroyla aynı kattamı geçecekti. Yavaş yavaş odalara ilerledik odamızı arayarak. Onların 428 de olduklarını biliyordum. Kulak misafirliği diyelim. Odamızı bulana kadar bizden 500 m ötede odalarımız olsun diye dua ettim. Bir de ne duyayım ayşenin ''işte aradığımız 42...'' demesiyle beraber kulaklarımla gözlerimi kapattam bir oldu ve ''şimdi söyle alıştıra alıştıra'' dedim ve uzatarak '' dörttttttyyyyyüüüüzzzzzyiiiirrrmmiiiiiiiiiiiyediiiii '' demesiyle çığlık attım koridor benim çığlığımla inlemişti. Odalarımız karşı karşı olmasına üzülsemmi sevinsemmi tepki veremedim. Ve o çocuk bana piç bir gülümsemeyle ''İnşallah horlamıyosundur sanırım buralar ses geçiriyor'' demesiyle kahkahayı patlattım ''Umarım hayvanlığını burada sergilemezsin'' deyip odaya girdim. İçimde bir his vardı çok garipti, saçmalamayın tabiki ondan hoşlanmadım acaba hoşlandımmı yok canım ne alakası var. İçimdeki sesle kavga ediyordum adeta.