İçimdeki kendimle olan savaş uykuyla son bulmuştu. Sabah uyandığımda herşey gayet normaldi. Üstümüzü giyip kahvaltıya indik.
İndimki ne görsem beğenirsiniz ? 2-3 kızla aynı masada kahkahalar içinde kahvaltı yapıyor. İçim acımıştı ama neden olduğunu bilmiyordum.
Daha dün birbirimize ana avrat giderken bugün ona karşı daha şefkatliydim. Belkide onun için tek kız yetmiyordu ha ?
Aklımda bir sürü soru ile bir masaya oturdum. Masalarından kahkaha sesleri yükseldi bir an onlara baktım ve göz göze geldik.
Yanındaki kızları umursamadan hafif bir tebessümle ''günaydın'' dedi. Bende aynı şekilde gözlerimi yanındaki kızları ve onu süzerek hafif bir gülümsemeyle bencil bir şekilde ''sanada günaydın'' dedim.
Kahvaltıları bittikten sonra yanıma geldi ve ''dalgın gözüküyosun bi o kadarda sinirli arkadaşın nerede ? '' gibi sorular yöneltti. Gerçekten neredeydi ayşeyi aramaya başladım ''yardım etmemi istermisin'' dedi. Ukala bir şekilde ''hayır teşekkürler'' dedim.
Peki sen bilirsin dedi ve tam giderken ''hey'' dedim. Durakladı ''bana mı seslendin'' dedi. ''Burada senden başka ukala biri olmadığına göre evet'' dedim. ''Nereden biliyorsun ya varsa'' dedi.
''Olsa bile senin gibi hem ukala hem egoist hem...'' diye devam ederken ''şş'' dedi. Tersler gibi ''ne söyleceksen söyle artık'' dedikten sonra yanaklarım kırmızının her tonunu yaşadı, utanmıştım bir kere.
Çok güzel değildim fakat alımlıydım esmer tenim ve uzun saçlarım vardı. Bi an dudağımı ısırmıştım. Gözleri dudaklarıma kaydı daha çok utandım ve bakışlarım sanki yapma şunu der gibiydi.
Hayatımda hiç öpüşmemiştim, düşünmüyordumda. Fakat bu çocuğun bakışı bile beni derinden etkiliyordu. Daha adını bile bilmediğim insan beni derinden etkiliyodu ahahahah sizede komik gelmiyor mu ?
Bakışlarımız konuştuktan sonra kendi kendime biraz düşündüm artık bu çocukla tanışmalıyım. Ve az önceki teklifi aklıma geldi ani bir çıkışla ''Benimle arkadaşımı aramaya ne dersin ?'' dedim. Karşımda sırıtan bir çocuk yoktu mahkeme suratlı haliyle ''hayır'' dedi. Bende ''peki seni kırdıysam özür dilerim '' dedim.
Sevmiyordu sanırım hakaretleri şakadan da olsa aslında şaka değildi ya neyse. Sorumu biraz düşündü sanki YGS sorusu sorduk . Alaycı bir tavırla ''sen kimsinki sana kırılacam'' dedi ve ekledi ''insancıl konuşamıyorsun bile'' dedi.
Özür dilemekten başka çarem yoktu napmak istiyordu anlamıyordum. Yada neden özür dilemek zorundaydım. Ona laf atmak istemedim. Sadece ''peki'' dedim ve ekledim. Kırıldığım belli oluyordu. Omuzlarımı silktim ve yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.
Umursamadı öylece gitti. Yahu bu ayşe neredeydi? Onu aramaya devam ettim derken o çocuğun sürtük sevgilisini gördüm biraz bakıştıktan sonra dayanamayıp aklımı kurcalayan soruyu sordum tabiki onları nasıl aynı odaya koymaları aklımı karştırıyordu. Hiç çekinmeden kendimden emin bir şekilde ''siz sevgilileri nasıl aynı odaya koydular?'' şaşırmıştı. Her halinden belliydi.
Ukala ve bencil bir şekilde ''O benim abim ne sevgilisi'' dedi. Ve ben ikinci bir dobroski olmuştum. Ama ne farkederdi ki sanki diğer kızlarla takılmıyo kardeşiyle kahvaltı yapacağına o kızlarla yapmayı tercih etmişti.
Sonuçta hem egoist hem ukala hem şımarık diye içimden saymaya başladım. Kız hala benden cevap bekler bir tavırla bakış attı. ''hmm peki'' dedim ve uzaklaştım.
Kardeşiyle konuşmamızı görmüştü yanıma gelerek....