Hislerimizi ve arzularımızı çoğu zaman gizlemeyi bilmiyoruz. Çevremizdeki insanlar sırf farklı olduğumuz için ya da onların istediği gibi kafasında tasarladıkları bir ürün olmadığımız için sürekli olarak bizi kontrol etmeye uğraşırlar. Ve biz bunu anlamadığımız her saniye daha da değişiriz. Hayallerimiz varken başkalarının bizden gitmemizi istediği yollara saparız. Hayatımızdaki insanların bu güne kadar öğrettikleri ahlak kuralları, verdikleri öğütler ve bize sundukları yollarda, geçmişlerinde kendileri yürüyemediği ya da yürümek istedikleri için, bizim düşüncelerimizin sanki hiç bir önemi yokmuş gibi yönlendirmeye çalışmaları bizi ne kadar etkiliyor?
Hayatımızda istediğimiz yollarda yürüyemedikten sonra şuanda yürüdüğümüz yol doğru olsa bile bizim için ne kadar önemli? Yürümek istediğim yol bu değil! Üzerinde koşmak istediğim yol daha berbat daha karanlık ama sonundaki aydınlığı sadece ben görebiliyorum. İnsanların ne düşündüğünü umursamamak çok zor. Umursamıyorum diyenlerin bir çoğu da umursamamak için büyük bir çaba gösteriyor. Gerçekten umursamaz insanlar son derece azdır. Aslında mesele umursamak ya da umursamamak değil ki! Umursamadığımız şey birisi ya da birileri mi yoksa fikirler mi?
Her insanın düşünce tarzı farklıdır. Kimisi dünyaya tek pencereden bakar ve dış dünyanın bir bölümünü görür. Bazı kendini iyi tanıyan, bir çok konuda bilgili ve kültürlü olan, öğrenmeye açık, ahlakını gerçekten geliştirmiş olanlarımız ise dünyaya sadece bir pencereden bakmakla yetinmezler. Daha fazla pencere, daha fazla bakış açısı ve büyük resmin tamamını görmek için parçaları birleştirmek. Kendini geliştirmek çok önemli. İdeallerinin olması, yanlış insanların yanlış fikirlerini beyninde barındırma. Hayatta hiçbir zaman kendi ideallerinden prensiplerinden vazgeçme Senin için bir şey doğruysa, gerçekten herkes yanılıyorsa mesela o doğruyu bıraktın diyelim toplum baskısı ve dışlanmaktan da kurtuldun. Peki bu karar seni mutlu edecek mi? Bazen bir olay sırasında sanki bütün hayatımız o olaya bağlıymış gibi hissederiz ve gözümüzde çok büyütürüz. Mesela değer verdiğimiz herhangi bir kişi düşünelim; o kişi bize akşam olunca buluşup konuşmak istiyorum seninle dediği zaman gerçekten beklemeyiz. Sürekli düşünürüz ve yaptığımız şeyleri gözden geçiririz. Acaba ne diyecek, kötü bir şey mi diyecek, iyi bir şey dese neden bu şekilde kısa kessin ki? Hemen kafamızı bin türlü ihtimal meşgul eder. Halbuki arkadaşımız sadece konuşmak istiyordur ve belki de bir sorun yoktur. Olumsuzlukları olaylar değil, biz kendimiz yaratırız. Sadece mantıklı düşünmeye çalışmalı ve doğru düşünmeli. Hayat devam ediyor ve olumsuzluklara ayıracak vakit yok. Olumsuz insanlardan kendimizi ayırmalıyız ve bizden aldıkları enerjimizi kendimize kullanmaya başlamalıyız. Büyük resmi görüp harekete geçmeniz gerek. Küçük resmin büyük gibi görünen ayrıntılarında kaybolursak asıl yapmamız gereken şeyleri yapamaz ve fikirlerimizden de sapmış oluruz.