*2 Yıl Önce*
Henüz güneş günümü aydınlatmamıştı ama ben nedendir bilinmez uyanmış ve sitenin içinde gezmeye başlamıştım. Sanırım sabahın kör saatinde uyanan tek zır deli bendim. Sitenin çardağına oturdum ve her gün yaptığım gibi müzik dinlemeye başladım.
Müzik listesi yaklaşık 3 kere tekrarlamıştı ama hâlâ ortalıkta kimse yoktu.
Oflayarak saat'e baktığımda 07.55 olduğunu gördüm. Hadi ama! Burda ki insanlar 11.00'a kadar mı uyuyor?
Müzik dinlemeyi sıkıldığımdan ne kadar yasal olmadığını bilsem de sitenin içinde ki boş olan binalara girme fikrime karşı koyamadım. Gözüme kestirdiğim sitenin ücra köşesinde ki 2 katlı binanın 2. katına çıkmak için 1. katın balkonuna atladım.
Boyumun uzun olmasının da verdiği avantaj ile 2. katın balkonuna kolaylıkla (aslında 2-3 kez düşme tehlikesi gösterdim ama bunu söylemek mantıksız olur sanırım) çıktım.
Birkaç saniye derin derin nefesler aldıktan sonra 2. katın balkonunun kilitli olup olmadığına baktım. Hah! Kilitli değildi. Sitenin sahibi son derece gerizekalı olduğunu bir kez daha kanıtlamış bulunmakta sayın okuyucularr!
Kitlesene abicim şu kapıyı! Mazallah hırsız felan girer. Aslında biş evden bir şey çalamaz ki. Ama ya evi yoksa ve bu dairede bedavaya kalırsa? Ne diyorum ya. Saçma saçma şeyler düşünme Açelya.
Hangi ruh hastası manyak boş olan bir daireye girer ki? Şey benim dışımda yani.
Eve girdikten sonra etrafa şöyle bir göz gezdirdim. Geniş bir oturma odası vardı. Ama oturma odaları benim için her zaman sıkıcı olmuştur.
O yüzden hızlı adımlarla mutfak olduğunu düşündüğüm odaya yöneldim. Uzun ve büyükçe bir tezgahtan başka bir şey yoktu.
Sanırım burda vakit geçirmekten başka çarem yoktu. Siyah tezgaha oturup tekrardan telefonumu çıkardım.Tabi siz şimdi benim neden kendi evimde durmayıp kendime aksiyon yarattığımı merak ediyorsunuzdur.
Bunun nedeni şu an evde annemin olmayıp üvey babamın olması.
Annem dün gece işe gitti ve sanırım öğlene kadar gelmez. Üvey babamı da hiç bir zaman sevemediğim için annem evde yoksa bende olmamalıyım demektir.
Artık şarkı dinleyesim kalmamıştı. Oflayarak etrafıma göz gezdirdim ve kaçacak bir yer aradım.
İşte tam o an. Tam o an bir şey gözüme çarptı. Balkonda yere uzanmış bir şekilde duran silüet.
Şok olduğum için midir bilinmez ama çığlık atamadım. Ve belki de çığlık atmadığım için ileride kendime defalarca şükredecektim?
Korkak ama bir o kadar da özgüvenli adımlarla balkona doğru yürüdüm. Elimin titremesine engel olamadan kapıyı açtım. Yerde uzanan kişinin üstünde ki kalın battaniye den dolayı yüzünü göremiyordum ama oldukça çelimsiz biri olduğu her halinden anlaşılıyordu.
Bir anlık aldığım iğrenç koku ile burnumu kapattım. Bu kokuyu çok iyi bilirdim.
Alkol.
Üvey babamın her gün böyle kokması artık alışmış olduğum bir şeydi ama yine de midemin bulamasına engel olamıyordum.
Hafifçe eğilip yerde uyuyan kişinin yüzünü görmeye çalıştım. Bunu yaptığım sıra nerdeyse üstüne düşecektim ama son anda dengemi kurmayı başarmıştım.
Oldukça sessiz ve bir o kadar da zorlayıcı bir uğraş sonucu yerde yatan kişinin suratını görmeyi başarmıştım.
Ne?
Ne!
Ben yerde yatan 19-20 yaşında biri beklerken taş çatlasın 14 olan bir çocuk ile karşılaşmıştım.
Esmer yüzü yorgunluktan mı yoksa içtiği alkol yüzünden mi bilmem ama oldukça korkunç gözüküyordu. Kaşlarını çatmış, dişlerini sıkmış uyuyan bu kişi beni ürkütmüştü.
Yüzüne son bir kez daha baktıktan sonra yakalanma korkusu ile balkondan çıktım. Hızlı adımlarla geldiğim gibi geri giderken saat'e bakmayı da ihmal etmemiştim.
08.49
Sitenin iç kısımlarına doğru geçince uyanmış ve kahvaltı yapmaya başlamış bir aileyi, işe yetişmeye çalışan 4-5 kişiyi ve kendi kendine oyun oynayan çocukları görünce rahatladım.
Ucuz kurtulmuştum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA
Non-FictionAçelya son defa baktı canından çok sevdiği arkadaşlarının gözlerine. Gözünden akan bir damla yaş boynuna doğru hızla ilerlerken son defa gülümsedi. Arkadaşlarının çığlıkları, yalvarışları, göz yaşları onun canını yaksa da umrunda değilmiş gibi dav...