ı

192 10 0
                                    

Dokuz ay boyunca karnında taşıyıp kız diye canından bir parçaya nasıl kıyar insan? Baba belki kıyar ama anne? Bir anne nasıl kıyar canından bir parçaya?..

YILMAZ ailesinin hepsi hastane koridorlarına akın etmişlerdi. Müjdeli haberi bekliyorlardı. Murat ağanın karısı doğum yapıyordu. Murat ağa çok heycanlıydı baba lucaktı. Nasıl heycanlı olmasın? Murat ağa dışarda bebeği ve karısı için dilinin ucuna gelen bütün duaları okuyordu. İkiside sağ salim çıksın diye. Murat ağa heycandan yerinde duramıyordu. Bir an karısını ve çocuğnu görmek istiyordu. Genç adam bir kızı olsun ne çok ister kısmetse bir kızı olsun istiyordu. Sadece kendisine aşık bir kız çocuğu.

Aradan saatler geçti murat ağa endişeleniyordu. Bu adar çok uzaması normal değildi. Tam o sırada amilyat haneden çıkan doktorla bütün aile ayaklandı.

-Doktor karım ve bebeğim nasıllar?

Diye sormuştu murat ağa merakla, doktor murat ağadan bir an çekinip korksa da  cevap verdi.

- Hayırlı olsun murat ağa turp gibi bir OĞLUN oldu.

Dedi ancak bir şeyler yanlış gidiyordu. Murat ağa içinde bilmediği bir sıkıntı vardı sanki canından can almışlardı. O an bunu heycanına verdi. Nerden bilsin ki aşık olduğu kadının arkasından iş çevireceğini, ah bi bilse işte o zaman hekesin korkup titrediği murat ağadan daha beter olacağıydı.

Nerden bilsin ikiz bebeklerinin olduğnu ve o çok hayal ettiği kız çocuğnun olduğnu. Nerden bilicek karısının kızını başkasına sattığını.

Doktorun sözlerinden sonra karısı ile oğlu normal odaya alındılar. Hemen gitti aşık olduğu kadının odasına , içei girdiğinde dili tutuldu . karısı sırtını yatak başlığna dayamış oğluna gülümsüyordu. Karısının  Gökyüzünü andıran gözleri ona bir daha hayat verdi sanki! ğluna baktı. Bembeyaz teni, masmavi gözleri karısının bir kopyasıydı. Hayran hayran baktı bu manzaraya ama bir türlü anlamlandıramadığı bir sıkıntı vardı içinde! Karısının yatağına doğru adımladı. Dudaklarını aşık olduğu kadının anlına bastırarak kokusunu içine dern derin soludu. 

Bir anda odada bebek ağlama sesi yankılandı. Oğluna baktı ama oğlu ağlamıyodu. Peki bu ağlama sesi kimden geliyordu bi anda arkasına döndü karısının doğumunda ki doktor du bu. Elinde bir bebek vardı. Murat ağa bebeğe baktı o an nutku tutuldu b-bu çok güzel bir bebekti, hayran hayran baktı bebeğe. Bilinçsizce bebeğe doğru adım attı doktordan onu almak için izin istedi doktor mahçupça başını aşağı indirdi, başıyla onayladı. Murat ağa çocuğu kucağına alınca,  bebek sanki hissetmiş gibi  bir anda sustu, buna gülümsedi murat ağa. Anlamdıramadığı bir şey koptu içinde sabahtan beri içinde ki sıkıntı bu bebeği kucağına alınca tamamlanmış gibi hissetti.İçi huzur ıle doup taştı.

 Oda çok isterdi böyle bir kızının olmasını, bebeğe dikatlice baktı garip olucak belki ama bu kız çocuğu ona öok benziyordu esmer teni ela gözleri sanki murat ağaydı. Murat ağa içinden "ne garip bir tesadüf" Dedi içinden. Nerden bilicek huzur bulduğu bu kız çocuğu onun kızıydı, canından bir parçaydı. Nerden bilicekti ailesiyle aşık olduğu kadının böyle bir şey yapacağını. Kız çocuklarına olan nefretlerini nasıl görememişti diye çok sorucak kendine murat ağa ama onun çağına  daha vardı.

Mardinin en varlıklı bir aşireti. Herkes saygı duyar, korkar, çekinir. Herkesin çok saygı duyduğu bu aşiret YILMAZLAR Aşiretiydi. Peki herkesin saygısını, sevgisini kazanan, Adaletiyle bilinen  bu YILMAZLAR gerçekten öylemiydi? 

Kız çocuklarını okutan yardım eden bu YILMAZLAR Çocukları kız oldu diye başkasına satmamaışlar mıydı?!  Kız olduğu için utanç olarak görmemişler miydi? Herkese adaletli olan bu aile, kendi canlarından bir parçaya acımamaışlardı. Hani nerde o çok adaletli YILMAZLAR! Kendi kızlarına gelince, Ah pardon nefislerine! gelince nerde kaldı BU çok adaletli YILMAZLAR!

Bir babayı kızından ayırdılar, bir kızı babasından ayırdılar! Kim bunu vebalini üstüne alabilicek? Kim!

AsenaWhere stories live. Discover now