{2}

31 6 0
                                    

          Elimdeki dosyaları düşürmemeye özen göstererek odamın kapısını açtım. Dosyaları masamın üstüne bırakıp askılıktaki önlüğümü aldım. Bugün hiç hastam yoktu. Sadece burada durup eski dosyaları kurcalamak istiyordum. Aklıma gelen görüntüyle bakışlarımı tekrar masaya çevirdim. Kaşlarım istemsizce çatılırken elim masadaki beyaz güllere gitti. Bu gülleri de kim almıştı bana?

          "Kardeşime olan ilgili davranışın için teşekkkür ederim.-Merih DEMİRAL"

           Yüzümde oluşan tebessümle gülleri, içi boş olan vazoya yerleştirdim. Bana böyle bir şey için teşekkür etmesine gerek yoktu. Bu hem benim vazifemdi hem de suçlu olan taraf bizdik. Gülleri koklayıp bazı gereksiz yapraklarını kopardım. Önlüğümün cebine kartımı alıp Ada'nın odasına ilerledim.

          Odadaki hemşire sonuçları kontrol ediyordu. Yanına adımlayıp kağıtlara bir göz gezdirdim. "İkinci bir PPD testi yapalım. İlki sıfır çıkmış olabilir fakat işimizi ihtimale bırakmayalım." "Tamam Beyza Hanım." Ada'nın başına gidip kalp atışlarını dinledim. Olması gerekenden yavaş atıyordu. Az önce verdikleri sakinleştiriciden kaynaklanıyor olabilirdi. Alnını öpüp odadan çıktım. Şuan yoğun derecede bir kahveye ihtiyacım vardı. Geleli bir iki saat olmasına rağmen hala daha ayılamamıştım.

          Tekrar odama geri göndüğümde bu sefer masamın üstünde duran gül değil bir gençti. Merih masama yaslanmış telefonunu kurcalıyordu. Benim geldiğimi anlayınca toparlanıp bana baktı. Pekala, kafasına estiği gibi benim odama mı gelmişti bu genç?

          "Merih? Ne arıyorsun burada?" "Ben aslında daha önce gelicektim ama anca bugün gelebildim." "Sanırım bu benim sorumun cevabı değil." Elini kafasına götürüp kaşıdı. "Ben seni görmek istemiştim." "Kim aldı seni içeriye?" "Asistanına sordum, birazdan geleceğini söyledi. Ben de seni odanda bekleme kararı aldım." Kafamı sessizce salladım.

          "Güller için teşekkür ederim." Tebessüm ederek arkadaki vazoyu işaret ettim. "Ne renk sevdiğini bilmediğim için beyaz alayım dedim." Duruşunu düzeltip önüme geldi. İstem dışı kafamı yukarı kaldırıp yüzüne baktım. Bu gencin boyu oldukça uzundu. "Bugün çok işin var mı?" "Tamamen boşum." "O zaman beni reddetmen için bir bahanen yok. Benimle beraber öğle yemeği yemelisin." "Ama ben-" "İşin olmadığını söyledin. O yüzden bahane bulma ve eşyalarını alıp benimle yemeğe gel. Arabada bekliyorum."

          Bu da neydi böyle? Emir verip odadan çıkmıştı. Daha onu doğru düzgün tanımıyorken yemeğe çağırmıştı. Sesli bir nefes verip çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım.

     
°•°
           "Burası yeteri kadar güvenli mi? Yarın kendimi magazinde görmek istemiyorum." "Güvenli de, yolda çeken olduysa pek bir şey yapamam." "Neden buraya geldik anlamadım ki." Sinirle mırıldanıp salatamdan aldığım çatalı ağzıma götürdüm. "Keşke mırıldanmasan da bende anlasam." "Yok, bir şey demedim."

          "Sen doyduğundan emin misin? Sadece salata ile karın doyar mı?" "Ne yapsaydım? Senin gibi öğle vaktinde pirzola mı yeseydim? Bir de sporcu adam olacaksın!" Gülerek ağzını peçete ile sildi. "Bu sıralar kilo verdim, geri almam lazım. Senin de alman lazım." "Ben tam kararındayım bir kere! Ne eksiğim var ne fazlam." "Olmaz öyle. Rüzgar çıksa alıp götürecek seni Beyza." Sahte bir kahkaha atıp ceketimi üstüme geçirdim. Elini belime koyup beni çıkışa yönlendirdi. Oldum olası erkeklerle temastan kaçıyordum. İstemsizce sırtım gerildi fakat çaktırmamaya çalıştım. Nedenini bilmediğim bir şekilde erkeklerle temasta bulunmak beni gereğinden fazla geriyordu.

°•°

          "İçeri gelip kahve içmek ister misin?" Sabah tanımıyorum dediğim genci şuan eve davet ediyordum fakat yediğimiz yemek boyunca ettiğimiz sohbet, onun hakkında bir sürü şey öğrenmemi sağlamıştı. "Olur, bakalım işinde olduğun kadar mutfakta da iyi misin?" Arabasını park edip yanıma geldi. Elimi ileri doğru uzatarak önüme geçmesine müsaade ettim. "Sen benim kariyerimi mi araştırıyorsun?" Yapmacık bir kızgınlıkla parmağımı yüzüne doğrulttum.  "Tabii, kardeşime yardımcı olan doktoru ufak bir araştırdım." Çok sesli olmayacak bir şekilde kahkaha atıp sırtını bir iki kere patpatladım. "Geç bakalım Merih Demiral, hayatında içeceğin en iyi kahveyi sana yapayım."

          Bir o kadar boş ve bir o kadar kısa olan bu bölümü yayınlamak içime sinmesede yine de yayınladım işte. Boşta kalmasın diye yazdığım bir bölümdü. Pek kurcalamaya gerek olmamalı. Ve şimdiden bir kaç kişi okumuş ve oy vermiş! Bu durum beni o kadar mutlu etti ki! Çok teşekkür ederim ve inanın sizleri seviyorum 💞

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 31, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

•PHILOPHOBIA• Merih DEMİRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin