BSF=34 YARI FİNAL

398 16 4
                                    

Merhaba çikolatalarım, conconlarım, renkli bonibonlarım öncelikle sizlerden küçük bir af dileyeyim.Yeni bölümü uzattığım için, sizde beni anlayın. Bölüm yazmaya giriyorum, her bölüm sayfasındaki yorum sayısını '0' ya da '1' olarak görünce üzülüyorum. Diyorum ki 'bırak yazma hem zaten üşengeçsin' olmuyor ki, sanki Wattpad benim için ayrı bir şey dersler de ne zaman bitse de yeni bölüm yazsam diye düşünüyorum. burada hayallerimi gerçekleştirmek için buradayım aslında. Hayalim BANA SEVDİĞİNİ FISILDA'NIN KİTAP OLMASI EN BÜYÜK HAYALİM
Bu bölümden sonra sizden uzun bir zaman isteyeceğim. Kurguyu düşünmek için, senaryoyu, benim için en önemli olan hikaye de ne biliyor musunuz?
O, sahneyi kafanda canlandırabilmektir. Ben bunu başarmaya çalışıyorum. Ama pek yaptığım söylenemez.
Kitap yazmakta aynı bina yapmaya benzer.İlk baş binanın temelini atıp sonra diğer şeyleri yapacaksın. Kitapta da öyle ilk baş kurgu sonra diğer şeyler.
Belki, bazıları ne var hikaye yazmada diyorlardır.
Fakat bunun; ekrana bakmaktan yorduğun gözlerin, kafanı zorlamaya çalışman, aksattığın ailen,arkadaşların var. Ama bunlara rağmen bu hikayeyi devam ettiriyorsam kendimle gurur duyuyorum. Bu bölüm sizden özür hediyem olsun. Görüşmek üzere :*
(Multimedia da Mina'nın giydiği elbise var)
~~~
4 Ay Sonra
"Kadın üç harflidir, aynı cin gibi çarpar." Dedi Soydan Halam.
Ah tabi tanımıyorsunuz. Almanya'dan üç gün önce gelen kimsenin bilmediği halam. Biraz deli dolu, açık sözlü, hayat felsefesi olan tontiş bir kadın. Soydan halam'ın karşısında onu dört gözle dinlerken Soydan Halam gözlüklerini yakınlaştırıp
Karen'e baktı.
"Ah. Karen ne vardı da bu yaşta hamile kaldın" dediğinde Karen biraz şaşırdı. Beklemiyordu.
"Şey-." Sözünü yarıda kesip konuştu.
"Kocanın adı neydi?"dedi
"Çağrı"dedi Karen biraz rahatsız olarak biz hariç kimsenin onun hakkında konuşmasını istemiyordu.
"Sürekli trip at. Biz kadınlar, trip atmaya bayılırız. Hep "I'am touch me" moduna durmalıyız. Arada biraz cilveleşin ama fazla değil.
Gecenin yarısında ", Çağrı, bebeğimizin canı çilek istedi" de biraz anlasın baba olduğunu" dediğinde ağzımız açık ona bakıyorduk.
"Hadi ara" dedi telefonu göstererek. "Canım çilek istedi de" Karen telefonu alıp aradı.
"Şey aşkım bebeğimizin canı çilek istedi" dediğinde Karen,
Telefondan gülme sesi yankılandı.
"Evde çilek var"
"Mandalina de " dedi fısıltıyla Soydan Hala
"Şimdi de mandalina"
Biraz daha konuştular. Karen telefonu kapattı.
"Ne dedi?" Dedim meraklılıkla.
"Mandalinayı nereden bulayım ben dedi."
"Bir yerlerden bulsun artık" dediğimde Soydan Halam yerinden kalkıp bizleri de kaldırdı. "Şimdi sıra, Mina'da"
"Ben hamile değilim" dediğimde gözlerini devirdiler.
"Git Ayaz'ın evine, kalan eşyalarını iste" başımla onayladım. Tam gidiyorken kolumu tuttu.
"Böyle mi gideceksin"
"Evet ne var ki" dediğimde beni aynaya itti. Aynada kabarmış saçlarım, ağlamaktan şişmiş gözlerim, 'Shut up and kiss me' yazılı baskılı ev pijamalarım ile çok güzeldim.
"Kızım benim, biraz süslen. Makyaj yap, en kısa elbiseni giy ve git"
"Ayakkabısız mı?" dediğimde halam gözlerini devirdi. Karen ile ben ise anırmaya başladık. Halam bize uzaylı görmüş masum kedi gibi bakıyordu.
"Hadi git giyin geveze" dedi beni iterek odama doğru yürürken
"Ben geveze değilim sadece aşığım" diye bağırdım.
Dolabımı açıp elbiselere göz gezdirdim.İçinden siyah dar mini çok az göğüs dekoltesi olan elbiseyi alıp aynanın karşısında üzerime tuttum.Ayakkabı olarakta siyah platform ayakkabılarımı giyersem tam olur.Elbiseyi üzerime geçirdim.Yere attığım pijamalarımın üzerinden atladım.
Herkesi hatırlıyordum.Annemi komşularımı,babamı,ve en gereksiz insan olan Maya'yı bile.
Bu nasıl mı oldu?
Bir sabah her zaman ki gibi yatıyordum.Birden aklıma bütün yaşadıklarımız film şeridi gibi geçti.Sonra doktora gittik.Bir kaç test yaptı.İşte böyle Ayaz ile halâ barışamadık.Ama bu sefer barışacağımıza pek emin değilim. Ama pozitif düşünelim.Ayakkabı kutusundan siyah platform ayakkabılarımı çıkartıp giydim.Şaçlarımı düzleştirip arkaya bıraktım.Siyah eyeliner'ı da sürüp kırmızı rujumu sürdüm.Telefonumu elime alıp son kez aynadan kendime baktım.Yanıma bir kaç para aldıktan sonra böyle Ayaz'ın evinin sokağına gidersem.Ne olur diye düşündüm.Halamlar'ın olduğu odaya gidip ellerimi belimde birleştirdim.
"Nasılım?" Diye sordum.
"Hadi git.Bu arada seni kesinlikle içeri davet edicektir." Başımı salladım.Kapıyı açıp çıktım.Kapıyı geri kapatıp merdivenlerden inmeye başladım.Taksi durağına doğru yürümeye başladım.Neden yürüdüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu. Aslında biraz ıslansam çok kötü olmazdı.Zaten gelmiştim durağa.İçeri girip
"Bir taksi istiyorum" diye bağırdım.Bana döndüler.Bir adam kalkıp arabaya doğru ilerledi.Kapıyı açıp oturdu.Bende içeri girip oturdum.Adresi söyleyip, geriye yaslandım.Geldiğimizi belirten bir şey söyleyince parayı uzatıp indim.Her bastığım merdivende ayakkabımın topuk sesleri çıkıyordu.Yavaş yavaş çıkıyordum.Geldiğimi görünce derin bir soluk aldım.Zile basıp beklemeye başladım.Kapıyı açıldı.Eğdiğim kafamı kaldırıp baktım.Bu Ayaz değildi.
"Ayaz nerede?" Diye içeri girmeye çalıştım.Kaslı vücuduyla içeri girmemi engelledi.
"Ayaz nerede?" Diye sorumu tekrarladım.
"Bilmiyorum"
"Burası onun evi nasıl bilmiyorsun" diye bağırdım.
"Aslında o, saat 10 uçağıyla Berlin'e gidicek" dediğinde yere düşüyordum.Beni tuttu.
"Hangi havalimanı"
"Atatürk Havalimanı" dediğinde merdivenlerden koşarcasına inmeye başladım.Dış kapıyı açıp dışarı çıktım.Yağmur yağıyordu.Şansıma tüküreyim.Bu saate taksi geçmesi imkansızdı.Telefonumu çıkartıp saate baktım.9.00'du yetişebilirdim.Sağa doğru koşmaya başladım.Sessiz bir sokağa girdim.
"Hey fıstık" deyip kolumu tuttu tanımadığım kahverengi gözlü pis sakallı 23 yaşlarındaki erkek, daha hızlı koşmaya başladım.
Koştukça topuklu ayakkabılarım ayağımdan çıkıyordu.Başka caddeye geldiğimde ayakkabıları çıkartıp koşmaya başladım.Bu cadde kalabalıktı.Yanımdan geçen herkes bana bakıyordu.
Makyajım akmış.Islanmıştım.Biraz nefes almak için durdum.Saate baktığımda 9.45 olduğunu görünce koşmaya başladım.Şansım bana gülmüştü.Taksi vardı.Arabanın yanına koşup arabaya bindim.
"Atatürk havalimanı" dedim soluk soluğa "Acil yetişmem gerek" diye ekledim.
"Tamam abla" diye arabayı sürmeye başladı.Telefonumu çıkartıp Ayaz'ı aradım.Açmadı.
"Geldik ablam" dediginde parayı uzattıp indim.Bu sefer ayakkabılarımı giyip koşmaya başladım.
"Berlin Uçağı 2 dakika sonra kalkacaktır.Uçağınıza binin" anonsu duyduğumda gözlerimle Ayaz'ı aradım uçağa biniyordu.
Yanına koştum.
"Ayaz" diye bağırdım.Herkes bana baktı.Kim bu kaçık diye.
Yanına geldiğimde bana baktı.Ona sarıldım.Beni geri itti.
"Gitme" dedim nefes nefese
"Gitmem lazım Mina "
"Neden?"
"Yeni bir sayfa açmak istiyorum."
Midemin bulandığını hissetim.Başım dönüyordu.
"Ama ben seni özlerim."
"Özleme beni.Unut artık Mina yapamıyoruz."
"Yaparız.Ne olur gitme"
"Hadi arkadaşlar uçağa" Ayaz uçağa doğru yürüdü.
"Gitme" dedim "Sensiz yapamam." Hıçkırarak ağlıyordum.
"Sensiz ölürüm.Ben bir hiç olurum.Nasıl oksijen önemliyse sende benim için önemlisin.Beni oksijensiz bırakma Ayaz lütfen"

Bana Sevdiğini FısıldaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin