Elimde, ucuna kurdele bağlı bir değnek var.
Ters bir hareketimde ayağımın altına dolanabilir.
Eğer ayağa kalkmaya gücüm yetmeyip pes edersem beni bir limana sürükleyecek
Ve denizin mavisi, bedenimi ruhumdan ayırıp gökyüzünün mavisine ulaştıracak.
Belki o zaman ruhum huzur ve mutluluğa kavuşur...
Ama...
Ya ruhum bulutlara takılıp griye hapsolursa,
Ya ruhum gökyüzünde iken bedenim denizin dipsiz karanlığına gömülürse
Ve bedenim ondan vazgeçtiğim için bana lanet ederse,
Ya asıl ağırlık bedenim değil ruhumsa...
Huzur ve mutluluk için ruhum bedenimi terk mi etmeli?
Ben huzura ulaştım yalanına inanırken bir yanım hep karanlıkta mı kalmalı?
Bu kadar güçsüz olmalı ve her şeyden vazgeçip pes mi etmeliyim?
Siyaha beyazlar katıp aydınlığa ulaşmak için çırpınmak varken bu mantıklı olur mu?..
Evet, belki gri bir süre yakamı bırakmaz ama elime paletimi almayı denersem.
İşte o zaman karanlık yavaş yavaş kaybolur ve hayatıma yeni renkler katabilirim.
Bunun için elimdeki değneği sıkı tutup tekrar ayağa kalkıp gökyüzüne şarkılar söylemeliyim
Ve müziğin büyüsüne kapılıp değneğin ucundaki kurdele ve rüzgar eşliğinde bir balerin gibi dans etmeliyim.
Belki o zaman kendi aydınlığımda ruhum bedenimle birlikte bir gökkuşağı olup süzülebilir...
Bahar Akpınar(Bomi)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Denizin Balerini
SpiritualBedenini denizin dipsiz karanlığına, ruhunu gökyüzünün maviliğine bırakmak istediğin oluyor mu? Aslında ben karanlığı ve yalnızlığı çok severim. Sanırım denizin dibi bu yüzden beni kendine çekiyor. Ama... Orası benim sevdiğim gibi mi yoksa daha mı k...