"Körler memleketinde görmek,
bir hastalık sayılır."-Cenap Şahabettin.
'Dursun Zaman' anısına... 18.
...
HAKİM BAKIŞ AÇISINDAN
Yıllardır sağlamlığını nasıl koruduğuna bir türlü anlam veremediği plağın sesi tüm evi sarıp sarmalıyordu. Artık her şey dijitalleşmişken ailesinin bu eski takıntılarına ve değerlerine anlam veremese de zaman ile her şeye alıştığı gibi buna da alışmıştı Süsen.
Şu anda da odasında sırtını duvara yaslamış ablası Müjde'yle aşağıdaki müziğin sesini yok saymaya çalışarak akşamki maNga konseri için kıyafet seçiyordu.
"Bu mu, yoksa bu mu?"
Müjde parmağıyla Süsen'in sağ elinde tuttuğu kombini işaret ettiğinde genç kız diğer kıyafeti yatağın bir köşesine attı ve ablasının seçtiği düz siyah, fazla bir numarası olmayan konser için gayet uygun elbiseyi üzerine tuttu.
"Tamam o zaman!"
Neşeyle ellerini çırptığında ablasının yanağına bir öpücük kondurdu ve telefonundaki saate baktı.
"Bir saat sonra çıkacağız, Ege alacakmış bizi."
Gözlerini devirdi Müjde.
"O çocuktan hoşlanmadığımı biliyorsun Süsen."
"O hoşlanmadığını bildiğim çocuk benim erkek arkadaşım abla, sen de bunu biliyorsun."
"Sağ ol aydınlattığın için." diyerek omuz silkti genç kızın kendisinden sadece bir yaş büyük ablası.
Süsen'in anlam veremediği bir şekilde Müjde, Ege'den zerre haz etmiyordu. Normalde kardeşinin hiçbir ilişkisi hakkında yorum yapmayan o kız, konu Ege olunca kendi lafının başkalarının hayatı için çok önemli olduğunu sanıp öğüt veren yaşlı teyzelere dönüşüyordu. Ama Süsen'in hep burnunun dikine giden birisi olduğunu idrak ettiğinde bunu eskiye nazaran daha az yapmaya başlamıştı.
"Benim inadıma çıkıyorsun değil mi onunla, daha ilk gördüğüm an gözüm tutmadı dedim diye? altıncı his kızım bu, ablalar hisseder."
"Hiç de bile! Ayrıca düşündüklerin altıncı his falan değil, önyargı. Sen en başından beri bu çocuğa karşı terstin. Ve... Senin inadına çıkmıyorum ama..."
Duraksadı.
"Ama?"
"Daha önce de hiç kızıl saçlı sevgilim olmamıştı."
Her şeyi tiye alan bi' kızdan mantıklı bir açıklama beklediği için Müjde kendine kızdı ve gülerek başını iki yana salladı.
Süsen ise bu diyaloğu hiç yaşanmamış var sayıp üzerine tuttuğu siyah elbiseye aynadan tekrar baktı ve ablasına dönmeden konuştu.
"Hadi git hazırlan sen de, aşağıda buluşuruz."
Arkasından kapısının kapanma sesini duyduğunda ablasının hiçbir şey söylemeden yanından ayrıldığını anladı.
Süsen, Ege'ye aşık değildi fakat onunla vakit geçirmekten keyif alıyordu. Bu tarz duyguların gerçekliğine inancı da zaten hiç olmamıştı.
Tam anlamıyla şahitlik ettiği tek aşk ya da aşk bildiği ilişki anne ve babasınınkiydi. Ancak bahsi geçen ilişkinin de gerçekten adı aşksa bu duygudan ömür boyu mahrum kalmayı tercih ederdi Süsen.
...
"İşkence gördü asfaltlar, çatlaklarına kan doldu.
Yıkıntılar arasında kaç çocuğun hayalleri kayboldu?"Konser alanında büyük kalabalığın içinde ilerlerken Süsen'e huzur veren o ses, en sevdiği şarkılarından birini haykırıyordu kalabalığa.
Uzun zamandır bu anı beklemişti, o yüzden hiç geçmeden şarkıya eşlik etmeye başladı.
Defalarca maNga konserine gitmişti Süsen, yine de bu anı her yaşadığında bu konserlere ilk gittiği heyecanla eşlik ediyordu şarkılara. İlk gittiği an gibi karıncalanıyordu ayakları.
Sevgilisi elini beline attığında gözlerini kapattı. Tam şu an huzurun ne demek olduğunu anlamıyor, hissediyordu.
Ancak her güzel duygu gibi bunu da kaybetmesi pek uzun sürmüyordu. Ege'nin telefonunun çalmasıyla "ben geliyorum şimdi." diyerek hızlıca Süsen'in yanından ayrılması bir olmuştu.
Yarım saat geçmesine rağmen genç adam uzaklaştığı yerden dönmeyince Süsen hem sinirlenip hem de ablasının 'ben biliyordum böyle olacağını' bakışlarına maruz kaldığı için daha da gerilmesine rağmen anın tadını çıkarmakta kararlıydı.
Hiç bozuntuya vermeden şarkıyı söylemeye devam etti. Birkaç parça daha çaldı, birkaç parça daha...
"Her sabah uyandığında, beni farz et yanında..."
Yine farklı bir şarkı mırıldanırken bir anda uzaktaki bir çift gözle kesişti gözü, hiç beklemediği bir anda.
"Bugünü yaşamak dururken hâlâ dargınsın yarınlara."
Umudun rengini mavi sanardı, o adamın kahve tonlu gözleriyle tanışmadan önce Süsen.
Hiç tanımadığı bir adamın ilk gözleriyle tanışıyor olmak içinde bir yangını körüklemişti, yıllardır yakılmak için bekleyen. Sanki o kıvılcım, bilerek bu adamı beklemişti.
"Aşk başkadır bunlardan döner gelir uzaklardan,
Bir ses bir şarkıyla bazen hemen başlar sıfırdan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sol Elim | SüsÖm Kurgusudur.
Teen Fiction"Sen ateşsin. Çiçeği burnunda bir cehennem örtüsü... Ama sana yemin ederim ki Ömer, bu sefer yaktığında sen de küllerine kavuşana dek yanacaksın." ▪︎Ne birbiri ne de bu kurulu düzen için yaratılan ikilinin acı verecek kadar güzel hiç bilinmeyen hika...