"Gerçekten yapabileceğimiz hiçbir şey yok mu? Tıp sonuçta çok gelişti, mutlaka yapabileceğimiz bir şey olmalı lütfen-"
Bir erkek sesi konuşan kadını böldü. "Bunu kabullenmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum, acınızı anlıyorum ama gerçekten yapabileceğimiz şeyler süreci uzatır, sonuç değişmeyecek. Erken teşhis edilseydi şansımız olabilirdi ama erken teşhisi yapamadık. Üzgünüm tekrardan." Erkeğin sesi kesildikten sonra bir süre kalemin kağıda sürtünme sesleri duyuldu. Kapı çarpışı. Ayakkabının yere sürtünme sesleri duyuldu. Sonra kadının kendini sandalyeye bırakması işitildi. Denise gözlerini açamayacak kadar yorgundu ama artık baygın değildi, sesleri duyuyor ve anlıyordu. Tam gözlerini açmak için kendini zorlarken giderek yükselen hıçkırık seslerini duydu. Yanındaki kadın ağlamaya başlamıştı. Biraz dinledikten sonra ağlayan kişinin Emori olduğunu anladı. Yapabileceği hiçbir şey yoktu Denise'in ve Emori'yi böyle görmeyi kaldıramayacağını biliyordu. Tekrar uyumak için kendini zorlamaya başladı.***
Birkaç saat sonra Denise gözlerini açmış ve elini yüzünü yıkamak için ayağa kalkmıştı. Ayrıca bu hasta yatağında yatmaktan da sıkılmıştı. Yattığı odanın banyo kısmına geçip kapıyı kapadı ve tam yüzünü yıkamak için suyu açtığında gözü aynadaki yansımasına takıldı. Göz altları morarmıştı ve yüzü çökmüştü. Son zamanlarda verdiği kilolar yüzünde iyi bir etki bırakmamıştı anlaşılan. Yeşil gözleri ruhsuz bir şekilde bakıyordu. Saçları uzun süre yatmaktan dağılmıştı. Emori, Denise uyandıktan sonra dağınık saçlarıyla oynamayı severdi. Bu aklına gelince gülümsedi Denise. Aynı zamanda Emori'nin aklına gelmesi üzmüştü onu, onun ölecek olması ve Emori'nin bunlarla başa çıkacak olması çok canını sıkıyordu. Derin bir nefes verip yüzünü yıkadığı sırada birden kapı hızlıca açıldı ve derin bir nefes verme sesi duydu Denise. Kafasını kapıya çevirip noluyor diye bakınca Emori karşısında rahatlamış bir şekilde duruyordu. Denise ne oluyor dercesine baktı Emori'ye. "Bir an seni yatağında göremeyince aklım çıktı. Korktum, panik oldum birden." Bütün olayların üst üste gelmesi, Denise'in birden hastalığını itiraf etmesi, Karina'nın haklı siniri ardından Denise'in bayılması Emori'nin ve diğer herkesin sinirlerini germişti. Ayrıca Emori kendine kızıyordu. Denise'in hastalığını nasıl anlayamadı diye, nasıl fark edemedi, nasıl destek çıkamadı? Hastaneye giderken yanında olabilirdi, tek başına gitmesi tek başına yüzleşmesi gerekmezdi ilk başta. Kızgındı kendine Emori ve şimdi de herkes yapılabilecek hiçbir şey olmadığını söylüyordu. Doktor bozuntuları.
Denise, Emori'nin tepkisini görünce yüzünde buruk bir gülümseme belirdi. Suyu kapatıp Emori'ye döndü. Yanına gidip sorun yokmuş dercesine sarıldı Emori'ye. Emori, Denise'in göğsüne yaşlanmış şekilde bir süre sarılı durduktan sonra kafasını yavaşça kaldırıp Denise'in yüzüne baktı. Karşısındaki çocuk da aynı şekilde yüzüne bakıyordu. İkisinin de suratında buruk bir ifade vardı. İkisi de neler olacağını biliyordu, ikisi de kabullenmekten nefret ediyordu ama hayal dünyasında yaşamanın da lüzumu yoktu.
Bir süre o pozisyonda birbirlerine bakarken Denise gözlerinin dolduğunu hissetti. Ağlamaya başlarsa büyük ihtimalle sonu gelmeyecekti ki iki haftadır kendini arkadaşlarının yanında zor tutuyordu. Tam konuyu dağıtmak için ağzını açtığında kapının açılmasıyla ikisi de o tarafa döndü.
Önce Karina arkasından da Thor ve Carol girdi odaya. Denise'in hastalığı öğrenildikten ve Denise bayıldıktan sonra bütün grup apar topar hastaneye gelmiş zor bela Emori diğerlerini eve yollayabilmişti -biraz da kalabalık olmasından doktorlar hoşnut değildi- ki hepsi en az iki gün beklemişti hastanede. Denise üç gündür baygındı. O arada da Karina da eve dönmüş durumu ailesine anlatıp hızlıca hastaneye gelmişlerdi.
YOU ARE READING
We'll Meet Again
Short Story"Başka bir evrende hepinizle tekrar beraber olacağız ve o zaman artık bizi rahat bırak diyerek beni hepiniz kovacaksınız."