Jeongin, bilinen en ama en iyi dedektifti.
Şu ana kadar yaptığı her soruşturma da suçluyu bulmuş, güvenli ellere teslim etmişti.
Hem polis hemde dedektif olan yang jeonginin, bu konularda eline su dökülmezdi.Kimine göre büyücülerden yardım alan biri, kimine göre arkasında kendinden oluşan -dedektif, polis gibi- ordusu ile tanınan bir dedektifti. Söylentilere göre böyleydi tabi.
Şimdi ise yıllarca uğraştığı katliam'ı araştırıyordu. Soruşturduğu ve her olan vaka da fazla bir şey bulunamıyordu. Çünkü suçlu yerini biliyor, ve ona göre hareket ediyordu.
Bu vakada ise, tanıkların(?) Gördüğü kişi kırmızı saçlı birisi olarak anılıyordu.
Jeongin iyice kafayı sıyırmış gibi olmuştu.
Çünkü yıllardır bu suçluyu arıyordu.
Yorgundu... dinlenmek istiyordu fakat her dinlenişinde zaman kaybı yaşadığını hissediyordu.O suçlu her kimse gerçekten iğrenç hissetiriyordu. Jeongin yaşadığı her vaka da gayet kolayca araştırma yapıyor, sonuca varıyordu.
Peki şimdi ne yapacaktı?
"Jeongin artık dinlenmelisin!"
Genç olan elinde sanıklardan aldığı bilgilerle dolu olan defterle bakışıyor, yanında ki büyüğüne bakıyordu."Hyung, bulmam gerekiyor. Dinlenecek vaktim yok..." sinirle soluyup elinde ki defteri masaya fırlatmış, eşyaların bir bir yere düşüşünü izlemişti keyifle.
"Bu vaka her ne sikimse gerçekten psikolojimi bozuyor!" Dedi öfkeyle. Chan gelip küçük olanın saçını okşamış sakinleşmesi için mırıldanmıştı.
"Anlayabiliyorum jeong, işin zor ama eğer rahat bir kafayla düşünürsen daha rahat bir şekilde bulabilirsin."
Jeongin kafasını iki yana sallayıp masaya fırlattığı defterini tekrar eline almış, tekrar tekrar okumuştu elinde ki bilgileri.
Kim seungmin
22 yaşında, olay yerinde ki cafe de çalışıyor.Olay yerin de bulunmasa da kamera kayıtlarından -bulanık kamera kayıtları ve sonra aniden yok olmuş kamera kayıtları- görmüş olduğu kişinin sadece kırmızı saçlı olduğunu dile getirmiştir.
Jeongin dudağını dişledi.
'Kamera kayıtları nasıl olur da bir anda yok olabilir ki?' Diye düşündü. Bunu yapan birilerinin olduğunu öne sürdü iyice.
Ama hata vardı.Lee felix
19 yaşında, üniversiteye gidiyor.Cafe karşısında ki kütüphane de ders çalıştığı olay yerin de gördüğü kişi net olarak bilinmemekte.
Derin bir nefes verdi jeongin. 'Madem olay yerindeydi. Nasıl göremedi o şahısı?'
Sinirle yerinde doğruldu. Bir ipucuna ihtiyacı vardı. Kırmızı saçlı olmasıyla o kişinin bulunacağını zannetmiyordu.Ne de olsa koskocaman dünya da bir sürü insan saçlarını kırmızıya boyayabilir, veya kırmızı saçlı olabilirdi(?)
Elinde ki defteri chan aldığına kaşlarını çatmış jeongine dönmüştü.
"Bence şu lee felix'i tekrar sorgulamalıyız. Cafenin karşısında ki kütüphanedeyse kesinlikle görmüş olduğu şeyler vardır."
Jeongin kafasını sallayıp defterini chandan alıp sırt çantasına koymuş, bir kaç eşya almıştı.
Olay yerine gidecekleri de belliydi sonuçta.
Jeonginin yıllarca aradığı kişi, her bir olayında oldukça seri bir şekilde sıvışmayı başarıyordu.
Yıllardır ondan, veya tanıklardan onun hakkında bir bilgi bulamamış. Şu saçma olayda bulabilmişti sadece. O da kırmızı saçlı olduğuydu.Jeongin zorlanacağını biliyordu. Fakat onun vazgeçebileceği hiçbir şey yoktu.
Onun inadı, herkese ve her şeye bedel olabilirdi.Ölüme bile...
~
Çok heyecanlandım- umarım olmuştur. Yazarken elim ayağıma dolandı!<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunting | Hyunin
FanfictionDedektif jeongin, yıllardır zihnin de oynayan suçluyu arıyordu. Ve sonunda bulmuştu o suçluyu... şimdiyse jeongin avcı, hyunjin ise avdı onun için.