"Bu tarafa baktı mı?" dedim umutsuzca son şansımı deneyerek. Lily çaktırmadan sağ tarafına baktı ve onun bulunduğu toplulukta göz gezdirdi.
Özür dieyen bakışarından buraya bir saniyelğine bile olsa bakmadığını anlamıştım.
"Tam bir aptal." Dedi hem kızıp hem de dayandığı kaleriferden kalkarak.
"Neden?"
"Seni görmemekte kararlı bir salak.Şuraya baksana etrafındaki o makyaj malzemelerinden oluşan kızlardan kafasını kaldırsa seni görebilir." Okul formasının kravıtını takmak yerine yakasına taktığı kırmızı flarla uğraştı ve yeni kestirdiği kahküllerini üfleyerek gözüne gelmelerini önledi.
"Etrafındaki hiç bir kız kadar güzel olamam." Dedim kafamı önüme eğip. Olamazdım da . Birinden güzel olsam da diğerinden ya da diğer hepsinden olamazdım.
Lily'nin "Ezik." Diye fısıldadığını duyduğumda kıkırdadım ve elimde içmeyi unuttuğum soğumuş yeşil çayın bir kaç damlasını avcuma döküp yüzüne püskürttüm.
Buna şaşırması imkansızdı.
Ama yapmacık bir şaşkınlıkla ağzını iki metre açtı ve elindeki şişe suyu bir an da başmdan aşağı boşalttı.
Ne olduğunu bile anlamamıştım. Tamam biraz anlamış olabilirdim ama bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim.
Buz gibi su sabahın köründe kalkıpta ölüm işkencesiyle onları yapmak için uğraştığım saçlarımdan yavaşça aşağı doğru akmaya başlamıştı.
Sanki kafamın üstünde Niagara Şelalesi şırıldıyordu. Okul formasının beyaz gömleği en ufak yerine kadar ıslanmıştı.
Siyah sütyenime kadar bütün vücut hatlarım görünmeye başladığında kızgınca Lily'e baktım. "Aman Tanrı'm." Dedi fısıldayarak. "Rae, üzgünüm."
"Aptal." Diye tısladım.
Koridordaki bütün liseli ergenler yavaş yavaş kafalarını bize çevirmeye başladığında vücuduma yapışan gömleğimi saklamak için kollarımı vücudumu sardım.
"Bu kadar ıslanacağını planlamıyordum, bebeğim üzgünüm." Lily bu sefer ağlanaklı duruma geldiğinde bu tarafa bakan erkeklerin sayısının çoğaldığını fark ettim ve utançtan titremeye başladım.
"Sürtük."dedim kızgınca ama aramızdaki bir şakalaşmadan ibaretti. "Dolabımda yedek kıyafetler vardı onları getir ben olabildiğince hızlı tuvalete koşucam."
"Kriz anlarında harikasın." Dedi Lily heyecanla.
"Koşsana!"
Daha da kendime sarılıp onun koşuşunu izledim. Ne ara okul bu kadar soğuk olmuştu bilmiyorum ama yavaş yavaş havalı insanların neden bu kadar "havalı" olduklarını anlayabiliyordum.
Herkesin sana baktığını hissetmek öz güven veren bişiymiş. Ancak bilirsiniz kendini çırılçıplak hissederken bu pek kolay olmuyordu.
"Aman Tanrı'm o kızın haline bak."
"Derdi ne bunun?"
"Yüz ifadesine baksana."
İnsanlar fısıldaşırken gerçekten onları duymadığımızı mı sanıyorlardı? Bu aptalcaydı. Etrafa bakındım. Tanrı'm!
Gidecek hiç bireyim yokmuş gibi hisediyordum. Kapana kısılmış gibiydim. Herkesin alaylı bakışları beni deli etmişti.
Yutkundum ve başımı eğip olacakları bekledim. En azından bir hoca gelip beni kurtarır diye planlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unanswered(Justin Bieber FanFiction)
FanfictionOnu seviyordum. O ise başkasını. Ya da başkalarını.. "Parfümünü mü değiştirdin Raechel? Kokun daha çekici."