"Şu an hazırlanıyor sanırım, birazdan kamera önüne çıkıp fotoğraf çekinecek." Chan'ın bilgi verip gitmesiyle Jisung gülerek kafa sallamış ve Minho'ya dönmüştü. Minho da ona dönmüş güzel bir gülümseme sunmuştu. Aslında Jisung'un tek sevdiği Lee Minho'su vardı ancak videolarını severek izlediği, hayran olduğu bir Lee Minho daha vardı. Ne kadar önceden talihsiz olaylar yaşasa bile her şey Lee Minho ile başladı.
"İmza alalım mı? Hayran buluşmasına gidememiştim," diyerek Minho'ya soru yöneltti Jisung. Sorarken biraz çekinmişti çünkü daha önce Lee Minho ile konuşmuşluğu vardı ve pek de iyi sayılmazdı. Ancak yine de hayranlık duyuyordu.
"Hmm... İstiyorsan alalım. Sorayım ben hemen," diyerek Chan'ın yanına adımladı Minho. Jisung da pür dikkat, kollarını birbirine bağlayıp ikisini izliyordu.
"Minho, bir sorun mu var?"
"Hayır sadece imza alabilme şansımız olup olmadığını sormak istedim, Jisung istiyor da..." Chan, Jisung'a uzaktan bir bakış attığında Jisung kaşlarını çatmıştı. Pek duyulmuyordu dedikleri.
"Biliyordum, ben olsam ben de imza alırdım zaten," diyerek gülmüştü Chan. Minho da ona katılıp kısık sesle güldüğünde, Jisung aklından bin bir türlü şey geçirmişti. Neden uzun sürmüştü mesela? Alt tarafı imza için soru soracaktı?
"Yani... alabilir miyiz? Kendisi atsın imzayı istiyorum, Jisung'un mutlu olması için." Chan, Minho'nun dediğine gülerek iç çekip saçlarını karıştırdı. "Ne kadar aşık olmuşsun sen öyle, zibidi."
"Zibidi mi?" Tekrar kahkahalar havada uçuşurken Jisung da sinirle gülüp dikkatini dağıtmak için başka yerlere bakmıştı. Önceden de kıskanmıştı onları, şimdi yine aynısı oluyordu.
"Her neyse Jisung için denerim, söz veremem. Bir şey olursa yanıma gel."
"Tamam, teşekkürler!"
Minho, Chan'ın yanından ayrılıp tekrar sevgilisinin yanına gittiğinde, Jisung yavaşça ellerini Minho'nun beline koyup dudaklarını nazikçe öpmüştü. Hepsini Chan'ın önünde yapması öyle hoşuna gitmişti ki, içinin yağları erimişti resmen. Tabii Minho her şeyden habersiz masumca Jisung'un kollarından tutup gülerek karşılık veriyordu.
Chan, Jisung'un davranışlarından anladığı için ikisi öpüşürken hafifçe kahkaha atmıştı. Biliyordu Jisung'un kıskandığını. Jisung da bundan habersiz hâlâ sevgilisiyle öpüşüyordu. Nazikçe... yavaş ve tutkulu. Sonrasında çok sürmeden ayrılıp sert bakışlarla Chan'ın olduğu yere kısa bir bakış attı ve ellerini cebine koydu mavi saçlı.
"Chan uğraşacakmış, imza için." Minho'nun mutlulukla çıkan sesine Jisung ifadesizce kafa sallamıştı. Minho, Jisung'un kıskanmasını hâlâ fark etmeden az önceki yaşanan öpüşmeyi düşünüp duruyordu. Bir anda öpmesi bir yana ağır ağır ve tadını alarak öpmesi içini kıpır kıpır etmişti.
Sonunda Lee Minho hazırlanmış ve poz vermek için kameralar karşısına geçmişti. Herkesin dikkati Lee Minho olurken, Minho'nun dikkati Jisung'a kesilmişti. Sonrasında kendisi de Lee Minho'ya odaklanmıştı.
Bir süre aynı kıyafetle poz veren Lee Minho'nun, gizli ilişki yaşadığı kız arkadaşı çıkagelmişti. Tabii Lee Minho onu görmeden önce Jisung ve Minho da bilmiyordu onun ilişkisi olduğunu.
"Tatlım~" diyerek ince sesiyle Lee Minho'ya seslenmiş ve güzelce gülümsemişti. Siyah uzun saçlı ve bedenini saran mini elbisesiyle gerçekten Lee Minho'ya yakışan bir kızdı. İlişkileri de gayet güzeldi. Minho da, Jisung kadar şaşkındı tabii.
"Hoş geldin bebeğim," diyerek kız arkadaşının dudaklarını öpmüştü ikisinin gözü önünde. Jisung'un yapacak bir şeyi yoktu. Artık hoşlanmıyordu nasıl olsa, sadece şaşkındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lee minho
Fanfictionfelix sayesinde yanlış lee minho'ya mesaj atan jisung sürekli ona âşık olduğunu söyler. minho da yanlış kişi olduğunu bilmeden ona karşı ilgi duyar, fakat buluştuklarında pek de iyi şeyler olmaz...