"Jisung ve Minho" Seungmin gözlerini karşısındaki adamlardan ayırmadan söylemişti. Jeongin hâlâ anlamamıştı ve neler olduğunu çözmeye çalışıyordu. Hyunjinin gözlerindeki o sinir çokça belli ediyordu kendini. Felix korkuyla Hyunjinin yapacaklarını bekliyor gibiydi.
"Konuşabilir miyiz?" Jisung yavaşça Hyunjine yaklaşırken sakin bir ses tonuyla sormuştu. Minho daha arkada duruyor ve Hyunjine yaklaşmıyordu.
"Bak ne diyor ya" Hyunjin dalga geçer gibi gülerken Felixe bakıp söylemişti. "Şaka yapıyor herhalde?" Hyunjin sakin olmaya çalışırken Felixe bakıyor ve söylüyordu.
"Hyunjin bak-"
"Konuşuyor hâlâ" Hyunjin hemen Jisungun sözünü kesmişti. Gözleri sürekli Felixin üzerindeydi. Jisunga bakmıyordu.
"Hyunjin böyle davranmayı bırak artık! Bak dediğin gibi geri döndüm. Kırılacaksın üzüleceksin dedin ama öyle olmadı. Bir kere olsun beni dinleyemez misin? Sadece bir kere fikirlerimi önemseyemez misin lütfen?" Jisung gözlerini kapatıp hızlıca konuşmuş ve derin bir nefes alıp gözlerini açmıştı. Hyunjine bakmaya başlamış vereceği tepkileri merakla izliyordu.
"Şimdi de beni mi suçlu gösteriyorsun?!" Hyunjin sonunda Jisunga dönmüş ve gözlerinin içine bakmaya başlamıştı. Bu Jisungu germiş olsada cesaretini kaybetmemeye çalışmıştı.
"Seni suçlu falan göstermiyorum. Ben de suçluyum ama sen çok mu masumsun?"
"Suçlu kim tartışmaya geldiysen zaten bundan sonra bir önemi yok şimdi siktir git" Hyunjin, Jisungun yanından geçerken bir anda durmuştu. "Bunu burda unutma" Minhoya bakarak söylediğinde alaycı bir şekilde gülmüş ve evin kapısına ilerlemişti.
"Bencilsin biliyorsun değil mi?" Minho'nun aniden konuşmasıyla Hyunjin olduğu yerde durmuştu. Derin bir nefes alıp arkasını dönmüştü.
"Bunu söyleyen sen misin yani?"
"Evet" Minho alaycı bir gülüşle söylediğinde Hyunjin sinirle Minho'nun boğazına dolamıştı ellerini. Felix hızla koşup Hyunjinin belinden tutmuş ve çok zor olsada geri çekmişti.
"Niye geldiniz?" Seungmin sakin bir ses tonuyla Jisungun yanına yaklaşıp sessizce sormuştu. Bu sırada Felix, Hyunjini evin bahçesinin dışına çıkarmış sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Neden böyle yapıyor anlamıyorum. O kadar şey yaşadık ben hep onun yanında olmuştum" Jisung gözleri dolarken sessizce mırıldanmıştı.
"Belki yanlış zamandı ama doğru kişiydi Minho benim için" Jisung başını eğerek konuşmasına devam etmişti. Seungmin ne yapacağına karar veremiyordu.
"Gidelim boşuna geldik" Minho, Jisungun kolunu tutup söylediğinde Jisung ona dönmüştü. "Dur lütfen konuştuk bunu Minho" Jisung, Minho'nun gözlerinin içine bakarak söylemiş ve sakince kolunu çekmişti. Yavaş adımlarla bahçenin dışında duvara yaslanmış olan Hyunjinin yanına yürüdü. Felix onu gördüğünde derin bir nefes aldı ve Hyunjine sakin olması için işaret etti. Hyunjin göz devirip kafasını çevirdiğinde Jisung biraz daha yaklaştı.
"Hyunjin anlayamıyorum seni" Jisung arkası dönük olan Hyunjine bakarak söylemişti. Hyunjin, Jisunga doğru dönmüyordu. "Yapma böyle çocuk gibisin!" Jisung sinirle bağırdığında Hyunjin derin bir nefes alıp Jisunga dönmüştü.
"Ben mi?" Hyunjin alaycı bir gülüşle söylemişti. "Asıl çocuk gibi olan sensin. Aptal" Hyunjin göz devirmişti.
"Yeter!" Jisung gözlerini kapatıp kafasını eğmiş ve ağlamaya başlarken sinirle bağırmıştı. Hyunjin bir anda şaşırmış olsa da umursamıyormuş gibi gözükmeye çalışıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
cat ears | hyunlix
Fanfiction"bana sürekli kedi kulaklarıyla fotoğraf atmaktan vazgeç hwang." "hayır, vazgeçmeyeceğim."