EJDERHA KANI

_ Bölüm 1_

    Pencereye vuran yağmur damlaları ile yeni güne gözlerimi araladım. Pencere kapalı olduğu halde toprakla dans eden yağmurun kokusunu hissediyordum. Aklımdan dışarı çıkıp yağmurda ıslanmak geçse de bu düşüncemi sonraya bıraktım çünkü hala satmam gereken kremler duruyordu. Annemle yalnız yaşadığımız için evin geçimini ben sağlamak zorundaydım.

   Aklıma babamın mavi gözleri gelmişti yine. Anneme bakarken gözlerinin içi  parlıyordu adeta. İçimde yine babamın eksikliğini hissettim , keşke bir kere bile olsa görseydim diye geçirdim içimden. Doğduğum gün şeytani yaratık ile savaşırken ölmüştü bu yüzdendir ki babamın intikamını almak için ruh savaşçısı olmak istemiştim.

   4 yıl geçmişti o günün üzerinden. Kuzenimin bana ihanet ettiği gün ...

    _Geçmiş_4 yıl önce_

    Gora eğitim akademisi,  ruh savaşçıların eğitim gördüğü okuldu. Oradaki dokuzuncu ayımdı. Üç ay sonra eğitimim bitecekti ve üst seviye ruh savaşçısı olacaktım.  Okuldaki en yetenekli öğrenciler arasındaydım. Eğitim seviyesinde birinci sırada , Gora klanının varisi aynı zamanda nişanlım olan Jan vardı, ikinci sırada Katowice  konağının varisi Karol, üçüncü sırada ise ben vardım. Yeteneğim çok nadir kişilerde bulunurdu. Şuan ben ve beni eğiten ustam Darius aynı yeteneğe sahiptik. Biz ejderha kanını taşıyorduk.

    "Roza benimle ormana gelir misin ? Şifalı ot bulmam gerekiyor ama çok nadir bir bitkidir , sen de benimle gelirsen daha çabuk bulabiliriz. Biliyorsun yeni krem yapmak istiyorum."

   "Hangi bitki Martyna ? Umarım uzun sürmez , çünkü erkenden ustamın yanına gitmem gerek. "

   "Solyus çiçeği bulmam lazım , işimiz uzun sürmez, onu bulduktan sonra hemen döneriz. "

    Martyna ile mavi ormana doğru gitmeye başladık. Her yerde kuş cıvıltısı vardı . Benim için bu huzur demekti. Bazen boş zamanlarımda mavi ormana gider , ağacın altına oturarak ruhumu huzura kavuştururdum. Kuşlar sanki beni anlamışlar gibi , her gittiğimde hemen ötmeye başlar ve bana işitsel şölen sunarlardı.

   "Hey Roza! Duymuyor musun beni , sana sesleniyorum sabahtan. "

   " Dalmışım Martyna , ne dedin tekrar söyle. "

    " İkiye ayrılalım, sen sağdan git ben de soldan , hangimiz önce bulunca diğerine haber versin. "

   " Tamam olur Martyna. Acele edelim , eğitime yetişmem lazım. "

    Hemen solyus çiçeğini bulmak için etrafıma bakmaya başladım. Çok nadir bulunurdu bu yüzden baya zaman geçmişti , biraz daha burda oyalanırsam eğitime geç kalacaktım.

    Arkamdan gelen ses ile yerimde durdum. Bu Zelen 'in sesiydi. Ne istiyordu yine benden kim bilir. Onunla hiç iyi anlaşamazdım. Hep benim gücümü imrenirdi , kendisinin en üstte olmasını isterdi her daim. Bu yüzdendir ki hiç anlaşamazdık. Her defasında bana komplo kurar ve zarar vermeye çalışırdı. Tabiki de beni yenemiyordu ve bu yüzden iyice hırslanmıştı.

   " Roza , çiçekçiliğe mi başladın şimdi de. "

   " Ne istiyorsun Zelen, işim var çabuk söyle. "

    "Neden, ustan mı bekliyor? Ama sanırım seni daha çook bekleyecek, çünkü bugün bu ormandan çıkamayacaksın. "

    " Ne saçmalıyorsun yine, senin zırvalıklarını dinleyecek vaktim yok. Çekil önümden şimdi ."

    "Saçmalık öyle mi ? Ahh, çok yazık sana Roza ! Hani kuzenin nerde ? "

   "Bu seni ilgilendirmez , eğer biraz daha zırvalamaya devam edersen , sesini keserim !"

   "Sakin ol Roza . Biliyor musun, kuzenin seni tuzağa düşürdü. Benimle anlaşma yaptı ve karşılığında seni tuzağa çekip benim işimi kolaylaştırdı."

   "Yalan söyleme ! Önümden çekil yoksa sana yapacaklarımdan ben sorumlu değilim ."

    "Ne yapacaksın Roza? Beni buza mı çevireceksin, yoksa şu narin vücudumu ateşe mi vereceksin ? Bu sefer sıra bende , sen değil ben sana hakettigini vereceğim. "

   Şaşkınlık ve sinirle Zelen 'e bakıyordum. Belli ki yine rahat durmayacaktı. Tam ağzımı açıp konuşacaktım ki diz kapaklarıma keskin bir ağrı girmesiyle ağzımdan çıkan ahh kelimesi koca ormanda yankılandı. Arkamı dönmem ile büyük bir şok yaşadım çünkü kuzenim Martyna elindeki odun ile diz kapaklarıma vurmuştu. Ne yani Zelen doğru mu söylüyordu, ikisi bir olup bana tuzak mı kurmuşlardı."

  "Ne oldu Roza, çok mu şaşırdın ? Ahh sevgili kuzenim ! Ne yazık ama , solyus çiçeğini buldun mu bari ? "
  
  Kulaklarıma Martyna 'nın kahkahası doldu. Hala bunu yaptığına inanamıyordum. Kırgınlık ile Martyna 'ya diktim siyah gözlerimi .

  "Bu yanına kalmayacak Martyna , bunu biliyorsun değil mi ? Burdan çıkınca yaptığın bu ihaneti asla yanına bırakmayacağım ! "

   "Ahh zavallı Roza ! Burdan çıkabileceğine inanıyor musun ? "

   "Bana hiçbir şey de yapamazsınız Zelen . Sizin gücünüz .. ahhhh, seni alçak Mortyna ! "

   Bu sefer çok daha sert vurmuştu ve gözlerimin dolmasına engel olamadım, ama yine de kendimi sıkmam gerekiyordu , onlara asla acı çekerek zevk vermeye niyetim yoktu. Düşüncelere dalmışken dizlerime inen üçüncü darbe ile yere düştüm . Yere düşmem ile alnımda büyük bir sızı oluştu , ejderha gücü sembolüm çok ağrıyordu . Ağrı içinde Zelen 'e bakmam ile büyük bir şok yaşadım , çünkü Zelen sembolün olduğu yeri  kılıcı ile keserek içindeki ejderha kanımı çıkarmıştı ve kanım Zelen 'doğru uçuyordu . Birden üşüdüğümü hissettim , tüm iliklerime kadar titreme almıştı vücudumu. Ejderha kanımın Zelen 'in eline geçmesine engel olmalıydım . Kesinlikle o gücün Zelen 'in eline geçmesine izin veremezdim.

  "Beklemiyordun değil mi Roza ? Her defasında sana kurduğum komploları atlattın ama artık buna gücün yok. Ejderha kanı ile birlikte ruh enerjini aldım ve şuan savunmasızsın. "

 
   Zelen 'in kahkahası dolmuştu kulağıma . Kendimi toparlayıp gücüme odaklanmaya çalıştım. Ama ulaşamıyordum bir türlü . Gözlerimi kapatıp içimdeki enerjiyi hissetmeye çalıştım ve tam da o anda beklemediğim bir şey oldu. Kalbimin üstünde keskin bir ağrı vardı . Zelen kılıcını kalbime saplamıştı. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum bir türlü . Sanki biri eliyle  kalbimi sıkıştırıyor ve acımasızca yerinden söküyordu.

  Gözümün önüne babamın resmi gelmişti , görmediğim halde hayran olduğum adamdı . Ahh benim biricik sevgilim ! Jan mavi gözlerini   üzerime dikmişti sanki ama biliyordum ki bu sadece bir hayaldi . Annem ve Jan 'dan ayrı kalma düşüncesi beni çok korkutuyordu . Ben nefretle karşımdaki Zelen 'e bakarken başımın arkasında keskin bir ağrı kendini gösterdi yine  ve gözlerim benden izinsiz kapanmıştı bile.