Bi oyun var mesela seni bilinmeyene sürükleyen kumar gibi ama daha gerçek.. sahtelerle dolu bi gerçek hem de. Daha acımasız içinde vicdanı da barındıran... HAYAT
Ortası olmayan kişiler için çok zor, uçta yaşayanlar için berbat :))
Ve eğer gecelerin gündüzlerine karışmışsa yani kısacası HAYATSIZSAN çekilmez bi oyunn.Yine her gün ki gibi derinlerden duyduğum alarm sesiyle açtığım gözlerim iğrenç rakamlarla karşılaştı 15.48! evet süper yine her zaman ki gibi geç kalıyorum bi an önce kalkıp duş almak, yola çıkmak ve nefret ettiğim trafikte 19 model mini cooperımla yetişmem gereken dersim için yalnızca 42 dakikam var. Bütün dönem ve bütün gece uğraştığım projemin son teslim tarihi için desek daha uygun da olabilir tabii. Ha bide yolda Görkemi almam gerek...
16.47 de kampüsteydim biraz geç kaldım ama olsunn derin bi nefes alıp dekanın kapısını çaldım. Projeyi teslim etme vakti geldi gerçekten aşırı heyecanlıydım ve biraz endişeli...
Bölümüm animasyon ben piyasanın en önemli oyun üreticilerinden biri olmak istediğim için bugüne kadar ki öğrendiğim her şeyi sergilemem gerekiyordu.
Kapıyı çaldıktan sonra gel komutunu beklemeden direkt içeriye daldım :))
Dekan masasında, karşısında da sinema televizyonculuktan tanıdığım "robot" Alp vardı.Pat diye girince bölümün en sevdiğim hocası ters ters bakmaya başlayıp sonra birden yüksek sesle 'kızım bu ne yA ben sana gir dedim mi?!' deyince afalladım, özür dileyip çıktım.
Baya bi bozulmuştum bu hocadan hiç beklemezdim açıkçası... ne vardı sanki böyle yapmışsam düzgünce uyarsaydı ya! Onunla geçtim yaşıtlarımın önünde azarlanmaktan nefret ediyordum. Biraz anlayış herkes için geçerli olmalı...
Ben çıktıktan 3dk sonra çocuk odadan çıktı yüzüme hiç bakmaması işime gelmişti ben de kapıyı çaldım gir komutunu bekledim ve artık sıra bendee.
Hocadan az önce için özür dileyip (son derece isteksiz) projemi teslim etmek istediğimi söyledim. Ben bunları söylerken 'neden geç kaldın' dedi yeni bi afallama loading...
Trafik diyip toparladım ama adamın umurunda bile değil şaka gibi! Neyse bunun için de özür diledim ama saatinde teslim etmediğim için projeye 0 girmiş bilee DELİRMEK ÜZEREYİM!!!!
Ben bu hocayı nasıl sevmişim daha önce bölümdeki arkadaşlardan kıl olduğuna dair bişeyler duymuştum ama hiç bu yüzüyle karşılaşmamıştım belki de işim düşmediği içindir ama bunun gerçekten şuan da zerre önemi yok bu yaptığı tam olarak insafsızlık!
Sinirden ne diyeceğimi bilmeden ve asla projeye bakması için ısrar etmeden odadan çıktım. Aferin bana gerçekten çok akıllıyım ama insanlara bişiler için yalvarmaktan nefret ediyorum. Ve işin müthiş tarafı proje kabul edilmezse sınıfı geçemiyorum.Gerçekten delirmek üzereyken kafeye inip bulduğum ilk boş masaya oturdum ne yapabileceğimi düşünmeye başladım. Koca bi yılımı böyle saçma bi olaydan heba edemezdim.
Tüm bunları düşünürken iki yıldır bana takık olan bölümün bana göre en gıcık çocuğu Erdem gelip izinsizce masama oturdu ve yine kendisi gibi çok sevimsiz gülümsemesiyle 'naber güzelim?' deyince zaten bozuk olan sinirlerim bine katlandı. Tam o anda önümde duran suyu kafasından aşağıya boşaltabilirdim. Sonra düşündüm de beni durduran ne?!
3sn sonra çocuğun saçları sırılsıklamdı :))
Ben bile afallamıştım yok artık!
Ama garip bi şekilde rahatlamıştım da bugüne kadar neden bunu yapmamıştım ki? Her neyse o şekilde ne kadar kaldım bilmiyorum ama ancak Ceyda beni sarsınca kendime gelebildim sanırım şoka girmiştim. Kendime geldiğimde masanın etrafında Erdem'in ve benim arkadaşlarım vardı. Erdem bile bana sinirli değil endişeli bir şekilde bakıyordu. Birileri bir şeyler soruyor etrafımda ama asla duyamıyordum sanki okyanusun en dibine batmışım da kıyıdaki insanlar bana ulaşamıyormuş gibi..İnsanların bana neden endişeli bi şekilde baktığını anlamaya çalışırken kulağımı patlatacak cinsten siren sesleri yükseldi... yakınlardan...
Polislerin kampüsün bahçesinde ne işi var? Diye düşünürken bi kurşun kafenin camını delip ışık hızıyla bana gelmeye başladı.