İyi okumalar💜💜💜
Taehyung'un ağzından;
Yeni bir güne heyecanla uyandım. Günlerden pazartesi. Evet pazartesi gününe kimse heyecanla uyanmaz ama ben uyanıyorum çünkü. Sadece haftanın beş günü görebildiğim bölüm başkanımızı -yani biricik platoniğimi- özlediğim için heyecanla kalkıyordum.
Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkamak için tuvalete gittiğim sırada telefonuma ardı ardına mesaj geldi. Muhtemelen Jimin'di.
Elimi yüzümü yıkadım ve diğer işlerimi halledip dişlerimi fırçaladım. Odama geçtiğimde telefonumu elime aldım.
Kimden:Jiminie🐣
Günaydın Tete'm. Bizim için simit aldımm. Gelince yeriz. Bu arada seninki erken gelmiş bugün yani çabuk gelsen iyi olur!
Acilen hazırlanmalı ve çıkmalıydım!
Kime: Jiminie🐣
Hemen çıkıyorum Jiminie.
Telefonu kapatıp hemen dolabımı açtım. Siyah bol ama yüksek bel kumaş pantolonumu aldım. Üstüne toz pembe bir gömlek seçtim.
Hemen üstüme giydikten sonra saçlarımı taradım. Yüzümde çillerim belli olurken sıkıntı ile iç çektim. Çok belli oluyorlardı ve bazı insanlar suratıma garip garip bakıyordu. Bu yüzden fondötenle kapattım. Gözlerime açık kahve tonlarında far sürüp dudaklarıma nemlendiricimi ekledim. Çilek kokulu parfümümü de sıkıp siyah sırt çantamı aldım ve odamdan çıktım.
Siyah ayakkabılarımı giydikten sonra evden çıktım. Yaz geliyordu bu yüzden havalarda ısınıyordu. Durağa yürürken gelen otobüs ile koşturdum. Bunu kaçırırsam bir saat beklerdim. Tıklım tıklım olan otobüse binip kartımı bastım. Of bu sıcakta gerçekten çekilmez bir alandı. Ancak araba alacak kadar param da yoktu. Mecburdum yani.
Yarım saat süren yolculuğun sonunda şirketin önünde indim. Telefonumun kamerasından kendime baktım. O kalabalıkta şaftım kaymıştı resmen. Üstümü başımı düzeltip şirkete girdim. Kartımı basıp geçitlerden geçtim.
Gördüğüm üstlerime günaydın diyerek eğildim. Asansöre binip on sekizinci kata bastım. Saate baktığımda mesaiye yarım saat kalmıştı. Kahvaltı için yeterli gibiydi?
Sonunda asansör durduğunda indim ve ofise ilerledim. Jimin beni gördüğünde gülümsedi ve günaydın dedi.
"Seninki odasında çalışıyor. Geldiğimde buradaydı."
"Cidden mi? Sanırım hiç dinlenmiyor?"
"Gidip sorsana kahvaltı yapmak isterse bizimle terasa gelsin."
"Ne! Hayatta olmaz. Bir kere reddeder adam üstümüz Jimin."
"Öyle olabilir ancak bize her zaman iyi yaklaştı. Sert olduğu zamanlar oluyor normal olarak ama kaba biri değil."
"Olsun utanıyorum tamam mı? Belki başka zaman."
"Ohoo böyle giderse başkaları kapar bu adamı Taehyung. Azıcık cesur ol. En azından tavırlarınla ve hareketlerinle belli et. Böyle yanında saçlarınla oyna, gözlerine bak,gülümse."
"Of tamam denerim hadi gidelim ben acıktım~" karnımı ovuşturdum. Jimin'de yemek poşetini aldı ve terasa çıktık.
"Imhh en sevdiğim. Sıcak ve çıtır çıtır."
Simiti bölüp ısırdım. Meyve suyumdan da içip mutlu mutlu bakınırken Jimin'in ayağımı tekmelemesiyle sıçradım.
"Ne var ya?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unseen -Kooktae-
Fanfiction"Beni ne zaman fark edeceksin?" (Semekook) (Uketae) (Smutoneshot)