Sinem adında tatlı mı tatlı bir kız vardı. Kızıl saçlı, mavi gözlü, diş telli ve gözlüklü bir kızdı. Sinem’in en yakın arkadaşları; Oktay, Serra, Sırma ve Özlem’di. Sinem ayrıca derslerinde çok başarılı bir kızdı. Bir gün Sinem okulda iken 10. Sınıflardan bir delikanlı görür. Ve birdenbire ona aşık olur. Ondan başkasını düşünemez olur. O delikanlının adı ”ATASAY” imiş. Atasay ile yan yana imiş sınıfları. Sinem 10 A-D imiş, Atasay ise 10 D imiş. İkisi de Sözel sınıfmış. Bir gün okulun kütüphanesinde bir sorun çıkmış. O sorun ise “Kitapları kaydetmek.” İmiş. Sinem öğle molasında Kütüphaneye gidip görevli olmak istemiş. Okul başkanı olan Fatih Mehmet ise ”Olur.” Demiş. Sonra yapacaklarını anlatmış. Sinem de seve seve bu görevi yerine getireceğini söyleyerek görevine başlamış. İlk görev: KİTAPLARI BİLGİSAYAR’A RAF SIRASINA GÖRE KAYDETMEK imiş. Bu görünüşte kolay iş gibi görünse de hiç de kolay bir iş değildir!
Sinem sırasına uygun yazıyormuş. Sonra öğle molası bitmiş ve ders başlamış. Sinem’in Matematik Sınavı varmış. Sınavda; POLİNOMLAR, DENKLEMLER, PROBLEMLER VE TRİGONIMETRİ konuları çıkmış. Sınav Sinem için biraz zor geçmiş. Ve en azından bu sınavdan 85 almış. “Buna da şükür.” Diyerek sevinmiş. Sonra her teneffüs kütüphaneye gidip devam etmiş görevine. Kütüphane de o kadar çok eğlenmiş ki. “İYİ Kİ DE KÜTÜPHANE GÖREVLİSİ OLMUŞUM.” Demiş. Okuduğu okul Lüks bir yermiş. Okulun adı: İZMİR KOLEJİ imiş. Çok seviyormuş okulunu!...
Oktay yanına gelip yardım etmek istemiş. Sinem de “Neden olmasın?” Demiş. Ve birlikte çalışmaya başlamışlar. Sonra teneffüs zili çalınca herkes sınıflarına girmiş. Tabii Sinem ile Oktay da sınıflarına girmişler. Şimdi ki dersleri de TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI imiş. O dersin hocası da çok tatlı, güler yüzlü birisiymiş. Adı da ŞEYMA imiş. ŞEYMA o kadar güzelmiş ki. Herkes yani öğrenciler ve öğretmenler hayranmış. Sonra AKIN adında bir öğretmen ŞEYMA’ya öylesine ve sırılsıklam aşık olmuş ki, ŞEYMA da ona aşıkmış. Birbirleriyle evlenmeyi düşünmüşler. Ve EVLENMİŞLER....