just you and me...

sezon finali

Changbumla konuşan hyemin, istemsizce gözleri kapıya kaydı. Ve gördükleri ile gözlerinden bir damla yaşın akması bir oldu. O anda kalbine sancılar girdi . Kalbinin Sıkıştığını hissetti bir anda. Ve eğer orada bir az daha durursa kontrolünü kaybedeceğini oda çok iyi biliyordu. Kendini bir hışımla sınıftan dışarı attı. Elini kalbinin üzerine koyarak duvara tutunup ilerlemeye çalıştı. Gözlerindeki yaşlar fazlasıyla artmaya başladı. Hıçkırıkları eksik olmuyordu boğazında sanki bir şey konuşmasına engel oluyordu.
Kendini okulun bahçesinde buldu hyemin. Ve bahçede kimse yoktu. Bu okulda bulunmak istemiyordu. Onu karşısında görünce ona sarılmak istiyordu ama yapamıyordu. Evet artık her şeyden emindi ljoe onu unutmuştu hemde her şeyiyle unutmuştu. Hatta yeni birini bulmuştu kendine. Onun burada kalmasının hiçbir anlamı kalmamıştı.
Ayakları onu bir derenin yanına getirmişti. Farkında olmadan okuldan çok fazla uzaklaşmıştı . Ama onun umurunda değildi. O lanet okula bir daha gitmeyecekti. Ayaklarını serin dere suyuna soktu hyemin. İleri geri hareket ettirerek suda oynamaya başladı. Ve gözlerinden tekrar yaşlar akmaya başlamıştı. Nedeni ise aklına ljoenun kendisini bu dereden tam düşeceği sırada onu kurtardığı an gelmişti...
"NEDEN BENİ KURTARDIN NEDEN ÖLMEME İZİN VERMEDİN söylesene neden .bunları bana yaşatmak için mi izin vermedin? Farkında değilsin ama ben her gün ölüyorum artık her gün ölmek istemiyorum. Ben sadece mutlu olmak istemişti.bunu bana neden çok gördünüz. Sadece mutlu olmak.sadece mutlu olmak
Ama artık beni burada tutan hiç bir şey kalmadı anlıyorsun değilmi hemde hiç bir şey. Artık dayanamıyorum.
Ağladığımda kim bana, ağlama, diyecek. Kim benim gözyaşlarımı silecek. Mutlu olmak benimde hakkım değil mi?
Ama artık her şey bitti hem de her şey . baba yanına geliyorum bana kollarını açıp kucaklarmısın? " dedi hyemin gözlerindeki yaşla dereye yakınlaşarak.

" izim vermedim çünkü beni yaşatan sendin eğer sen ölseydin benim yaşamamın hiç bir anlamı kalmazdı. İzin vermedim çünkü ben..ben Seni seviyorum... " diye bir ses duydu hyemin kendini dereden atmaya yeltenecekken. Arkasına döndüğünde ise karşısında ona bakan ljoeyu gördü.
" eğer sen ölürsen sadece sen değil biz ölürüz. Seni unuttuğumu mu sanıyorsun? Hayır yanılıyorsun. Bir an olsun bile aklımdan çıkmadın. Denedim seni unutmak için ama olmadı. Her yerde senin hayali görüyorum. Elimi sana dokunmak için uzattığımda aniden yok oluyor ve sana dokunamıyorum. Ben hayalinle yaşamak istemiyorum. Ben seninle yaşamak istiyorum. Eğer gidersen... Yaşamamın hiç bir anlamı kalmaz çünkü bana yaşamın anlamını gösteren sensin "dedi ljoe gözünden akan bir damla yaşla hyemine yaklaşarak.
Bunları duyunca hyemin, ona yaklaştı ve dereden uzaklaşmya başladı. Artık her ikisi de dipdibeydi. Ljoe baş parmağı ile hyeminin gözlerindeki yaşı sildi.ve "sana ağlamak hiç yakışmıyor. Yanımda ağlama senin ağladığını hissetmek bile istemiyorum" dedi ljoe.
Hyemin tamam anlamında başını salladı.
" hatırlıyor musun? Bana doğum günüm diye üç dilek hakkı vermiştin" dedi hyemin gözündeki yaşların azalmasıyla. Ve ljoe olumlu anlamda kafa salladı.
" ben bir tanesini kullandım. İkincisinde üçüncüsünü istediğim zaman dilemeyi dilemiştim... "dedi hyemin biraz duraksayarak. Ve ardından ljoenun gözlerinin içine bakarak " beni tekrar sevmeni diliyorum " dedi.
Ljoe ise buna karşın " dileğini gerçekleştirmek dışında başka seçeneğim yok" dedi ve gülümsedi. "ama... " dedi duraksayarak " önce yapmam gereken başka bir şey var" dedi ve ardından hyemin dudaklarına eğilerek dudaklarını onun sıcak dudaklarına bastırdı...