Baba...

1.1K 19 2
                                    


İçeriye girdiğim anda tüm gözler üzerime çevrildi. Bense sadece karşımda oturan adama bakıyordum. Aynı fotoğraflarda ki gibiydi. Daha fazla bir şey düşünemeden dolu gözlerle sarıldım o adama. Kokusunu doya doya içime çektim. Hıçkırıklarımın arsından kulağına fısıldadım;


" Baba..."


Evet! O adam benim babamdı! Tam 7 yıl boyunca sesini duymadığım, kokusunu bilmediğim babam. Tam 7 yıl boyunca yaşayıp yaşamadığını bile bilmediğim babam. Tam 7 yıl önce beni terk edip giden babam...


( 7 yıl önce...)



Küçük kız hiç durmadan ağlıyordu. Nasıl ağlamasın ki ? Annesiyle babası saatlerdir yanında kavga ediyordu. Her zaman kavga ederlerdi ama bu defa ki farklıydı... Küçük olmasına rağmen farkındaydı bunun. O küçücük kavga büyümüş annesiyle babasının arasında olmaktan çıkmıştır. Artık dedesi, dayısı ve yengesi de dahildi kavgaya. Annesi artık sadece ağlıyordu. Son hatırladığı babasının pencereye dayanarak dayısına verdiği cevaplardı. Küçücük bedeni bu yorgunluğa daha fazla dayanamadı ve uyuyakaldı. Fazla uyuyamadı ama. Kısa bir süre sonra duyduğu seslere daha fazla dayanamadı ve gözlerini yavaş yavaş açtı. Annesi ağlıyordu... Annesini öyle görünce o da ağlamaya başladı. Sonra aniden aklına biraz önce olan olaylar ve babası geldi. Tabi ya! Babası neredeydi? O bunları düşünürken dış kapının kapanma sesini duydu. Annesinin hıçkırık sesleri yükseldi. Ne olduğunu anlamak için pencereden aşağıya baktı. Babası elinde çanta gibi bir şeyle gidiyordu.


" Baba!" diye bağırdı. Ama duymadı babası.


" Neyeye gidiyoysun ?" dedi. Ama yine duymadı babası.

Duyuramıyordu sesini. Daha fazla ağlamaya başladı.


" Gitme noluy..." kısık bir sesle ve dizlerinin üstüne çöktü. Artık iyice yorulmuştu. Daha fazla dayanamadı ve göz yaşları içinde kendini tekrar uykunun kollarına teslim etti...


Yapamadım...

Bunca yıl hayal ettiğim gibi yüzüne tüküremedim. Hesap soramadım. " Niye hiç gelmedin? Niye hiç aramadın ? " diyemedim. Lanet olsun diyemedim!! Tek düşündüğüm yanımda olduğunu hissetmekti...


Birden içeriye bir kadın girdi. Daha ben kim olduğunu soramadan beni öpmeye başladı. Ben dik dik bakarken ;

" Hayatım kızın çok tatlıymış." dedi babama. Sevgilisiymiş! Babamsa cevap vermedi sadece kafasını salladı. Neredeyse 3 saattir babamın kucağındayım ve ona sarılıyorum ama hala sesini duymadım.

Kendi öz babanın sesini bilmemek... Avucunun içi gibi bildiğin bir yerde kaybolmak gibi... Sebepsiz yere bağıra çığıra ağlamak gibi... Köre gökkuşağını anlatmak, sağıra dünyanın en güzel şarkısını söylemek gibi...

Akşam yemeğine kadar da duymadım sesini. Ta ki, benden su isteyene kadar. Sadece o iki kelime bile beni dünyanın en mutlu insanı yaptı. Koşar adımlarla mutfağa gidip bir bardak su getirdim. İçtikten sonra bir teşekkür bile etmedi! Zihnim ve ruhum çok yoruldu. Göz kapaklarım kapanmak için yalvarıyordu. Onlara daha fazla kıyamadım ve babamın kucağında uyuyakaldım.

Sabah uyandığımda babam yanımda değildi. Yine mi gitmişti? Yine bana güle güle bile dememişti? Bunları düşünerek ağlamaya başladım. Ağlama sesimi duyan babam koşa koşa yanıma geldi. Onu görünce bu defa da mutluluktan ağlamaya başladım. Sımsıkı sarıldım.

***

Yine bir fırtınanın içinde kaldım. Ama bu defa ki fırtına benim yararıma. Babamla biricik (!) cici annem kavga ediyorlardı. Üzgün müyüm ? Tabi ki hayır! Ortam müsait olsa çiftetelli bile oynarım .s .s Kavganın sonuna doğru eşyalar çarpıldı kalpler kırıldı falan filan... Sonra cici annem eşyalarını toplayıp gitti.

Artık umutluyum... Umudun yeşermesi dedikleri bu olsa gerek. Artık hayat benim için daha güzel olacak. En azından benim artık umudum var...

Bizim için hayat yeni başlıyor...

Ben Seni Görmeden SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin