Merhaba ! Ben Asel.. Asel Altınay. Korkunç bir ölümle annesini, meleğini, sırdaşını, herşeyini kaybetmiş bir kız. Lise son öğrencisiyim. Yaşıtlarım, daha çok içlerine kapanık -ya da öyle gözükme çabaları içinde- , ufaktan erkekleri kesen, sorunlari göz ardı eden , ergen triplerine girmiş kızlardır ya ? Ben onların bayaa aksine kendimi sırdaşlar bulmuş ve okulun gözde öğrencisi rolünde oynayan , çevrimiçi bir kızım. Ya da kızdım !
Kazayı sakin bir şekilde anlattığıma bakmayın ! O anda yaşadığım duygu karmaşasını hiçbir sözcük size telaffuz etmeme yardımcı olamaz...
Olayın üzerinden 3 ay geçti ve olay bir daha açılmamak üzere rafa kaldırıldı. Her açıldığında bütün ev halkını -sanki çok kalabalığız da - geriyor ve uyku uyutmuyordu. Öyle korkunç bir olay bu duygulardan başka bize ne verebilirdi ki ?
Annemin ölümünden sonra,annem kokan o evde kalmayı hiçkimse kabul etmemiş ve her şeyi o evde bırakarak Kanlıca ' daki yeni evimize yerleşmiştik.
Buraya pek ısındığım söylenemez. Ne apartman,ne çevresi ! Tek güzel olan ; bunaldığında çıkıp hava alacağın , kafanı dağıtacak , sorunlarla dolu olan beynime oksijen dolduracak bir hava ve sahile sahip olması...Biraz ailem ve özelliklerinden bahsetsem mi ?
Babam Ali , kızına ve oğluna sorunsuz ve sonsuz bir ilgiyle yaklaşan , sevgisini en içten hissettiren ama sinirini kontrol altına alamayan bir adam. Bize karşı değil !
Apartmanda neredeyse haftalık kavga programımız var. Cumartesi geldi mi olur olmaz her şeyden bir kavga çıkar. Acaba bu sefer ne olacaktı ?Kuzey... Benim kardeşim, baya yakışıklı ya :D Aramızda 1,5 yaş var ama benden büyükmüşçesine davranıp beni kollar. Açıkçası bu hoşuma gidiyor. Bir de gereksiz çocuklaşmaları var. Hala oyuncak arabalarla oynayıp vinçleri -sanki nasıl çalıştığını bilmiyor- dikkatle inceliyor.
♤ ♤ ♤
Huzursuzca yatağımda kıvranmaya başladım. Daha fazla uyuyamayacağımı anlayıp, yavaşça yatağımda doğruldum. Güneş yeni doğmuştu sanırım..."Saat kaç ya ? " diye homurdanmaya başladım. Bir de kalkınca ne olursa olsun tekrar uyuyamamak gibi pis bir huyum var. Komodinin üzerinde duran telefonun tuşuna basmaya çalıştım. Sabah sabah ellerde tutmuyor ki ! Telefon parkeyi kendine yer edinerek 3 parça halinde bana bakmaya başladı.
"Hass!" Telefonu yerden alıp 'bu yatakta bana uyku yok' düşüncesiyle kalktım. Yatağın içinde bir süre toka arama savaşı vererek -sonunda- tokamı buldum. Uzun açık kestane rengi saçlarımı -bana göre- düzgün bir şekilde topladım. Telefonumun parçalarını yerden alıp yerlerine yerleştirdim. Sanırım artık tuvalete gidebilirim.
Çıkışa doğru ilerlerken kafamı sarsan yastıkla duraksadım. Baya sert geldi ya ! Böyle yastık mı oluur ! Ne dolduruyosunuz içine siz ?
Arkamı dönmemle -yarı çıplak- sırıtan Kuzey'i görmem bir oldu ! Ağlasam mı gülsem mi bilemedim yha !
"Benden çekeceğin var " diye cırladım.
Bir yastıkta ben fırlattım da onun gücünün yanında benim gücüm ne ki ? Tosun maşallah ! Havada tutarak yüzüne sinir bozucu sırıtış vol.7 yi yerleştirdi. Aslında o kadar da abartılacak bişey yoktu ama biz aklımızca macera arıyorduk kendimize.
Kolumdan çekiştirip yatağa fırlattı. Resmen fırlattı. Öküz.
Ayakları kapıya doğru yön değiştirirken kalktım ve sinsice sırıtarak sırtına çift tırnak yerleştirdim. Geçen ay da aynısını yapmıştım. Ama kendi kaşındı.
Ve sanırım kaçma zamanı.• • •
Refleksle kendimi tuvalete kilitledim ve yaklaşık 15 dakikadır burada oturuyorum ve sorun şu ki ne Kuzey kapıyı kırma çabalarına girişti ne de tehditler savurdu.Sonunda küvetin yanına koyduğum toz pembe tabureden kalkıp yavaşça kapıya yaklaşmaya başladım. Kiliti sessiz olmaya özen göstererek çevirdim. Ve karşımda kimse yoktu.
Tamam , sanırım tehlike geçmişti. Salona geçtiğimde televizyonda "Cennet Mahallesi " koltukta bi adet Kuzey. Sehpanın üzerinde cipsler...
Kuzey telefona arada sertçe mimiklerini oynatarak , ve çoğu kez de ifadesizce telefona bakıyor. Ağır adımlarla tuşlara basıyordu. Bunu çıkan farklı tuş seslerinden anlayabiliyordum. 'Sorun mu var ' diye düşünmeden edemedim. Ve birazda macera isteyerek telefonu elinden kaptım. Ah ! Bu çok eğlenceli alıp kendimi tuvalete kilitlemek. Telefon şifresini elbette ki biliyordum. Bizim saklımız olmazdı ama yine de şifre koyardık işte. Açık olan mesaj penceresindeki isme baktım sadece " . "
olarak kayıtlıydı.
Dışarıdan Kuzey' in bağırışmaları yükselmeye başladı. İstemsizce kıkırdadım. Mesaj penceresinin en başına doğru ekranı kaydırıp okumaya başladım .Ha ! Olamaz ! Neden şimdi haberimiz oluyor ?
Bir de arkadaşımın Kaderim Seni Sevmek
isimli hikayesine bir göz atarsanız sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİP
HumorNe kadar masum, mutlu bir hayat yaşarken kırmızı ışık kurbanı olup anında değişen , çaresiz , mutluluktan yoksun bir hayat ? Her şey yeniden başlıyor...