0.1

61 13 11
                                    

•Helin

Yine her gün olduğu gibi okula gidiyorum ama bu sefer garip hisler var içimde ve artık eminim, ondan hoşlanıyorum. Neden böyle bir şey olduğunu anlamıyorum, daha geçen hafta kanka olarak gördüğüm kişiden şimdi hoşlanıyorum. Tedirgin biçimde dünkü yağmurdan kalma ıslak kaldırımın üzerinde yürüyorum ve sonunda okulun kapısından girmek üzereyim

1

hafta önce

"Ben zürafa mıyım tepeme niye atıyorsunuz şu topu aa"

"Tamam Helin bir dahakine daha aşağı atarız"

Boyumun kısa olması kadar iğrenç bir şey yok, yarabbim neden o kadar baskın gen içinden boyumu çekinik yaptın ki? Voleybol oynarken hep alta atmak zorunda kalıyorlar tabi voleybol oynadığımız pek söylenemez ama deniyoruz işte

"Harika oynuyoruz sanki tek sorun boyum dimi?"

Topu birine atıyorum sonra o başka birine atıyor ve top düşüyor sonsuz döngü böyle

"Helin bu konuda haklı, neden ortaya düşen toplara dokunma gayretini göstermiyorsunuz anlamıyorum"

Sonunda Serdar konuştu.
Dememi bekliyorsanız yanılıyorsunuz çünkü Melih konuşmuştu. Dediği şey tabii ki de hiçbir şeydi fakat bu sefer sesi bir acayip gelmişti, farkında olmadan voleybol oynarken onu izlemeye koyulmuşum, sonrasında daldığımı farkedip kendime geldim. Alt tarafı dalmıştım sadece, öyle garip bir durum yoktu değil mi diye düşünürken Güney cevap verdi:

" Ne taktınız siz de sanki profesyonel voleybolcuyuz biz"

İstemsizce garip bir sinirle cevap verdim:

" Saçmalama Güney profesyonel voleybolcuyuz demiyor çocuk zaten diyor ki biraz salakça oynamayın da -ki oynuyor musunuz şüpheli ama- düzgün oynayın diyor anladın mı?"

Herkes -Melih dahil- garip bir şekilde yüzüme bakıyordu. Pot kırdığımı anladığımda herşey için çok geçti.
Bu saçma bağırışımın ardından Güney göz devirip cevap verdi:

"Tamam daha dikkat ederiz niye bu kadar sinirlisin anlamadım"

Doğruyu söylemek gerekirse ben de anlamamıştım. Ani bir heyecanla Melih'i savunmuştum. Neden Melih'i savunmuştum ki? Yoksa ben bu çocuğa aşık mıyım diye düşünmedim değil ama çok düşünmedim bu konu hakkında.

"Umarım bir gün bize de atarsınız şu topu"

Lavin'in cümlesiyle kendime gelmemle beraber topu Lavin'e doğru attım. Ama ne kadar denk getirdim orası tartışılır

"Helin ben buradayım orada değil"

Dedi ve eliyle solundaki boş yeri gösterdi. Kabul ediyorum, az önceki bağırışımdan sonra atamamak rezillikti. Üstelik Melih'in garip bakışlarıyla keşke o an yer yarılsa da içine girsem diye dua ediyordum ki Melih'in cevabı gecikmedi:

"Helin gerçekten mi? Bence diğerlerinden önce sen dikkat etmelisin"

Dediği şeye karşı normalden fazla kırılmıştım. Gözlerimin dolduğunu bile fark etmemiştim ki gözlüklerim belli eder gibi buğulandı. Gözlüklerimin buğulanması demek acilen oradan ayrıl demekti ve bende gecikmeden Güney'i çekiştirerek sınıfa doğru ilerledim. Sınıf ilk kattaydı ve direkt sağa dönüp sınıfa girdik. Tabii ki de Güney'in anlamamış bakışları karşısında açıklama yapma gereksinimi duydum.
Ama ne anlatacaktım ki? Daha kendim bile duygularımdan emin değilken söylememekten başka çare yok gibi duruyordu.

Shaker | Yarı Texting |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin