Tıkır,tıkır,tıkır...Annesi yeter be kızım,kafamız şişti bari in de bahçede oyna dedi elindeki asma yapraklarını düzeltirken.Annesini duymak mı,o şu anda gökyüzündeydi bulutların üstünde.Ayrıca evin önünde bulunan betonun üzerinde bilerek yürüyordu.O mahallelerindeki süslü püslü,tırnaklarından ojesi eksik olmayan havalı kızında dediği gibi;bu terliklerin ismi tıkır terlikti zaten.Müstakil evin önündeki eski betonun üzerinde bir sağa gidiyordu bir sola,gözleri terliklerinde.İlk kez bir hayali gerçek olmuştu,dedesi sayesinde.Asla ayağından çıkartmayacaktı,kendi kendine söz verdi.
Dedesi sokağın başında görünmüştü.Küçük kız ayağında terlikleri dedesine doğru koştu.Ama bu terliklerle toprak yolda bırak koşmayı,yürümek bile imkansızdı.Adeta çırpı gibi olan bacakları birbirine dolanıyordu.Kafasının üzerindeki saçları çok komik gözüküyordu.Küt,kıvırcık saçlarını tam tepesinden toplamıştı annesi.O yürüdükçe tepesinde fıskiye gibi gözüküyordu adeta.Ama annesinin bildiği en güzel saç toplama şekli buydu.
Dedesi cuma namazından geliyordu.Aslında her cuma namaza küçük torununu da götürürdü.Ama bugün gitmicem dede demişti küçük kız,ilk defa.
Dur!Koşma düşeceksin dedi dedesi.Küçük kızı hiç bu kadar mutlu görmemişti.Birkaç gün önce yanına koşa koşa gelmişti,dede bak ne buldum demişti sevinçle.Minicik avucunu aralamıştı,parmaklarının ucunda kağıt bir para tutuyordu.Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.Dede bu paraya tıkır terlik alabilir miyiz,lütfen demişti.Dedesi şaşırmıştı,alırız kızım ama ilk önce nereden buldun bu parayı onu söyle demişti küçük kızı korkutmadan.Yolda buldum demişti,arka sokaktaki bakkalın önünde.Biraz düşünmüş ve gel kızım demişti.Evden çıkarken şimdi bu parayı nerede bulduysan oraya götür beni torununun elinden tutup.Biraz yürümüşlerdi ki küçük kız incecik parmakları ile mahalle bakkalının önünü göstermişti.Şimdi dedi git ve elindeki parayı tam aldığın yere koy.Ne bir adım ileri ne de bir adım geri demişti.
Torunu gözlerini kocaman açmış,ama dede demişti.Torununun gözlerine bakmış,hadi kızım çabuk demişti.
Torunu neredeyse ağlayacaktı ama bu dersi ona vermesi gerektiğini düşünüyordu.
Yanına gelen torununun elinden tutup,bak kızım asla ama asla bizim olmayan hiç bişeye göz dikmemeliyiz.Alın teri olmadan kazanılan para haramdır demişti.
Daha sonra küçük kızın elinden tutup onu,ayakkabıcıya götürmüştü en çok istediği terliği almaya.
Ayakkabıcıya giren kız koşa koşa şeker pembesi üzerinde pırıltıları olan terliklerin yanına koşmuştu.Küçük kız terliklerden kendini alamıyordu,hemen eline aldı bir çiftini.
Arkasını döndü,gözlerinin içi pırıl pırıl parlıyordu.
Alacak mıyız dede?dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIKIR TERLİK
Short StoryDedesi torununun gözlerinin içine baktı ve parayı aldığın yere bırak dedi.