ten

572 48 11
                                    

2021 yazı,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2021 yazı,

jeongguk'

Ellerim kokteyl dolu kadehi sarmalamış, kafamın için yüksek sesli müzikle çalkanıyordu. Gözlerim kısıktı, zorlukla etrafı inceledim.

Beraber kaldığınız otelin barında sevgilimi beklerken saatler geçirmiştim.

Bugün rutinimiz hâline gelen günlerimizden biriydi sadece. Denize girdikten sonra bara gider sonra birlikte az da olsa içerdik. Akşam olmak üzereyken hasta olma riskini alıp birlikte denize girmiştik ve o duş alacağını söyleyip yukarı çıkarken barda buluşmak için sözleşmiştik. Fakat saatler olmuştu, çoktan gece sularında olduğumuza yemin edebilirdim. Ama o hâlâ yoktu.

Taehyung gelmemişti. Basit bir duş için odamıza çıkmıştı fakat hâlâ gelmemişti. Endişeleniyordum, başına bir şey gelmiş olma olasılığı beni deli gibi korkutuyordu.

Kadehi sıkmaya başladığımın farkına vardığımda aceleyle bardağı bir kenara attım. Gerginlikten terlemiş ellerimi yırtık kot pantolonuma sürttüm ve ayaklandım. Barın çıkışına doğru hızlıca gitmeye başladığımda sürekli barda olan Hoseok'u ve yanından ayırmadığı Jinseo'yu da görememiştim.

Bugün gerçekten yalnız ve kasvetli hissettiriyordu.

Bardan çıkacağım anda Hoseok'u gördüm. Yanında her zamankinin aksine Jinseo yanında yoktu, Taehyung bazen onların yanına uğrardı fakat şimdi o da Hoseok'un yanında değildi. Hızlı adımlarım Hoseok'un yanına yönlendirdi beni. Her şey tam tersine çok garip bir hâldeydi bugün. Hoseok gülmüyordu, Jinseo ve Taehyung ortalıkta yoktu.

"Hoseok, selam." Dedim hızlı ve aceleci bir tavırla. Hoseok yutkunmuştu, gergin hâlini umursamamıştım. "Taehyung'u buralarda gördün mü? En son duş almaya gitmişti, bana söylemeden bir yere falan mı kayboldu?" Anlayamadığım bir şekilde sözlerimi duyduğunda yüzünü buruşturmuş, saçlarını parmakları arasında geçirip derin bir nefes almıştı.

Bir süre ne söyleyeceğini bilemez şekilde yüzümü inceledi, neden bu kadar gergin olduğunu anlayamıyordum. "Jeongguk." Diye mırıldandı sadece. "Biraz konuşabilir miyiz?"

"Konuşalım tabii." Diye söylendim kafamı sallayarak fakat daha sonra durup ben de onun gözlerine baktım. "Konuşalım konuşmasına ama ne hakkında konuşacağız?"

"Taehyung ve Jinseo hakkında."

Kaşlarım çatıldı, hafif gülümsemem yüzümden silindi ve dudaklarım aralandı. "Ne olmuş onlara?" Dedim anında. "Siktir, cevap versene ne olmuş?" Zihnim iflas etti o an, düşünmeyi bıraktı ve hüzün hariç tüm duyguları yok etti.

Hoseok cevap vermedi ve sadece bileğimden yakalayıp en köşedeki koltuklara doğru ilerlemeye başladı. "Lütfen Jungkook, ben anlatırken sadece beni dinle, sana bunu anlatmak zaten benim için oldukça zorken bunu daha zor hâle getirme." Bileğimi yakaladığı elinden sıyrılarak kurtulmuştum. "Ne sikim saçmalıyorsun? Bana ders vereceğine anlat, sessiz kalıp kalmayacağıma ben karar veririm." Tükürür gibi konuşmuştum.

summertime sadness, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin