Bölüm 1

105 9 0
                                    

Kişiler:
Min-gyu | Lee Felix
Soojin | Hwang Soora
Dae-jung | Hwang Hyunjin
Jung-woo | Lee Minho
Bae | Han Jisung
Beom-joon | Yang Jeongin
Kwang-mi | Bang Chan
Ki-woo | Kim Seungmin
Hee-jung | Seo Changbin

Min-gyu geçmişte yaşadığı şeyler yüzünden yaptıklarından çok pişmandı fakat yapabileceği hiçbir şey yoktu, her şeyden bıkmıştı. Günlük hayatına devam etse de içinde yaşadıkları hafif değildi, artık hiçbir şeyden keyif almıyordu. Akşam yine normal şekilde yatmış yaşadıklarını düşünüyordu, birden uyuyakaldı. Rüyasında arkası dönük gelinlikle oturan bir kadın görmüştü, birden konuşabildiğini farketti.

"Soojin sen misin?" dedi kekeleyerek. Kadın onu dinlemiyordu sadece My Love şarkısını mırıldanıyordu.

"너의 이름보다 오늘은, 이렇게 널 부를게, my love, my love, my love" Min-gyu şok olmuştu bu onların şarkısıydı, korkmaya başlamıştı çünkü bunun normal bir rüya olmadığını anlamıştı. Yavaş yavaş geri adım attı, kadın bir anda ayağa kalktı. Bu Soojin'di ama yüzündeki makyaj akmıştı, ağlamış gibiydi.

"Nereye gidiyorsun Min-gyu? Daha konuşamadık bile, özlemedin mi beni? Tabii neden özleyesin ki bebeğim sonuçta benden nefret eden sendin, soruya bak!" Min-gyu daha çok korkmaya başlamıştı, konuşamıyordu artık.

"Bak Soojin cidden düşündüğün gibi değil, ben yapmadım!" Soojin bir anda lafını kesti, yavaş adımlarla Min-gyu'nun yanına geldi ve elini yüzünde gezdirmeye başladı. Min-gyu elinin soğuk olduğunu hissediyordu yani bu rüyadan ibaret olamazdı.

"Soojin güzel bebeğim bırak gideyim, sana hepsini açıklayacağım" Min-gyu Soojin'in elini tutmuştu. Soojin sinirlendi ve Min-gyu'nun eline vurdu, yavaşça oturduğu yere geri döndü.

"Benden kurtuldun Min-gyu ama onlardan kurtulamayacaksın, bol şans bebeğim" Min-gyu, Soojin'in dediklerine anlam verememişti ama kurtulduğu için mutluydu. Bir anda duvarda bir kapı belirdi ve Soojin kapıyı işaret ederek şarkıyı mırıldanmaya devam etti, Min-gyu kapıdan girerken Soojin'e son kez baktı. Soojin kafasını sola doğru eğdi ve gülümserken el salladı, Min-gyu ürpermişti. Kapıdan geçtiğinde karşısında ikizi Dae-jung'u gördü, Dae-jung elindeki kilit ile bir şey yapıyordu.

"Dae-jung sensin değil mi?" Dae-jung kafasını salladı ve yavaşça yaklaştı. Elini uzattı anlaşılan kilidi vermek istiyordu, Min-gyu kilidi korkarakta olsa aldı.

"Bu kilit elinde olduğu sürece bizi görebilirsin Min-gyu, kilidi kırmaya kalkarsan olacaklar hiç hoş olmaz. Vakti geldikçe çözersin, şimdi çabucak uyan çünkü burada tehlikedesin" Min-gyu elindeki kilidi cebine koydu ve yavaşça yere uzandı. Gözlerini kapamıştı ama Dae-jung'un onu izlediğini hissediyordu, gergin olmasına rağmen yavaşça uykuya daldı. Duyduğu son şey "Görüşürüz küçük melek"ti, Dae-jung ona hâlâ küçük melek diyordu anlaşılan. Uyandığında kilit hâlâ elindeydi, aceleyle kahvaltı yaptı ve otobüse koştu. Otobüste her şey normaldi cama yaslanmış dışarıyı izliyordu, sonraki durağa geldiklerinde oturan Soojin'i gördü ve beyninden vurulmuşa döndü. Soojin yavaş adımlarla otobüse bindi ve Min-gyu'nun yanına oturdu.

"Merhaba sevgilim, seni çok özledim" yanağına minik bir öpücük kondurmuştu Soojin. "Anlaşılan şok oldun değil mi? Korkmana gerek yok bebeğim, seni hâlâ seviyorum senin aksine" Min-gyu'nun gözünden birkaç damla gözyaşı akmıştı. "Ağlıyor musun bebeğim? Sakın ağlama benide ağlatacaksın sevgilim" Soojin çantasından çıkardığı peçeteyle Min-gyu'nun gözyaşlarını sildi. Min-gyu eski günleri hatırlamaya başlamıştı, iş yerine geldiklerinde birlikte otobüsten indiler. Beraber Min-gyu'nun odasına gittiler, Min-gyu televizyonu açtı.

"24 yaşındaki Eun-bi adlı genç kız evinde ölü bulundu, otopsi sonucunun henüz çıkmaması ile birlikte ailesi bunu genç kızın nişanlısının yaptığını düşünüyor." Soojin yavaşça Min-gyu'ya doğru döndü, "Ah ne kadarda benzer ama ben düğün günümüzd-" Min-gyu odadan çıkarak Soojin'in susmasını sağladı, Soojin sadece arkasından bakmakla yetinmişti. Min-gyu aşağıya indiğinde karşısında kardeşi Dae-jung'u gördü. "Ah burada mıydın küçük meleğim, bende seni arıyordum. Özledim seni" Dae-jung bunları gülerek söylemişti. Min-gyu, Dae-jung'un yaşarken nadiren güldüğüne yemin edebilirdi.

"Dae-jung ne oluyor? Bu kilit ne işe yarıyor?" Dae-jung onu duymamazlıktan geldi ve Min-gyu'nun odasına doğru yürümeye başladı. Odada Soojin'e selam verdi ve sohbet etmeye başladılar. Min-gyu olanlara anlam veremiyordu, acaba delirmiş miydi? "Ben biraz hava alacağım siz oturun, gelirim az sonra" Min-gyu koşarak bahçeye çıktı. Bahçede soluklanırken karşısındaki Kwang-mi'yi gördü.

"Kwang-mi! İkizim ve nişanlım onlar buradalar!" Kwang-mi, Min-gyu'nun dediklerine anlam verememişti. "Min-gyu hadi ama seninle konuştuk bunları, onlar öldü. Burada olmalarına imkan yok" Min-gyu, Kwang-mi'yi kolundan çekiştirerek odaya götürdü. "Bak buradalar zeki şey seni! Bende biliyorum öldüklerini..." Min-gyu olanları Kwang-mi'ye anlatmaya başladı, Kwang-mi şok olmuştu. Çocukluklarından beri yakın arkadaştılar ve onu çok iyi tanırdı, hayatında olanları da çok iyi bilirdi. Şimdi nasıl olmuştu da ölüler canlanmıştı? Dae-jung sessizce yanlarına geldi. "Ne konuşuyorsanız yanımıza gelin orada konuşun! Soojin çok sıkıcı ölü gibi. Ha ha bakın espri yaptım anladınız mı?" Kwang-mi asla anlam veremiyordu bu Dae-jung olamazdı. Yaşarken asla gülmezdi, espri yapmazdı şimdi ne olmuştu da dirildikten sonra gülmeye başlamıştı?

"Nerede kaldınız? Tek başıma sıkıldım! Bu arada bebeğim akşam en sevdiğin restoranta yemeğe gideceğiz, rezervasyon yaptırdım yıl dönümümüzü kutlamalıyız!" Soojin çok mutlu görünüyordu, ne yani ölünce böyle mutlu mu olacaklardı? Soojin, Min-gyu'nun koluna girdi ve bahçeye çıkardı. Beraber yürüyüş yapmaya başladılar. Soojin yaşadıklarını unutmuş muydu? Neden bu kadar mutluydu? Min-gyu hiçbir şeye anlam veremiyordu canı çok sıkkındı, korkuyordu içten içe. Bir zamanlar çok sevdiği aşkından öldüğü kızdan şimdi nasıl oluyordu da bu kadar korkabiliyordu ki? Yürüyüş yaparken bile çok gergindi, hiç konuşmuyorlardı.

"Konuşmayacak mıyız bebeğim?" Min-gyu çıt çıkarmadı. Soojin'in yüzü düşmüştü bir anda, Min-gyu'nun yanağına küçük bir öpücük kondurdu tekrar. "Bebeğim eskiyi unut, yine mutlu olabiliriz sen ve ben"

Smiling At My ExecutionerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin