Sırtımda ki okul çantam ile Stacy ile ayarladığımız saatte büyük müstakil evlerinin önündeyim. Kapının zilini çaldığımda ise kapıyı açan kişinin Stayc olmadığına emindim.
“Sen kimsin?” şaşkınca sordum“Asıl siz kimsiniz? Burası Stacy'lerin evi değil mi?”
“Ah evet. Pardon geleceğini unutmuşum. Stacy birazdan iner oturma odasına geç sen” dedi beni içeri davet ederken yeşil saçlı çocuk -tam olarak yeşil diyemem fakat değişik bir rengi olduğu için tanımlayamıyorum- . Evi bilmediğim için oturma odasına kadar sessizce peşinden yürüdüm. Sanırım Stacy gerçekten abisine çekmişti ki neredeyse kopyasaydı. Yüzlerinde ki tek farklılık Stacy’nin gözünün altında minik bir ben ve burnunun üzerinde çok çok az çilleri vardı. Hiç bir zaman çok fazla yakından görmesem bile çekildiği ve sosyal medya hesaplarında paylaştığı tüm fotoğraflarda görünüyordu bu detaylar. Oturduğum koltukta sessizce düşünürken holde ki merdivenden büyük bir gürültü koptu.
“Abi! Gittin mi? Ah,ayağım of. Jake de gelmedi halen tanrım. Hafta sonundan özellikle cumartesilerden nefret ediyorum” diye bağırdı Stacy muhtemelen merdivende ayağını vurmuştu. bu haline hafif tebessüm ettim.
“Stacy ben evdeyim ve sanırım bahsettiğin kişi kahve saçlı uzun boylu biri ise o da burada seni bekliyor” abisinin seslenmesi ile Stayc'den hiçbir ses gelmemişti ve ondan hiçbir ses gelmezken benim düşündüğüm tek şey abisinin sesinin nasıl bu kadar güzel olduğuydu. Yüzü de sesi de güzeldi. Kişiliği de muhtemelen. Stacy üzerinde ki kısa gömlek ve kot şortu ile oturma odasının kapısında görünürken ben de ayağa kalkıyorum.
“Jake çok üzgünüm rezilliğim için . Nerede çalışmak istersin? Bahçe? Odam? Şurada ki masa?” Stacy'nin sorusuna cevap veremeden,
“Odan olmaz,üzerinde şort var ve hava durumuna göre birazdan yağmur bekleniyor burada gözümün önünde çalışın ne çalışacaksanız.” abisinin otoriter talimatları ile konuşması üzerine Stacy büyük bir şekilde gözlerini deviriyor. Ben ise utanmaktan hiçbir şey söylemiyorum geldiğimden beri. Stacy kolumdan çekip koluma giriyor -elbette çok fena panik oldum ve nedense saçma bir şekilde tatlı geldi bu hareketi- ve Amerikan muftakta ki masaya doğru giderken bana doğru fısıldıyor,
“Gerçekten ondan nefret ediyorum” bu dediği cümleye gülüyorum fakat kendi abim ile asla böyle olmadık,tıpkı bir en yakın arkadaş gibiydik.Masaya oturduğumuzda önce anlamadığı konuların çoğuna çalışıp beraber soru da çözdük. Bir süre sonra abisinin oturma odasında değil de bahçeye çıkmış olduğunu görüyorum. Stacy de bunu fark etmiş olacak ki gömleğinin bir kaç düğmesini açarak rahat bir şekilde oturdu. Stacy dediğim gibi gerçekten çok güzel bir kızdı ve okulda ki tüm erkeklerin ve kızların hayran kaldığı. Benimle arkadaş gibi olmayı neden istemişti veya benden ders almayı? Bunu çözemiyorum.
Uzun bir süre derse güzelce odaklanmıştım hatta stayc ile çok verimli bir gün gecirdigimi düşünüyorum fakat abisi her etrafımızda gezindiğinde kalbimde ufak tefek şeyler gerçekleşiyor. Ah tabi ki böyle yakışıklı ve güzel kişiliğe sahip birisi karşısında herkes böyle hisseder. Normal karşılıyorum. Önümüzde ki atıştırmalıklardan yerken bir yandan da onu inceliyorum o önündeki soruları da çözerken. Kumrala çalan saçları kahve hafif çekik ama hiç asyalı gibi durmayan gözleri ve burnunun üstünde dikdörtgenimsi camlı siyah çerçeveli bir gözlüğü var. Uzun saçlarını bugün iki tatlı minik topuz yapmak yerine klasik 2 tane örgü yapmış. Cidden şirin bir kız ve ondan hoşlanacak,ona kapılacak gibi hissetmeme engel olamıyorum. Uzun bir süre ona gülümseyerek daldığımı onun da bana dönüp gülümsemesi ile fark ediyorum.
o sorularını çözerken ona dalmıştım ve baya da bi’ utandım bu durumda. Soruları doğru çözüyor mu diye bir süre inceledim. Daha sonra ise stacy bir istekte bulunuyor,
“Jake! Biraz mola verelim mi neredeyse 1 saat oldu çünkü” gülümseyerek söylediği şeye bende gülümseyerek,“Olur” diye cevaplıyorum. Abisi(adının ethan olduğunu öğrenmiştim ve ismi bile çok çekici geliyor) mola verme kelimesini duyar duymaz oturduğu L koltuktan kalkıp Amerikan mutfağın bulunduğu bölüme masanın yanına geliyor ve tam stacy ile benim karşıma oturuyor. Bir sorguya çekileceğimizi elbette anlıyorum.
“Ee stacy ve jake nereden tanışıyorsunuz?” diye soruyor,beklenmedik bir soru değil çünkü neredeyse tek sorabilecegi soru ikimize de birden.
Cevap veriyorum,
“Aynı sınıftayız,pek bir tanışıklığımız olma-” stacy sözümü kesiyor, olmasada stacy yardımcı olmamı istedi diyecektim halbuki.“Sınıf arkadaşıyız” stacy uyarıcı bir gülümseme gönderiyor bana. Korkunç bir abi kardeş ilişkisi... Korkunçtan kastım,biraz değişik bir ilişkileri var. Bu bariz.
“Ah,anladım. Pekâlâ,buna ne kadar süre devam edeceksiniz? Yanınızda olmam lazım ve buna göre işlerimi ayarlamak zorundayım.” ethan’ın sözleri üzerine stacy hafifçe gözlerini deviriyor.
“Tanrı aşkına... Ben 16 yaşındayım abi? Ve sen benden sadece 2 yaş büyüksün. 2 yaşında bir bebekmişim gibi davranmayı keser misin?” bar sandalyesi tarzında ki sandalyeden ayağında ki spor ayakkabıları yere vurarak iniyor.
Genç bir kızı fazla sinirlendirmek,kötü tepkiler almaya yol açar. Stacy masadan kalktıktan hemen sonra ardından kalkmaya yelteniyorum fakat,
Fakat? Fakat ethan anında kolumdan tutuyor. Kolumdan mı tutuyor? İlk saniyede anlam veremiyorum,sorgular bakışla ona dönüyorum
“Genelde tartıştığımızda yalnız kalmak ister. Ayrıca seni tanımama izin ver? Kardeşimin uğruna her gece ağladığı bu çocuğu tanımak istiyorum.” büyük bir şaşkınlık yaşıyorum elbette.
“Uğruna her gece ağladığı mı?”
“Hey, şaka yaptım sadece. Stayc’nin biri için ağlayacağanı sanmıyorum. Yanımızdan gitmesinin de sebebi sinirlenmiş olmasıdır” dedi omzumu sıvazlayarak. Bi’ yandan da 32 diş sırıtıyor. Abisiyle iletişim kurmaya başlamış olmama rağmen halen aklım stacy’de.
Stacy bir süre sonra aşağı indi ve derse soluksuz devam ettik. Geldiğimde öğlen saat iki’ydi ve şuan yani saat akşam altıda evlerinden yeni ayrılıyorum. Stacy ile sıkı sıkı sarıldıktan sonra genişçe gülümsüyor ve hemen ardından arkasından ethan beliriyor.
“Görüşürüz Jake!” onun da bana el sallaması ile ikisi birlikte bunu yapmaya başlıyorlar ve bende arkamı dönmem ile evin büyük kapısı kapanıyor. Kumaş pantolonumun cebinden minik airpodslarımı çıkardıktan sonra hızlıca küçüklük arkadaşlarım ile olan evime doğru adımlıyorum. En son akşama bana bir sürpriz hazırlayacaklarını söyledikleri aklıma gelmesi ile içimi heyecan bastı. Evimiz stayclere çok fazla uzak kalmıyordu,bu yüzden hızlıca yaklaşık 15 dakikada varıyorum. Siteye giriş yaparken minik markete uğrayarak içecek bir şey kalmadığını hatırladığım için onları alıp, ödüyorum. Binaya girip,oturduğumuz kata gelince dairemize yönelip kapı ziline basıyorum. Hava bir kaç saat öncesinin aksine her an yağmur yağabilir gibi durduğu için hızlıca eve vardığıma şükrediyorum kapının açılmasını beklerken. Kapıdan içeri adımımı atar atmaz yüzüme kremalı,çilekli pasta yiyeceğimden bi’ haber.
~
Okul zamanı yaklaşıyor bu demek ki ilhamım artıyor,tuvalet kabinlerinde bölüm yazmayı özledim gibi.
17.08.22
19.57
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stacy's brother | heejake
Fanfiction"o etrafımda iken soğuk kanlılığımı kaybediyorum" texting+düz yazı