Okulun neredeyse bana ait olan müzik odasında yere oturmuş sırtım duvara yaslı bir şekilde şarkı söylüyordum. Ayağımı ileri geri sallayarak bir yandan da ritim tutuyordum. Bunu yapmaktaki tek amacım biraz olsun düşüncelerden kurtulmaktı. Yoksa kafayı yememe bir adımdan daha az bir mesafe kalmıştı. Birden bire duyduğum sesle irkildim. O da ne?
Hızla yerimden kalktım ve sesin geldiği tarafa doğru yürüdüm. Karşımda tanımadığım yabancı bir çocuk görmek, beklediğim bir şey değildi .Hem de ben böyle berbat ve güçsüz bir haldeyken. Karşımdaki kim bilmiyordum ama bildiğim tek şey bir yabancının karşısında bu derece sefil bir şekilde durmamalıydım.
İlk önce ağladığımı anlamaması için hemen yüzümü sildim. Daha sonra hemen yaslandığım duvardan destek alarak ayağa kalktım ve bu davetsiz misafirin karşısında dimdik bir şekilde durdum.
''İşte bu '' diye geçirdim içimden . Gerçek Marissa bu! Bir köşeye çekilip ağlamak bana göre değil. benim yapmam gereken bütün gerçeği öğrenmek ve annemden tüm bu yalanların hesabını sormak. Ama bu düşüncelerin ne yeri ne de zamanıydı.
Daldığım düşüncelerden çıkmamı sağlayan karşımdaki çocuğun mahcup bir şekilde elini ensesine götürmesi oldu.
O anda karşımdakini inceleme fırsatım oldu. Parlak mavi gözleri ve koyu renk saçları vardı. Fit bir vücudu var gibi görünüyordu. Boyu ise benden biraz uzundu. Yani ona bakmak için başımı kaldırmam gerekiyor diyebilirim. Üzerinde kot bir gömlek vardı. Ve ona uyumlu bir kot pantolon. Gömleğin düğmeleri açıktı ve içindeki beyaz t-shirt ayağındaki beyaz spor ayakkabılarla oldukça uyumluydu.
Oldukça hoş görünüyordu ve bundan bananeydi! Ben ne yapıyorum ya? Resmen burada durmuş tanımadığım birisini inceliyorum. Hem de böyle bir durumda.
Birkaç saniye sonra fark ettiğim gerçekle resmen elektrik çarpılmışa döndüm. Bu. Çocuk. Az. Önce. Benim. Şarkımı. Duymuş. Olabilirdi!
Benden habersiz! Hem de benim yazdığım şarkıyı! Tüm bu düşünceler beynime akın edince gözlerim öfkeyle doldu. Öfkeli gözlerimi karşımda duran çocuğun maviliklerine diktim. Ve ona 'burada ne arıyorsun' bakışı attım. Ve o da bana açıklama yapmaya başladı." Affedersin ben yeni geldim ve müdürün odasını arıyordum. Sonra burayı gördüm ve müziğe ilgili olduğum için de bir göz atmak istedim."
Ne kadar rahattı ya! Söylediklerine karşılık dişlerimin arasından adeta tıslarcasına " İçeride birisi olabileceği hiç aklına gelmedi mi acaba?" dedim.
Bu tavrım onu şaşırtmış olmalı ki bir an bana bakıp kaldı. Sonra daldığı düşüncelerden bir anda silkinip konuşmaya başladı ve " Ben sadece.... şarkı çok güzeldi. Yanlış anlama yani senin sesin de çok güzeldi ve dinlemek istedim. Daha önce bu şarkıyı hiç dinlememiştim. Sanırım sen yazdın? İnan rahatsız etmek istemezdim ama davulun orada olduğunu görmedim ve......"
Söylediklerine karşın yerdeki davula baktım ve bakışlarım tekrar gözleriyle buluşunca çok ilgisiz bir konuda cevap verdim. "1. Katta" cümlem karşısında afallamış bir ifadeyle bana bakmayı sürdürdü. Ah haydi ama her şeyi ben mi söylemek zorundayım! "Müdürün odası diyorum.1. katta. Ve bir daha benim şarkılarıma kulak misafiri olma." Sözlerim bitince gözlerimle kapıyı işaret ettim. O da nihayet anladı ve sessizce çıkıp gitti. Ah sanırım şarkımla ilgili ilk yorumu hiç tanımadığım birisinden almış oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR YENİ!
RandomYarım kalmış bir hikayenin peşinden İstanbul'a kadar giden Marissa. Hiç farkında bile olmadan ona kapılan Aray. Kardeşinden haberi bile olmayan ve hayallerinin peşinde koşan Aria. Geçmişin izleri kolay kolay silinebilecek miydi? Hayatın getirdiği ye...